Bebek telsizinin açık olmasıyla bizi duymuşlardı! Burak konuşacakken ağzını kapatıp telsizi gösterdim. O sırada içeriye Şevval Hanım ve Yusuf Bey girdi.
"Çocuklar ne yaptınız? Uzun süre gelmediniz merak ettik, uyudu mu Selin?" dedi Şevval Hanım, sanırım onlar bir şey duymamıştı.
"Uyudu, bizde aşağıya iniyorduk tam" deyip gülümsedim. Kalkıp hep beraber aşağıya indik. Bizimkiler bize üzgün üzgün bakıyorlardı. Konuşmayı duymuşa benziyorlardı.
"Biz kalkalım artık, bebişi sonra severiz" dedi Kaan, kalktılar.
"Kalsaydınız ya" dedim.
"Yok gidelim kuşum sizde konuşmaya vakit bulun" dedi Yağız, duydular. Onlara kapıya kadar eşlik ettik.
"Fikrini gözden geçir kafanı kırarım" diye fısıldadı Meltem kulağıma. Daha sonra geri çekildi ve gülümsedi. Çıktıklarında kapıyı kapattık. Nefes verip Burağa döndüm.
"Duymuşlar" dedim.
"Onlara zaten söylerdik" dedi, doğru. Nergis yemeğin hazır olduğunu söylediğinde mutfağa geçtik. Yerlerimize oturup yemeğimize başladık.
"Sude, Selin çok tatlı ben onu çok sevdim" deyip gülümsedi Yiğit Ege, bende ona gülümsedim.
"O da seni çok sevecek" dedim.
"Yiğit Ege'yi görebilirse" dedi Burak kendi kendine. Nefes verip yemeğime devam ettim. Yemekten sonra dinlenmek için odaya çıktım. Selin'i de yanıma almıştım. Telsiz kapalıydı, Selin homurdanmaya başladığında yattığım yerden uzanarak onu salladım. Kapı açıldığında içeriye Burak girmişti.
"Ben ona bakarım sen uyu" deyip geldi.
"Tamam" deyip beşiği bıraktım. O sallamaya başladığında gözlerimi kapattım.
Selin'in ağlaması ile uyandım. Doğrulup ona baktım. Burak başındaydı.
"Acıktı galiba" dedi.
"Acıkmıştır" deyip kalktım. Onu kucağıma alıp yatağa oturdum ve Burağa arkamı döndüm.
"İstersen uyu sen ben uyuturum onu" dedim.
"Sorun değil benim için" dedi, Selin'i emzirmeye başladım.
"Sen bilirsin" dedim, Selin'i emzirdikten sonra onu yatağa bırakıp üstümü düzelttim. Omzuma bir mendil bırakıp Selin'i kucağıma aldım ve omzuma yasladım.
"Gazını çıkaralım bakalım" deyip sırtını ovdum. Değişik sesler çıkarıyordu. Biraz ovmuştum, bu onu rahatlatmıştı.
"Kustu" dedi Burak, omzumda mendil olduğu için sıkıntı olmazdı. Burak Selin'in mendilini alıp ağzını temizledi. Selin'i omzumdan ayırıp beşiğine yatırdım. Başım ve karnım ağrıyordu.
"Burak sen sallar mısın? Biraz kötü hissediyorum" dedim.
"Sen uyu ben ilgilenirim" dedi, gülümseyip uzandım ve gözlerimi kapattım.
*
Esneyerek uyanmıştım. Gözlerimi ovuşturup iyice kendime geldim. Kafamı yana çevirdiğimde Burağı ve Selin'i gördüm. Burak onu yanına almıştı, ona gülümseyerek bir şeyler söylüyordu. Selin'de onu dinliyordu.
"Günaydın" deyip gülümsedim, Burak bana baktı.
"Günaydın" deyip gülümsedi, kalkıp onların yanına gittim ve bende uzandım. Selin ortamızdaydı.
"Günaydın annecim" deyip elini tuttum.
"Ne tatlısın sen, senin burnunu, ağzını yerim ben ama" deyip gülümsedim. Burak eğilip onu kokladı.