Şeyda çakıyı bana yaklaştırırken kapının açılması ile durdu. Kapıya baktığımızda Burağı gördüm.
"Şeyda ne yapıyorsun!" diye bağırdı Burak.
"Sizi birlikte tutan şey bu değil mi, bu yüzden evlenmediniz mi!" diye bağırdı Şeyda. Burak bize yaklaşıyordu. Ardında bizimkiler vardı. Herkes korkuyla bakıyordu.
"Ne saçmalıyorsun sen! Onu bıçaklayacak mısın?" dedi Burak. Şeyda ağlamaya başlıyordu. Ben çoktan ağlamaya başlamıştım.
"Sen gerçekten delirmişsin! Her şeyi kafanda kuruyorsun! Neyin doğru neyin yanlış olduğunu bilmeden! Bırak onu" dedi.
"Onu sevmiyorsun Burak" dedi Şeyda.
"Ya nereden biliyorsun ya! Delireceğim ya neye güvenip bunu söylüyorsun sen!" diye bağırdı Burak.
"Onu çok mu seviyorsun!" diye bağırdı Şeyda.
"Evet! Evet onu çok seviyorum! Duydun mu! Sude'ye aşığım aşığım! Bunu anlamak bu kadar mı zor ya! Sana kaç defa dedim vazgeç biz arkadaşız dedim! Ama senin o aşk sandığın şımarıklığına ben artık dayanamıyorum anladın mı! Arkadaşımsın dedim sustum! Ama artık katlanamıyorum Şeyda! Ben seni sevmiyorum! Karımı ve bebeğimi her şeyden çok seviyorum! Ve senden de nefret ediyorum!" diye bağırdı Burak, resmen kapadı gözünü açtı ağzını! Şeyda bağırıp çakıyı bıraktı ve kendi de yere çöktü. Hızla Burağa koştum ve ona sarıldım. O da bana sarılmıştı.
"Geçti" deyip saçlarımı okşadı. Geri çekildiğimizde kolunu omzumdan ayırmadı. Oradan ayrılıp yukarıya çıktık. Dışarıya çıkmıştık.
"İyi misin?" deyip ellerini yanaklarıma koydu ve gözyaşlarımı sildi.
"Burak o kadar çok korktum ki bebeğime bir şey yapacak diye" dedim.
"Şşhh tamam, geçti bak ben yanındayım" dedi, derin bir nefes alıp verdim.
"O psikopatın gözü dönmüş, az daha" deyip sustum.
"Buna asla izin vermem tamam mı? Benim bebeğim sağ salim dünyaya gelecek" dedi, gülümsedim.
"Hadi sakinleş" dediğinde kafamı göğsüne yaslayıp kollarımı beline sardım. O da kollarını boynuma dolamıştı. Çenesini kafama yaslayıp saçlarımı okşuyordu. Bir süre öyle kaldıktan sonra adım sesleri duyduğumuzda geri çekildik. Yağız Şeyda'yı dışarıya çıkarmıştı. Bize baktılar. Burak kolunu omzuma sardığında içeriye girdik. Aşağıya inip masamıza oturduk.
"Çocuklar bir sorun mu var? Yağız'ı Şeyda'nın kolundan tutup dışarıya götürdüğünü gördüm" dedi Şevval Hanım.
"Şeyda haddini fazla aştı, bizde onunla alakayı bitirdik" dedi Burak.
"Anlama-"
"Anne sonra konuşuruz" diyerek Şevval Hanım'ın lafını kesti. Şevval Hanım nefes verip gitti. Yiğit Ege ortalıklarda koşuşturuyordu.
"Elbiseyi giymene çok sevindim" deyip gülümsedi Can.
"Bana bak, zaten sinirliyim, çeneni kapat yoksa tüm sinirimi senden çıkaracağım" dedi Burak, masanın üzerinde ki elinin üstüne elimi koydum. Nefes verip bana baktı.
"Sakin ol" dedim, kafasını salladığında elimi çektim. O sırada Meltem, Kaan ve Lina gelip oturdular.
"Ben iyiyim" dedim onlar sormadan.
"Moral düşürmeyelim o zaman, hadi çıkıp dans edelim" deyip gülümsedi Lina.
"Hiç havamda değilim" dedim.