Nick
Jake'in eve geldiğini anladığımda, çıktım Lily'nin odasından. Koridorda durmuş, annemi dudağından öpüyordu. Ah tanrım! Onları böyle görmeye katlanamıyordum.
Küçük öpücükten sonra gözlerini araladığında, beni gördü, yüzü düştü Jake'in.
- Sanırım ahım tutmuş, birisi de seni fena benzetmiş ha!?
Dalga geçiyor, yüzüme bakıyordu ceketinin kollarını sıyırırken. Bense duvara yaslanmış, tepkisizce izliyordum onu.
- Seni dövdüğümde, yaralarının bu kadar çabuk iyileşeceğini düşünmemiştim Jake. Çabuk toparlıyorsun.
Zoraki bir gülümseme oluşturdu yüzünde. Sonra da kahkahaya çevirdi. Bozulmuştu, fark ettirmemek için yapıyordu bunu.
- Hailie, masayı kurmama yardım eder misin?
Annem konuyu dağıtmak için Hailie'ye seslense de, araya girdim hemen. "Biz yemeğe kalmayacağız."
"Hayır" dedi sert sesiyle. Otoriter bir anne gibi davranıyor, hiç yoktan anne gibi davranıyordu.
- Yemeğe kalacaksınız, buraya sadece Lily'i getirmeye gelmediniz değil mi?
Hiçbirimizden ses çıkmadı. Annem ise "Ben de öyle düşünmüştüm" dedi. "Hailie, gel de tabakları götür."
İkisi birlikte mutfağa ilerlerken, Jake'in suratını daha fazla görme kötülüğünü yapmadım gözlerime. Peşlerinden gittim.
Tabakları almak için dolaba uzanıyor, siyah saten elbise, tüm vücut hatlarını hissettiriyordu. Annem elindekileri bırakmak için içeri gittiğinde, arkasından yaklaştım Hailie'nin.
- Bir an önce seninle baş başa kalmak istiyorum.
Arkasını dönüp, ellerini boynumda birleştirdi. Gülümsüyor, bir yandan da dudağını ısırıyordu. Bu hareketi mahvediyordu beni.
- Sabırsızlanıyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kilitle
General FictionTakıntılı, sevdiği kişiyi kendine saplantı haline getiren biri, bir ilişkide nasıldır?