52. Bölüm | Yaşamayı Öğretmek

1.1K 41 10
                                    

Nick

Adını o kadar yüksek söylemiştim ki, kulaklarımda bastıramadığım bir uğultu vardı. Ayaklarım geri geri gidiyor, yere yığılmamak için son savaşını veriyordu sanki. Boşluktaydım, hiçbir şey yoktu beni tutan.

Siyah saçları yola uzanıyor, vücundan yavaşça sızıyordu kan. Bedenimde ilk defa bu kadar yoğun hissediyordum üzüntü ve öfkeyi.

Ona çarpan polis arabasıydı. Bir polisi halledebilirdim, ya da ikiyi!

Aniden frenleyen araçtan dört polis indiğinde, bir ağacın arkasından izlemeye başladım olacakları. Geçen her saniye daha da bulanıklaşıyordu gördüklerim. Kapüşonlumun koluyla gözyaşlarımı sildim.

Kendimle konuşuyordum bir yandan. Ağlamamı durdurmaya çalışıyor, hayatımdaki tek gerçeğin, ellerimden kayıp gitmeyeceğini tekrarlıyordum defalarca.

O güzel gözleri yine kesecekti nefesimi. Bembeyaz teni tekrar kıskandıracaktı Ay'ı. Ve tüm bu olanlar o polislerin yanına kalmayacaktı! Zevkle seyredecektim acı çektiklerini.

Çaresizce ağaca yasladım elimi. Güçsüzdüm, ilk defa bu kadar zavallı hissediyordum. Hailie yanımda olsa yine aynı şeyleri tekrarlardı.

Hasta, ya da canavar olduğumu.

İkisi de değildim bu sefer. Duyabileceği en büyük acıyı yaşayan biriydim. Bir o kadar da kindar.

İki polis etrafı süzerken diğeri telsizle konuşuyor, bir tanesi ise Hailie'nin nabzını kontrol ediyordu.

Dikkatim tekinin üzerindeydi yalnızca. Aşık olduğum kadının hayatta olduğuna dair bir belirti bekliyordum sadece.

Gözyaşlarım yüzümü germişti. Öylesine sıkışıyordu ki kalbim, tüm vücudumda ona yer kalmamıştı sanki.

Duygularım, mutluluklarım, heyecanım ve sevincim de aşık olduğum kadınla birlikte yatıyordu yolun ortasında. Ben ise sikik bir ağaç gövdesinin arkasından izliyordum onu!

Daha fazla dayanamadım, kendime çektim dizlerimi. Sertçe gömdüm başımı bacaklarıma. Bu ağırlığı kaldıramıyordum, ilk defa bir yükü taşımak zor geliyordu bana.

Siren seslerini duymamla kaldırdım başımı dizlerimden. Ekipler kısa süre sonra tüm çevreyi sardı. Gitmeliydim, daha fazla kalamazdım, ama ayıramıyordum ondan gözlerimi.

Hissettiğim acı genzimi yakıyor, hareketsiz kılıyordu her bir uzuvumu.

Söz vermiştim, hayatım boyunca yanında olacağıma yemin etmiştim ben!

Şimdi nasıl gidebilirdim, sevdiğim kadına nasıl dönerdim arkamı?

Sedyeyle taşıyorlardı Hailie'yi. Onda gördüğüm her yara, geçmişi canlandırıyordu hafızamda.

"Söz veriyorum iyi olacaksın. Her şeyi düzelteceğim ben. Tüm kötü anılarını sileceğim aklından."

Yaşananlar hâlâ kâbus gibi geliyordu bana. Sonu olmayan, her defasında durduramadığım aynı acı...

Elimden yalnızca uyanmayı dilemek geliyordu.

Zor ayırdım gözlerimi. Geride bıraktım ona arkamı dönüp. Hayattaki tek sığınağıma, ölene dek yanımda kalmasını istediğim tek kişiye...

Belki de gerçek sevgiyi hak eden tek kadına.

Şiddetle koşuyordum üzerimdeki yükleri hafifletmek istercesine. Hiçbir yolu yoktu bu acıyı dindirmenin. Bir tek onun gözlerine bakarsam iyileşirdim.

Gerçek aşk sandığım her şeyi silmişti Hailie aklımdan. Birini sevmeyi, sevildiğini hissetmeyi öğretmişti bana O.

Ben de ona yaşamayı öğretecektim.

KilitleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin