17

3.3K 154 3
                                    

Gözlerimi villadan çekip içeriye girdim. Kapıyı tıklatıp bekledik. Nergis kapıyı açtığında gözleri gözlerimi buldu. Hafif bir gülümseme gönderdi. Gözlerimi kırpıp içeriye girdim. Şevval Hanım ve Yusuf Bey gelmişti.

"Sude Hanım'ın eşyalarını odasına indirin" dedi Yusuf Bey.

"Biz seninle biraz konuşalım Sude" dedi Şevval Hanım. Salona geçip oturduk. Burak da gelmişti.

"Yiğit Ege konusunda sana çok güvenmiştik Sude. Güvenimizi boşa çıkarmadın, o konuda sana çok teşekkür ediyoruz. Ama bu olaya pek pozitif bakamıyorum" dedi Şevval Hanım.

"Bakın Şevval Hanım, Yusuf Bey. Bu kesinlikle bilerek ve isteyerek meydana gelen bir şey değil. Yaptığımız şey doğru değil bunu biliyorum, durumun ciddiyetinin de farkındayım. Rica ediyorum bana karşı kafanızda şu düşünceyi asla beslemeyin. Bakıcılık bahanesi ile oğlumu ayarttı. Eminim ki bu cümle ikinizinde aklından geçmiştir. Ama size tüm samimiyetimle söylüyorum, ben öyle biri değilim. Üstelik benim buraya gelirken Burak'dan haberim bile yoktu. Buraya gelince öğrendim, bizim tanışmamızda biraz sert oldu zaten. Burak hakkında asla öyle şeyler düşünmedim. Belki beni gelin olarak istemeyebilirsiniz, oğlunuza layık göremeyebilirsiniz. Bu konuda bir şey diyemem. Ama ben içimde bir can taşıyorum ve bu can sizinde kanınızı taşıyor. Beni anlıyorsunuz değil mi?" dedim.

"Haklısın, ilk başta gerçekten ikimizde çok sinirlendik. Ama olmuş bitmiş bir şey, geçmişi düzeltemeyiz. Senin hakkında öyle bir şey düşünmedik Sude. Öyle bir kız değilsin bunu anlayabiliyoruz. Keşke bu durum yaşanmasaydı, keşke aşk hayatınızda ki geçmişinizi gençlik aklı ile yaşanmış bir şey yüzünden kirletmeseydiniz. Seninde dediğin gibi taşıdığın can bizimde kanımız. Bu halde seni öylece ortada bırakamayız" dedi Yusuf Bey.

"Bebek doğduktan sonra boşandığımızda yine arada sırada bir arada olalım. Bebeğin psikolojisi olumlu yönde ilerlesin. Ne kadar ilerleyebilirse tabi" dedi Burak.

"Ona bebek doğunca karar veririz" dedim.

"Yarın öğleden sonra nikah kıyılacak, 1 saat sonra ise düğün. Eminim ki birden bire çıkan bu evlilik herkesin dilinde olacak" dedi Şevval Hanım. O sırada ayak sesleri duyduk. Yiğit Ege'ydi. Onu görünce gülümsedim. Beni gördüğünde ilk başta şaşırsada gülüp yanıma geldi. Onu kucağıma alıp öptüm.

"Sude hoşgeldin!" deyip bana sarıldı. Bende ona sarıldım.

"Hoşbuldum canım" dedim, geri çekildik.

"Beni görmeye mi geldin?" dedi, bir şey diyemedim.

"Yiğitçim sana söylememiz gereken şeyler var" dedi Şevval Hanım. Yiğit Ege'yi yanıma oturttum.

"Sude'nin ve abinin yarın düğünü var, evlenecekler" dedi.

"Nasıl ya?" dedi Yiğit Ege şaşkınlıkla.

"Sen abime mi aşıksın Sude?" dedi bana bakarak.

"Evet tatlım, ben abine aşık oldum" dedim, bir şey anlamaması gerek.

"Olley! Hep bizimle olacaksın!" diye bağırıp güldü. Dolan gözlerim ile bende gülümsedim.

"Sizinleyim" dedim ve onu yeniden kucağıma almak isterken karnıma giren ağrı ile inledim. Öylece durmuştum. Burak hızla geldi ve Yiğit Ege'yi alıp Nergis'e verdi.

"İyi misin?" dedi bana. Derin nefes alıp verdim.

"İyiyim" dedim.

"Biraz hava almak ister misin?" dedi, kafamı salladım. Kolumdan tutup beni kaldırdı. Kendimi sağlama almak için koluna girdim. Yavaş adımlarla balkona çıktık. Koltuklardan birine oturduk.

Bakıcı | BİTTİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin