21. Bölüm | Sabaha Karşı

2K 72 3
                                    

Nick

Merdivenleri çıkıp dairemin önüne geldiğim anda, Jenna kapıyı açtı. Şaşkınlıkla izliyordu beni. Tabii şaşkın bakışlarının nedenini anlayabiliyordum. Kucağımda baygın bir kız vardı.

Cebimden anahtarımı çıkarmaya uğraşıyor, bir yandan da Jenna'ya sırıtıyordum. Ah tanrım! Hailie kucağımdayken çok zordu bu. "Nasılsın Jenna?"

"İyi" dedi soğuk bir sesle. Bakışlarını üzerimden ayırmıyor, Adeta bir seri katil filmi izliyordu.

Anahtarı çevirip kapıyı açtığımda, yapmacık bir gülümseme takındım yüzüme. "İyi geceler Jenna."

Ayağımla kapıyı ittirip, odama taşıdım Hailie'yi. Sayıklıyor, yavaş yavaş hareketlenmeye başlıyordu. Onu yatağa bıraktım.

Elbisesinin fermuarını açıp kollarından çıkardım askıları. Sonra da eteğinden çekiştirmeye başladım. Hailie bu elbisenin içinde nasıl bir gün geçirmişti? Bununla rahat hissetmek eminim imkânsızdı.

Dolabımdan bir tişört kaptım hemen. Sonra da Hailie'ye giydirdim. İçmesine ve o kadar kusmasına rağmen, hâlâ izlenmeye değer görünüyordu o.

Üzerine battaniyeyi çektiğimde, "Su" dedi alçak sesle. Baş ucundaki bardağı doldurarak Hailie'ye uzattım. Yattığı yerden doğruldu, bardağı aldı elimden. Yavaşça araladı gözlerini.

Birkaç yudumdan sonra bardağı yerine bıraktı. Başını çevirdi bana. Bitkin görünüyordu.

- Nick, her şey için özür dilerim. İçkiyi abartmamalıydım...

"Biraz uyu" diye böldüm lafını. Kelimeleri toparlamakta zorlanıyor, gözlerini açık bile tutamıyordu. "Sabah hepsini konuşacağız. Şimdi uyu."

Başını yastığa koyduğunda, yanından kalkarak koltuğa attım kendimi. Uyumayacaktım, bir şeye ihtiyacı olabilirdi. Kollarımı göğüsümde birleştirerek yaslandım arkama.

Hailie uykuya dalıyor, ama ben uykuya dair hiçbir şey hissetmiyordum. Neden bu kadar içmişti? Ve neden kötü hissettiğini söylemişti?

Üzerinden çekip bacaklarının arasına aldı battaniyeyi. Tişört iyice yukarı çıkmıştı. Balkon kapısından esen rüzgar, tenine çarpıyordu. Kapıyı kapatmak için kalktım yerimden.

Kolu çevirdiğimde tekrar Hailie'ye döndürdüm başımı. Çok güzel görünüyordu, her ayrıntısıyla muhteşemdi o. Yavaş adımlarla ilerledim yanına. Her adımımda, nefis kokusu burnumu daha da dolduruyordu. Ve sonradan gelen alkol kokusu...

Boynuna uzanan saçlarına attım elimi. Her zamanki gibi yumuşacıktı. Geriye doğru taradım parmaklarımla. Yüzü açığa çıkıyor, ayrılmak istemiyordum yanından.

Onu yakından izlemek, apayrıydı benim için. Biçimli ve renkli dudakları, yüz hatları hatta kirpikleri... Bir insanın her ayrıntısı böylesine özenle yaratılmış olabilir miydi?

Ah Hailie, şimdi ayık kafayla olman için nelerimi vermezdim!

Kıvrımlı, ince beline dokunduğumda, aniden sayıklamaya başladı. Diğerlerinden farklıydı bu sayıklamaları.

Çünkü bu sefer dedikleri anlaşılıyordu.

"Bırak beni!" derken huzursuzlanıyor, başını sağa sola savuruyordu. Çektim elimi üzerinden. Neye uğradığımı şaşırmış, Hailie'yi izliyordum.

Hailie'nin neyi vardı?

KilitleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin