Nick
Bakışları ilk defa bu kadar tedirgindi. Onu karşımda böyle gördükçe ölmeyi diliyordum adeta.
- Polaroidlerdeki kim?
Sesi titriyor, güvensizlikle izliyordu beni. Ne cevap vereceğimi bilemesem de, Hailie'nin aksine sakin görünüyordum. Soru sormaya son vermiyordu.
- Eski sevgilin mi? Çok güzel fotoğraflar.
Başımı salladım. Konuştukça daha da titriyordu sesi.
- Senin için hala önemli mi?
Yanına ilerleyip elini tuttum. "Sana yemin ederim ki benim için hiçbir önemi yok, inan bana."
Kırık bir gülümsemeyle yüzüme baktı.
- O halde neden fotoğraflarını çekmecende saklıyorsun? Söylediğin her şey yalanmış gibi geliyor bana.
Ses tonu aniden yükseldi. Elini kurtardı benden.
- Bu çekicilik numaraların, gizemli tavırların ve dürüst olamayışın beni şimdiden yıpratmaya başladı bile Nick. Sanırım gitsem iyi olacak.
Kolunu çekerek "Hayır!" Dedim. "Hailie lütfen, kendinde değilsin. Açıklamama izin ver."
- Sanırım uzun zamandır hiç bu kadar kendimde olmamıştım.
Başını eğerek elime baktı. "Bırak kolumu."
Bırakmıyor, açıklama yapmaya çalışıyordum daha. Kurtulmak için çabalarken bir anda yükseltti sesini.
- Her şey çok hızlı gelişti. Bana çekici gelmen, kendimden nefret ettiğim anlamına gelmiyor Nick. Sen bana iyi gelmiyorsun. Gitmek istiyorum.
Yavaşça bıraktım kolunu. Gözlerim bomboş bakıyor, sürekli yüzünü getiriyordu önüme. Onu Scarlet'ın fotoğrafları için mi kaybedecektim yani? Hayır, izin vermeyecektim buna.
Kapının çarpma sesiyle yatağın köşesine attım kendimi. Gitmişti, sandığımdan da takıntı haline getirmiştim onu. Yüzümde, sakinliğimden eser bile kalmamıştı.
Hızla yerimden kalkıp çekmeceyi açtım. Ne var ne yok dağıtıyordum etrafa. Scarlet'ın fotoğrafları ipinden çözülmüş, yerlere saçılmıştı. Polaroidlere göz gezdirdim. Bunlar için mi yanımda değildin Hailie? Yanımda olmana engel olan her şeyi kaldıracaktım ortadan. Her şeyi...
Deliye dönmüştüm. Elime bir fotoğraf alıp, cebimden çıkardığım çakmağı çaktım köşesine. Fotoğraf yavaşça alevleniyor, Scarlet kayboluyordu. Neden hala fotoğraflarını saklıyordum Scarlet'ın? Bana hissettirdiği suçluluk duygusu yüzünden mi?
Yanmaya devam eden polaroidleri attım diğerlerinin yanına. Hepsi tutuşmaya başladı. Yere oturup bacaklarımı çektim kendime. Son yaşananları gözümün önünden geçiriyordum. Hayır, iyi değildi bu davranışlarım. Düzeltmem lazımdı. Hailie bana kendimi kaybettiriyordu.
Hemde tanıyamayacağım kadar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kilitle
Aktuelle LiteraturTakıntılı, sevdiği kişiyi kendine saplantı haline getiren biri, bir ilişkide nasıldır?