Hızla koştum, koştum...Saklanabileceğim bir yer yoktu. Peşimde ise beni yakalarsa gözünü kırpmadan öldürebilecek bir adam.
"Sürtük! Nereye kadar kaçacaksın bakalım! "
Petro da en az benim kadar hızlı koşuyordu.
Onların beni götürdüğü yeri biliyordum , birkaç polisle birlikte oraya gittim. Polisler bir yerde saklanıp , onlara itiraf ettirmemi bekleyecek ve itirafı aldıklarında ise onları yakalayıp Thomas Shelby'i serbest bırakacaktı.
Bana kalırsa güzel , basit bir plandı ancak hesaba katmadığım bir şey olmuştu.
Herşey olması gerektiği gibi olmuştu aslında, Petro ile yüzyüze gelmiş ve ondan istediğim itirafı almıştım.
İtirafı duyan birkaç polis hızla yanımıza gelmiş birkaçını etkisiz hale getirmişti.Birkaç polisinde araca binerek geri döndüğünü görmüştüm. Ancak Petro gözden kaybolmayı başarmış ve saklanmıştı. Polisler ile ufak bir çatışma yaşadılar. Ben saklanırken Petro olduğum yerde beni gördü ve üzerime doğru koşmaya başladı.
Çığlık ata ata koştum. Ama polisler onu yakalayamadı.
O küfürlerine devam ederek koşarken , ben de var gücümle koşuyordum."Tanrım , yardım et !"
"Tanrı bile seni elimden kurtaramaz. "
"Rahat bırak beni ! Pislik herif!"
"Bebeğim , sen daha ne kadar pislik olduğumu görmedin , az kaldı dayan!"Hızımı daha da arttırdım ve köşeyi döndüm. Köşeyi dönmemle çarptığım adam sayesinde yeri boyladım. Petro üzerime eğilip beni hırpalamaya başladı. Onunla bir süre boğuştum ardından gücüm tükendi ve kendimi bıraktım.
Boğazıma sarılı elleri , nefesimi kesiyordu. Gözlerim kararmaya başlamıştı. Gözümün önünde annemi ve babamı gördüm. Gözyaşlarım serbestti artık."Anne... Baba... Sizi çok özledim."
Birkaç saniye sonra sessizlik ortasında bir kurşun sesi duydum. Petro üzerime yığıldı. Bilincim henüz yerinde değildi. İlk başta anlayamadım ne olduğunu.
Ardından görüşüm netleşmeye başladı ve nefesim yerine geldi. Petro başından vurulmuştu. Önce çığlık atıp onu itmeye çalıştım. Pek becerikli olamayınca birisi onu üzerimden aldı ve yavaşça ayağa kalktım.
"Thomas !"
Koşarak ona sarıldım.
"Teşekkür ederim. Hayatımı kurtardın."
Sonra kime sarıldığımı farkederek çabucak ayrıldım ondan.
"Teşekküre lüzum yok. Ödeştik. "
Şaşkınca bakakaldım sadece. Donuk mavi gözleri hafif gülümseme etkisi ile parıldıyordu. Hayran olmamak elde değildi. Başımı yerde cansız yatan Petroya çevirdim.
"Burada mı kalacak ?"
Başı ile işaret yaptı. Birileri Petroyu yerden kaldırdı ve sürükleyerek uzaklaştırdı.
"Teşekkürler Curly !"Curly dediği adama baktım , ne alakası vardı ?
"Biliyorum bayan , alakası yok. "
Gülümsedim.
"Sizi hemen çıkarmışlar."
"Sayende. "
"Bundan sonra ne olacak peki ?"
"Güvendiğim insanları tekrar gözden geçireceğim."
"İyi fikir. Polisle çatışma olmaz herhalde değil mi?"
"Aptala mı benziyorum? Bu konuda yanımda yer almadılar ama işbirliği içinde olmamız önemli. Asayişle aramı bozmak mantıklı değil , en azından şimdilik. "
"Doğru, haklısınız. Hesap sorma zamanı gelir elbet.'Sadece başını salladı ve arkasını döndü.
"Gidiyor musunuz ? Beni de eve bıraksanız?"
"Gel."Onu takip ederek arabaya kadar yürüdüm. Arabanın yanına geldiğimde Arthur ve John da oradaydı.
"Hey ! Enda ! İyi görünüyorsun !"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Set Free or Kill // Thomas Shelby
FanfictionKız , oturduğu tekli koltukta , şöminenin verdiği ısı ile esneyerek biraz daha yayıldı. Elinde tuttuğu , külü yere düşmek üzere olan sigarasından bir nefes daha çekti. Başını biraz daha sola çevirerek yan tarafında oturan adamın buz gibi bakan mavi...