Kara Gün

165 21 1
                                    

1 ay sonra

Hazırladığım küçük çantamı arabanın arkasına koyup Tommy'nin yanına yürüdüm.

"Yaramazlık yapmak yok. Anlaştık değil mi ?"
"Yaramazlık derken ? Birilerini öldürmekten mi bahsediyoruz yoksa ?"
"Sen neyi kasteddigimi gayet iyi biliyorsun Tommy. Bu uyarımda ciddiyim."
"Bak sen ! Bayan Shelby , kocanıza güvenmiyor musunuz ?"

Beni kendine çekip öptü. Aramızda boşluk vardı tabii , büyüyen karnım ona sıkıca sarılmama engel oluyordu.

"Tehlike arz ediyorsunuz Bay Shelby , güveniyorum demek yetmiyor maalesef. Geçmişi de düşünürsek..."

Kaşlarını çatıp bana baktı.

"Geçmişte ne olmuş Enda ? Senden önceki zamanları kastediyorsan , senden önceydi."
"Belki de yaptın ama yakalanmadın. Seni yakalarsam fena olur ona göre."

Geri çekilip arabaya yürüdüm.

Finn ve Polly , Tommy'e kaş göz yaptılar.

"Kafanda saçma şeyler kurma. Ben gayet sadık bir kocayım. "
"Bu konuda Arthur'u örnek alırsan iyi olur."
"Hadi ge geç kalacaksın !"
"Ben dönene kadar uslu dur Tommy ! Eğer yanlışını duyarsam , döndüğüm zaman mahvederim seni ! Duydun mu beni ? "
"İstersen evden dışarı da çıkmayayım?"
"Yapacağını evde de yaparsın sen ! "
"Ne oluyor? Nerden geldik buralara şimdi? Gidince ara beni. "
"Canım isterse ararım. "

Yaklaşıp öptüm ve arabaya bindim.

"Seni seviyorum , dikkatli ol."
"Seni seviyorum." Dedikten sonra sigarasını yaktı.
"Polly , Finn ! Hoşçakalın ! "
"Beni ara Enda ! "
"Ararım Pol ! " El sallayarak onları geride bıraktım.

Nereye gidiyorsun derseniz , Londra'ya. Churchill ile görüşmeye. Churchill , Tommy'e bir telgraf göndermişti. İkimizi de çağırdı aslında ama Tommy , işi olduğu için gelmeyeceğini fakat isterse beni göndereceğini söylemişti. Buna şaşırsam da onu özlemiştim aslında. Geçmişi geride bırakıp devam etmek gerekiyordu. Yeni bir hayat istiyorsak , herkes ile barış içinde olmak gerekirdi.

"Johnny , teşekkür ederim bıraktığın için."
"Tommy'e ben söyledim seni bırakayım diye. Bayadır konuşmadık. İyi görünüyorsun."
"İyiyim . Sancılar tamamen geçmedi ama iyiyim. Sen de ne var ne yok ortalarda yoksun ?"
"Tommy , beni dövdü. Ağzım burnum düzelsin sonra insan içine çıkayım dedim."
"Güzel düşünce. Beni vurduğun için dövdü değil mi ?"
"Evet. Neden olacak başka ? Plan sana ait olsa da ben dayak yedim."
"Eli ağırdır bilirim."
"Seni de dövmüştü. Hayatta kalmana şaşırmıştım."
"Herneyse onu bunu boşver de , sen anlat bakalım ; Camptentown 'a neden bu kadar sık gidiyorsun ?"
"Enda ,beni mi takip ettiriyorsun ?"
"Benim olayım bu , izlemek. Tommy sana işler veriyor ve sürekli gidip geliyorsun. Neden ?"
"Şirket işleri. Sonuçta üretim ve satış yapıyoruz. Müşteri görüşmeleri."
"Ben de inanayım yani buna?"
"İnansan iyi olur. "
"Pekâlâ... Ah işte istasyona geldik. Teşekkür ederim. "
"Rica ederim , dikkat et kendine."
"Hoşçakal , Johnny."

Johnny el sallayarak geri dönerken ben de trene bindim. Birkaç saat sonra Londra istasyonunda inmiştim.
Churchill , beni alması için birini göndermişti. Şoför ile birlikte eve vardığımız zaman çantamı alıp indim.

"Neden Londra ? Manchester'a ne oldu ?"

Kollarını açmış beni bekliyordu. Gidip sarıldım.

"Değişiklik olsun istedim."
"Açıkçası , gelip gelmemek konusunda kararsızdım. Ama Tommy de gelmemi istedi. Benim için değişiklik olurmuş. İyi de oldu. Seni özlemişim."
"Ben de seni Enda. İyi ki geldin. Harika görünüyorsun !"
"Bu yalana inanmıyorum. "
"Erkek ha ? İsmi ne olacak?"
"Harold . Charlie bunu istedi."
"Güzel isim. Umarım babasının yolundan gitmez. "
"Umarım etrafımdaki kimsenin yolundan gitmez. "
"Öyle de olabilir tabii."
"Onun farklı bir hayat yaşaması için elimden geleni yapacağım Churchill. Bizim kaderimizle yaşasın istemiyorum. Neyse sen nasılsın ? Rahatsız olduğunu duydum."
"Ah evet... Bu aralar sorunlar yaşıyorum ama geçiyor. Korkacak birşey yok. "

 Set Free or Kill  // Thomas ShelbyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin