"Sakin ol bir şey yok kabus gördün" dedim, doğruldu. Derin bir nefes alıp verdi. Ona sarıldığımda kafasını omzuma koydu. Biraz sarıldıktan sonra geri çekildik.
"İyi misin?" dedim, kafa salladı.
"İyiyim" dedi.
"Su ister misin?" dedim.
"Olur" dediğinde kalktım, masanın üstünde ki bardağa su koyup yatağa döndüm. Bardağı ona uzattığımda alıp içti. Bardağı komodinin üstüne koydum. Rahat etmek için gömleğimi çıkardım.
"Hadi gel" deyip kolumu omzuna sardım ve uzandık. Kafası göğsümde ki yerini almıştı. Nefes alıp verdikten sonra gözlerimi kapattım.
*
Burnuma değen şeyler burnumun kaşınmasına neden olmuştu. Gözlerimi açıp esnedim. Burnuma değen Sude'nin saçlarıydı. Hâlâ uyuyordu sanırım. Omzunda ki elimi yavaşça kaldırıp saçlarına götürdüm. Saçlarını okşamaya başladım. Kafası ve eli hâlâ göğsümdeydi. Şu an kanatsız bir melek gibiydi. Kıpırdamaya başladığında elimi çektim. Kafasını yavaşça yastığa bıraktım. Dirseğimi yatağa koyup hafifçe doğruldum. Pürüzsüz yanağına bir öpücük bırakıp geri çekildim. Kalkıp banyoya girdim. Ilık bir duş alıp çıktım ve üzerimi giydim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Saçlarımı kurutup taradım. Odaya geçip alyansımı taktım. Saatimi de takıp telefonumu cebime attıktan sonra Sude'ye ilerledim. Yanına oturdum.
"Sude" deyip elimi omzuna koydum.
"Sude" dedim yeniden. Nefes alarak gözlerini açmıştı.
"Günaydın" dedim, bana baktı.
"Günaydın" dedi.
"Hadi kalk bakalım" dedim, kollarını iki yana açıp esnedi. Nefes verip doğruldu. Saçları birbirine girmişti. Gülüp saçlarını düzelttim. O da uyku sersemi gülümsemişti.
