The Truth

202 18 2
                                    


Sabah gözümü açar açmaz Charlie'nin yüzünü görmek muhteşem bir başlangıçtı güne.
Yataktan çıkıp yüzümü yıkadım. Dolaptan kendime güzel bir elbise seçip giyindim ve saçımı da özenle yapıp hazırlandım. Aynaya baktım , işte bu bendim. Kendime gelmiştim.
Charlie yatakta huysuzlanırken , yanağına öpücük kondurup uyanmasını sağladım.

"Enda , biraz daha..."
"Kahvaltı zamanı Charlie. Keman dersin yok mu bugün ?"
"Var ama erken daha."
"Hadi bakalım küçük Shelby, kahvaltı yapalım sonra da atlara bakarız. "
"Atlar ! Yaşasın! " Kalkıp boynuma sarıldı.
"Güzel görünüyorsun Enda."

Gülerek öptüm onu. O sırada kapı tıklatıldı ve Frances başını içeriye soktu hafifçe.
Beni görünce kaşları havaya kalktı. Yüzünde bir ifade belirdi.

"Günaydın Frances."
"Gü- günaydın Bayan Shelby. Siz giyinmişsiniz."
"Evet , her normal insan gibi."
"Ve konuşuyorsunuz..."
"Evet , sanırım 2 yaşında konuşmaya başlamışım. "
Gülümsedi.
"Ben Charlie'yi almaya geldim üzerini değiştirmek için."
"Tabii. O da zaten uyandı. Değil mi Charlie?"
"Evet ! Burada giyinsem olur mu ?"
"Tabii ki. Üzerini giydir Frances. Sonra da kahvaltıya inelim."

Frances , Charlie'nin üzerini giydirdi. Sonra da kapıya yöneldi.

"Kahvaltı hazır mı?"
"Evet efendim. Aile üyeleri dün burada kaldılar. Hepsi masada. Size haber vermedim , gelmezsiniz diye , özür dilerim."
"Ben özür dilerim Frances. Aile üyeleri de masada ha ? Güzel."

Charlie'nin elinden tutup salona ilerledim. Salona girince bana baktılar. Yüzümde gülümseme ile onlara baktım. Şaşırmışlardı.

"Günaydın. Afiyet olsun."

Tommy , kaşlarını çatmış şekilde bana baktı.

"Güzel görünüyorsun Enda. "
"Bu sabah bunu söyleyen ilk erkek değilsin Finn. Teşekkür ederim yine de."
"İlki kimmiş  ?" Tommy pür dikkat cevap bekledi.
"Charlie. " Güldüler. Finn oturduğu yerden kalkarak bana yer verdi.
"Enda , gel böyle otur."
"Tommy'nin yanına oturacağım Finn , otur lütfen. Kocamın yanında oturmam gerek değil mi ?"
"Tabii. "

Hepsinin yüzü gülmüştü bile. Bir kişinin negatifliği nasıl da etkiliyordu herkesi.
Masaya oturup Mary'nin çay doldurmasını bekledim.

"Günaydın Enda , seni böyle görmek güzel. "
"Teşekkür ederim Pol. Bu arada seni tebrik ederim. "
"Ah ! Abarama gönlümü kazandı bir şekilde. Sanırım artık evlenmem gerekiyor."
"Abarama iyi bir adamdır. Sana değer vereceğinden şüphem yok. Sağı solu pek belli olmasa da sadıktır."
" 'Enda beni iyi tanır , birşey öğrenmek istersen ona sor ' demişti. "
"Doğru demiş ama göründüğü gibidir , şeffafdır. Mutlu olmanızı dilerim."
"Senin de öyle Enda. Senin de mutlu olmanı dilerim."

Birkaç saniye bakıştık. Bakışımı kaçırıp masaya baktım. Boğazımı temizleyip konuştum.

"Bu zamana kadar tam anlamı ile tam bir aile kavramı yaşamadım. Birmingham'a geliş amacımdan ve yaptığım şeylerden çok utanıyorum. Herşeye rağmen , arada tartışmış olsakta beni aileye kabul ettiniz. Tommy , seninle çok sorun yaşadık ama sevmekten vazgeçmedin. Teşekkür ederim. Aldığım en doğru karar bu aile için mücadeleye devam etmemdi. Pişmanlık duymadığım tek şey bu sanırım. Son bir kaç gün , kendi içime kapandım. Benim açımdan sindirmesi zor bir süreç oldu. Konuşmak içimden gelmiyordu. Tommy , abimi vurdu evet ama bunun için ona kızmadım. Mosley hakediyordu. Hoş , abimde değilmiş. Herneyse , sadece bilin ki size karşı bir tepkim yoktu. Konuşmak istemiyordum sadece. Benim ailem sizsiniz. Sizden küçüğüm , -Finn hariç tabii - birkaç günlük saçma tavrımı görmezden gelirseniz sevinirim."

 Set Free or Kill  // Thomas ShelbyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin