35. Bölüm | Hasta Adam

1.5K 55 8
                                    

Nick

"Daha iyi misin?" Diye tekrarlıyor, sargıda olmayan elimi bırakmıyordu hiç. Benimle bu kadar ilgilenmesi ona olan sevgimi körüklerken, bir yandan da vicdan azabı duymama neden oluyordu.

İkimize özel olacak bu geceyi, birkaç sikik hayal yüzünden mahvetmiştim ben.

- Neden gitmiyoruz? Sargım çoktan yapıldı.

Gözlerini devirerek koridoru işaret etti Hailie.

- Sinirlerine zarar verdin Nick. Elini eskisi kadar rahat hareket ettiremeyeceksin artık. Çok kan kaybettin. Seni gözetim altında tutmak isteyeceklerdir.

Hayranlıkla izledim onu. O kadar emin konuşuyor ve olgun davranıyordu ki, hayran kalmamak elde değildi.

Bana doğru eğilip yüzümü okşamaya başladı. Tereddütle baktı suratıma.

"İçeride ne oldu Nick? Neden o hale geldin sen?"

Bir anda banyoda bulduğunda, kanamayı durdurmak için ne kadar uğraştığını anımsadım. Gerçekten gözlerine bakarak yalan mı söyleyecektim ona?

Ah hayır, yapamazdım.

- Hailie, nasıl anlatacağımı bilmiyorum ama hasta bir adam duruyor karşında.

Yüzünü buruşturdu. Söylediklerime anlam veremediği belliydi bakışlarından. Daha açıklayıcı olmaya çalıştım.

- Psikolojik tedavi gördüm, ilaç kullandım. Son zamanlarda bunu o kadar aksatıyorum ki, hayaller görmeme sebep oluyor.

Tepkisizdi, söylediklerimin şokunu yaşıyordu kafasında.

"Seninleyken bu ilaçlara ihtiyacım olmadığını sanmıştım. Özür dilerim, böyle olsun istemedim.

"Ne gibi hayaller bunlar?" Dedi titrek sesiyle. Arkasına yaslandı.

Açık olmam gerektiğini hissediyordum. Sadece bir kez olsun dürüst olmalıydım Hailie'ye. Derin bir nefes aldım.

"Geçmişte bıraktığımı sandığım çoğu şeyi."

Doktorun kapıyı tıklatmasıyla yerinden kalktı Hailie. Zoraki bir tebessüm etti doktora. Arkasına bakmadan ayrıldı yanımdan.

Ben ise yattığım yerden doğrulmaya çalışıyor, "Hailie!" Diye bağırıyordum. Peşinden gitmeye yeltendiğim an, doktor tuttu beni.

- Bay Mathers, lütfen yerinizden kalkmayın. Kolunuzdaki kesikler yok sayabileceğiniz türden değil.

Sakince bıraktı beni. Yatağa tekrar uzanmamı bekledi. Sonra da elindeki kağıtları doldurmaya başladı.

- Birkaç saat gözetim altında tutmalıyım sizi. Sinirleriniz zarar görmüş, uzun bir iyileşme süreci var önünüzde.

Başucuma yaklaşıp serumu bağladı koluma. Kapıya yönelirken tekrar süzdü beni.

"Geçmiş olsun."

Doktorun odadan çıkmasıyla, yanımdaki koltukta belirdi Scarlet. Endişeli görünüyordu.

"Çok kan kaybetmişsin."

Acı bir gülümsemeyle baktım yüzüne. Son karşılaşmamızdaki gibiydi her ayrıntısı.

"Sen o musun? Kaybettiğim kanım mı?"

Üzerindeki elbisesini hatırladım. Kan lekelerini, ağladığından akan makyajını ve ipleri çözülmüş ayakkabısını. Scarlet'ı bulanık görmemle gözlerimin dolduğunu anladım.

"Hailie'ye zarar vereceksin Nick. Bana da verdin..."

"Seni sevdim!" Dedim öfkeyle.

- Senin için ne kadar çabaladığımı biliyorsun! İnkâr edemezsin hiçbirini!"

"Bana zarar verdin" diye tekrarladı sakince.

Oturduğu yerden kalktı, üzerindeki elbisesini çekiştirmeye başladı.

Bacaklarındaki çizikler ve morluklar çıkmıştı elbisenin altından. Sarı saçlarını yavaşça omzundan geriye attığında, boynundaki bıçak darbesini görebiliyordum.

"Bana ne yaptığına bak."

Kolumdaki serumu çıkararak ayağa fırladım. Öyle hızlı kalkmıştım ki, gözlerim kararmıştı. Yere çöktüm, ağlamaya başladım önünde. O ise bacaklarını işaret etti bana.

- Sırf bu yüzden Hailie'yi gördüğünde o kadar yıprandın Nick. Onun yaraları sana bu görüntüyü hatırlattı değil mi?

Ağlıyor, güçsüzlükle bakıyordum bacaklarına. Defalarca özür diliyordum ondan. Yavaşça kayboluyordu gözlerimin önünden.

"Scarlet lütfen kal, benimle kal!"

Gözümü açıp kapayıncaya kadar yok olmuştu o. Hayalinin bende bıraktığı vicdan azabını tarif bile edemiyordum.

"Özür dilerim, çok özür dilerim!"

Kapı yavaşça aralandığında, Hailie duruyordu önümde. Öylece kaldı olduğu yerde. Gördüklerini idrak etmeye çalışıyordu.

Yerdeydim, özür dileyerek ağlıyordum boşluğa doğru.

Elindeki kahve bardağını düşürdü şaşkınlıkla. Korkusunu bakışlarından hissedebiliyordum. İyi değildi, her hareketimle daha da uzaklaştırıyordum onu kendimden.

KilitleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin