1. Bölüm | Havaalanı

45K 607 711
                                    

Hailie

Uçaktan nihayet indim. Bavulumu yerde sürüyor, bel çantamdan telefonumu çıkarmaya çalışıyordum. Tuş kilidini açıp, annemi aradım. Birkaç kez çaldıktan sonra telefonu açtı.

- Hailie?

- Anne, uçaktan indim. Yarım saate yanında olacağım. Haber vermek istedim.

- Tamam tatlım, bekliyorum.

Telefonu bel çantama sıkıştırıp, havaalanından ayrıldım. Taksi durağına doğru ilerlemeye çalışıyordum. Havaalanından uzaklaştıkça, bavulun tekerleri pürüzlü yolda zor sürülüyor, çok fazla ses çıkarıyordu.

Aniden gelen bağırışlarla, kafamı yana çevirdim. Birkaç erkek kavga ediyor, biri ise duvara yaslanmış onları izliyordu. Tepkisizdi ve kavga tepkisiz kalınacak türden değildi. Kollarını göğüsünde birleştirmiş, bacağının birini duvara dayamıştı. Tedirginlik içinde daha hızlı hareket etmeye başladım. Başımı önüme çevirdim, onlara bakmadan hızlı adımlarla yürüyordum ki, içlerinden birisi bana seslendi. "Dur bakalım, nereye gidiyorsun sen böyle!?"

Adımlarımı hızlandırmak dışında bir şey yapmıyordum. "Hey! Sana sesleniyorum!"

Yanıma ilerliyor, arkadaşına beni göstererek sırıtıyordu. O çocuğa baktığımda ise, hala duvara yaslanmış haldeydi. Beni izliyordu.

Etrafım bomboştu, yine de bağırarak yardım istiyordum. Daha da yanıma yaklaşıp, beni sertçe kolumdan çekti. Korkuyla ittiriyor, bağırıyordum.

- Bırak onu!

Gelen sesle irkildim. O, hızla yanımıza yaklaşıyordu. Yüz ifadesi korkunç derecede sinirliydi.

- Sana onu bırak dedim duymadın mı orospu çocuğu?

Kolumu daha da sıkarak kahkaha atmaya başladı. "Bırakmazsam ne yaparsın?"

Nefes nefeseydim. Elinden kurtulmaya çalıştıkça daha da fazla sıkıyordu.

- Seni kulaklarından tutar, geçmişinle geleceğini üst üste koyup siker atarım. Aldın mı mesajı?

Kolumu bıraktı. Kahkaha atmaya devam ediyordu. Ona baktığımda ise başıyla yolu işaret etti. "Git!"

İkisi kavga etmeye başlamıştı. Diğerleri hızla topukluyor, ben yerimden hareket bile edemiyordum. O, arka arkaya yediği yumruklarla yere yattı. Ben ise çığlık atıyor, birinin çıkıp yardım etmesi için bağırıyordum. Yerden bana baktı.

- Sana git dedim!

Telaşla bavulun kolunu tutup, birkaç adım attım. Olmuyor, gidemiyordum. Ne yapacağımı bilemeden ağlıyordum. "Gitmiyorum! Seni bu halde bırakamam."

Yerden kalkıp, elini patlayan dudağına koydu. Sinirden dişlerini delicesine sıkıyordu. Karşısındakini yumruklayarak yere yatırdı. Üzerine çıktı, tüm hırsını alırcasına vurmaya devam etti. Deliye dönmüş gibi görünüyordu. Altındaki adam bırakması için yalvarıyor, tamamen kendini teslim ediyordu. O hırsını alamıyor, her seferinde daha da sert vuruyordu. Neredeyse dayaktan öldürecekti.

Koşarak yanına gidip eğildim. Kolunu çekiyor, "Bırak! Öldüreceksin bırak!" Diye bağırıyordum. Yüzünü bana döndürdü. Hala sinirden deliye dönmüş gibi görünse de, kendini dizginlemeye çalışıyordu. Yemyeşil gözlerini, gözlerimden bir süre ayırmadı. Sonrasında ise adamın üzerinden kalktı.

KilitleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin