Çocuk bende biraz şüphe, biraz da acıma duygusu uyandırmıştı.
"Tamam gel, gel içeri" dedi Yusuf Bey. Çocuk içeri girince Yusuf Bey kapıyı kapattı. Salona geçip oturduk.
"Çok teşekkür ederim, hayatımı kurtardınız" dedi.
"İsmin ne senin?" dedi Yusuf Bey.
"Can, ismim Can" dedi.
"Bize birilerinin neden peşinde olduğunu söyler misin?" dedi Yusuf Bey. Bu adama bayılıyordum, her zaman nazik ve kibar.
"Aslında benim peşimde olan polisti. Durumumuz çok kötü, annem evde hasta, ona yiyecek bir şeyler almak için paraya ihtiyacım vardı. Bende hırsızlığa başvurdum" dedi üzgünce, şu an gerçekten çok üzülmüştüm.
"Bir akrabanız yok mu?" dedi Yusuf Bey.
"Hayır yok, bizim kimse yüzümüze bakmıyor" dedi Can, ağlayasım gelmişti.
"Peki, anladım. Sana yardımcı olabilirim, bir süre burada kalabilirsin" dedi Yusuf Bey.
"Baba" dedi Burak. Yusuf Bey Burağa eli ile dur işareti yapmıştı.
"Ama bunun için senin tehlikesiz biri olmana inanmalıyız. Sana nasıl güvenebiliriz?" dedi Yusuf Bey.
"Abi benim tehlike verecek gibi bir halim mi var? Ben sadece annemi aç bırakmamak, onu iyileştirmek istiyorum. Şu hayatta tanıdığım ve güvendiğim tek o kaldı, onu da kaybetmek istemiyorum" deyip ağlamaya başladığında bende ağlamaya başlamıştım.
"Tamam ağlama, ben sana güveniyorum. Sen burada kalabilirsin, annen için de bana evin adresini verirsen annene yiyecek, ilaç vesaire gönderirim" dedi Yusuf Bey.
"Çok teşekkür ederim abi" deyip gülümsedi ve gözyaşlarını sildi Can.
"Sen niye ağlıyorsun?" dedi Burak bana.
"Üzüldüm" deyip gözyaşlarımı sildim.
"Nergis" diye seslendi Yusuf Bey. Nergis geldi.
"Aşağı katta ki boş odalardan birini hazırlar mısın?" dedi Yusuf Bey. Nergis kafa sallayıp gitti.
"Şimdi sen gel benimle biraz daha konuşalım" deyip kalktı Yusuf Bey. Can'da kalktığında ikisi gitti.
"O çocuğa hemen güvenemeyiz, ya sosyopatın teki ise" dedi Burak.
"Oğlum halini görmedin mi? Bende rahat değilim ama yapacak bir şey yok" dedi Şevval Hanım.
"Ben üzüldüm onun adına" dedim, Burak bana bakıp güldü.
"Hadi odamıza çıkalım" deyip kalktığında bende kalktım.
"İyi geceler" deyip çıktık. Odaya girip kapıyı kapattık. Kıyafet odasına geçip üzerime pijamalarımı giydim. Yine Burağın yatağına oturdum. Aklıma tabi ki dün gece gelmişti. Burada Burak ile öpüşmüştük. Ona karşı koyamamıştım. Oflayıp aklımdan o anları sildim. Burak banyodan çıkıp buraya baktığında biraz gözleri daldı. Sanırım onun da aklına dün gece gelmişti.
"Hadi kremini sürelim" dedim, gelip oturdu.
"Morluklar gün geçtikçe azalıyor" deyip kremi aldım.
"Evet iyi oluyor, ağrımıyor da" dedi, gülümsedim. Kremi sürdükten sonra yeniden yerine koydum. Kalkıp banyoya gittim. Elime su tutup kuruladım. Arkamdan Burak gelmişti.
"Şu yara bantlarını da çıkarayım artık" deyip yavaşça çıkarmaya başladı.
"Yardım edeyim mi?" dedim, iyice yapışmıştı ve çıkarması oldukça zordu.