Burak'dan
Suyu alıp yeniden banka döndüğümde Sude'yi bulamadım. Nereye gitti bu kız? Acaba çok kötü oldu da benim peşimden mi geldi? Gerçi öyle olsa görürdüm. Geri dönüp koşarak markete gittim.
"Abi benim arkamdan böyle uzun kumral saçlı, güzel bir kız gelmiş miydi?" dedim adama.
"Hayır" dedi, nefes verip bankın oraya döndüm. O sırada karşıdan koşarak gelen bir kadın gördüm. Soluk soluğa yanıma geldi.
"Bir kız mı arıyorsun?" dedi.
"E-evet" dedim.
"Kız çok bitkin görünüyordu, birden bayıldı. Etrafta kimse yoktu. Ben yanına gelecektim ama benden önce bir araba gelip kızı aldı" dedi, ne?
"Kim, kim aldı ablacım?" dedim.
"Bilmiyorum, uzun büyük bir arabaydı. İnen adamlar takım elbiseliydi. Onları görünce de gelmeye korktum" dedi kadın. O sırada telefonum çalmaya başladı.
"Burak Bey Yiğit Ege'yi bulamıyorum! Her yere baktım ama bulamadım!"
"Ne diyorsun sen Nergis? Evden nereye gider küçücük çocuk"
"Bilmiyorum Burak Bey, eğer kendi çıkıp gitseydi illa ki bir ayak sesi bir kapı kapanma sesi duyardım. Bir anda yok oldu sanki"
Sinirle telefonu kapattım.
"Şey, arabada bir de küçük bir çocuk vardı" dedi kadın. Şimdi taşlar yerine oturdu. CİVAN! Bir yandan eve doğru yürüyüp bir yandan da Yağız'ı aradım.
"Bizim evde buluşalım"
Telefonumu cebime koyup adımlarımı hızlandırdım. O kız bir de hastaydı. Ulan Civan, eğer onun saçının teline zarar verdiysen seni doğduğuna pişman ederim!
Eve geldiğimde içeriye girip kapıyı hızla çarparak kapattım. Nergis ağlayarak geldi.
"Bugün izinlisin çık, Yiğit Ege'yi ben bulurum" dedim. Bir şey demeden çıktı. Sinirle salonda volta atmaya başladım. Kapı çaldığında gidip kapıyı açtım.
"Bir sorun mu var?" diyerek içeriye girdi Yağız. Kapıyı ittiğimde kapandı.
"Civan iti Yiğit Ege'yi ve Sude'yi aldı!" diye bağırdım.
"Ne! Hani artık pençelerini çekmişti üzerimizden" dedi.
"Durmuyor orospu çocuğu durmuyor!" diye bağırdım.
"Sakin ol, onlara hiçbir zarar gelmeden bulacağız merak etme" dedi Yağız.
"Nasıl abi nasıl!" dedim.
"Olay nasıl oldu bana anlat" dedi. Ona baştan sona her şeyi anlattım.
"Oturduğunuz bankın oraya gidelim, bir güvenlik kamerası varsa plakayı buluruz, gerisini olmuş bil. Hadi" dedi. Evden çıkıp Sude ile oturduğumuz bankın oraya gittik. Etrafımıza bakındık.
"Bu tarafta yok" dedi Yağız. Biraz daha dikkatli bakınca ağacın yanında bir kamera gördüm.
"Ben buldum kardeşim, nasıl bakacağız" deyip ona kamerayı gösterdim. Telefonunu çıkarıp biri ile konuştu. Yaklaşık yarım saat sonra telefonuna bir mesaj geldi. Mesajı açtı. Kamera kaydı görüntüleriydi. Sude ve ben belirdik. Ben ayrıldıktan sonra Yağız'ın elinden telefonu alıp dikkatli baktım. Sude bayılmıştı, sağ taraftan gelen araba olmalı. Videoyu durdurup plakayı aldım. Yağız plakayı bizim çocuklara vermişti, onlarda karakola verecekti. Bir taksi çevirip bindik.