24. Bölüm | Jake

1.8K 69 11
                                    

Hailie

Evinin önüne geldiğimde, zili çalmama bile fırsat vermeden kapıyı açtı teyzem. Gergin görünüyordu. Zile uzanan elim havada kalmış, şaşkınlıkla yüzüne bakıyordum onun.

"İçeri geç" dedi sakince. Fönlü saçlarını omzunun arkasına attı. Girmemi bile beklemeden koridoru ilerledi. Teyzemin neyi vardı böyle?

Kapıyı sırtımı yaslayarak kapatıp, peşinden yürüdüm teyzemin. Topuklu ayakkabılarının sesi kulağımı dolduruyor, açık camdan esen rüzgar saten, bordo elbisesini dalgalandırıyordu. Masada duran sigara tabakasına uzanarak koltuğa attı kendini.

- Annenin yanında konuşmak istemedim seninle. Yeterince sorunla meşgul zaten.

Boş bakışlarımı sigara tabakasından, teyzemin yüzüne çevirdim. Neden bahsediyordu? Annem için bir sorun muydum ben? "Otursana."

Boş bulduğum bir yere oturup, iğneleyici bakışlarla teyzemi süzmeye devam ettim. "Bana ne ima etmeye çalışıyorsun teyze?"

Soruma bir başka soruyla karşılık verdi. Bir yandan da sigarasını yakıyordu. "Dün gece neredeydin?"

"Nick'le birlikteydim" dedim sertçe. İçimden neden burada olduğumu sorguluyor, teyzemin davranışlarına bir anlam vermeye çalışıyordum.

"Nick'le olduğunu biliyorum. Kiminle değil, nerede olduğunu soruyorum sana."

"Beni annesiyle tanıştırmak istedi" dediğimde, olabildiğince sinir bozucu bir gülüş attı bana doğru.

- Oysa ki birkaç gün önce Nick'in sana zarar verdiğini söylemiştin. O günü hatırlıyor musun?

Aklımda o anı tekrar yaşıyor, buraya gelmeden önce Nick'in söylediklerini hatırlıyordum. Teyzem ise devam etti.

- Seni bir ilişkinin içinde ilk defa o kadar üzgün görmüştüm Hailie. Sence de bazı şeyleri çabuk unutmuyor musun?

Bunu söylerken oturduğu yerden bana doğruldu. Gözlerime bakıyor, bir cevap bekliyordu benden. Benimse yaptığım ilk şey, oturduğum yerden kalkmak olmuştu.

- Daha fazla konuşmak istemiyorum teyze. Söylediklerini de beni önemsediğine yoracağım.

Ben hızla kapıya yürürken, teyzem "Hailie!" Diye sesleniyordu. Arkama bile bakmadan çıktım evden.

O günkü söyledikleri kulağımda yankılanıyordu. "Ne karar vermiş olursan ol, hep yanındayım."

Hayır teyze. Bu sefer yaptıkların, kulağımda yankılalandan çok daha farklıydı.

Çantamdan telefonumu çıkarıp, Nick'i aradım hemen. Çok geçmeden cevapladı aramamı.

- Konuşmanız sandığımdan da çabuk bitti.

Sesindeki ben söylemiştim havasını hissedebiliyordum. Onun neşesi vardı tonunda.

- Bu kadarını tahmin etmiyordum Nick. Bana senin hakkında epeyce şey vurguladı.

Şaşkınlıkla kahkaha attı.

- Sayende artık bana güvenmiyor.

Karşımda tanıdık bir silüet görmemle duraksadım. Nick konuşmaya devam ediyor, fakat ben hiçbir şey anlamıyordum. Kimdi bu?

Gözlerimi kısarak daha da netleştirmeye çalışıyordum gördüklerimi. Bana doğru yaklaşan sülieti tanıdığım anda ne yapacağımı şaşırmıştım. "Nick seni sonra arayacağım."

Nick ise "Hailie" diyor, telefonu kapatmamı engellemeye çalışıyordu. Aceleyle sonlandırdım aramayı. Jake'den olabildiğince hızlı uzaklaşmaya karar verdim. Beni nasıl bulmuştu?

Peşimden geliyor, ben hızlandıkça sıkıyordu dişlerini. Belki de hayatımın hatasını yaparak kalabalıktan saptım. Mantıklı düşünemiyor, sadece geride bırakmak istiyordum onu. O ise durmak bilmiyordu.

Her adımında bana daha da yaklaştığını fark ettiğimde, yola atladım. Süratle geçen arabalar umrumda bile değildi. Ta ki, ezilmek üzere olduğumu fark edene kadar.

Arabanın bana çarpmasına ramak kalmıştı ki, ani bir ittirilmeyle yolun kenarında buldum kendimi. Yerdeydim, dizlerim pürüzlü yolda sürtünmekten kanamaya başlıyordu.

Yaşadıklarımı idrak edemiyor, bacaklarımın acısını bile hissetmiyordum. Ama yaşadığım en büyük şok, Jake'in hayatımı kurtarmasıydı. Kendini arabanın önüne atmıştı benim için.

Topallayarak ve üzerini silkeleyerek yanıma ilerledi. Tam önümde durduğunda buruşturdu yüzünü.

- Güzelim kendini mi öldüreceksin sen?

KilitleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin