Born&Bread

212 19 8
                                    


Gece 4. Bölümü izledim ve uyuyamadım doğru düzgün.  Yine de 4. Bölüm şerefine yayınlıyorum ❣️
Keyifli okumalar ❣️

---

"Böyle çalıştığını görmek güzel Michael."

Michael , hızla arkasını döndü. Beni gördüğüne sevinmişti.

"Enda ! Geldiğini duymuştum. Dönmene sevindim."
"Ziyaretime gelmemene bozuldum. "
"Haklısın. Düğün hazırlıkları malum. Gerçekten fırsat bulamadım."
"Geçerli sebep değil ama görmezden gelebilirim. Geeta ile aranız nasıl ? Duyduğuma göre sevmişsin onu ?"
"Çok güzel ve zeki bir kız Enda. Aslında sen gidince boşver dedim , Geeta ile evlenmeme gerek yoktu ama onu görünce... Benim için iyi bir seçim olduğunu anladım."
"Öyle mi ? Geeta , ondan korktuğunu düşünüyor ve bu yüzden evlenmeye razı oldun sanıyor."
"Ne ? Hayır. Ben gerçekten hoşlandım ondan."
"Bunu ona belli et o halde. Uzaktan sevmeye ne gerek var değil mi ? Karın olacak. Bu arada Polly bana söylemedi ama evlenmiş."
"Ah evet. Tommy bu konuda ısrarcı oldu ona. Polly , sen yokken evlenmek istemedi ama Tommy hazırlıkları yaptırdı ve sade bir tören oldu. Aklında güzel bir plan var ama hatırlarsın sen ve Tommy'nin daveti olmamıştı. Hem sizin için hem de kendileri için davet planlıyor."
"Bana bunu ne zaman soylecekti acaba ?"
"Sanırım... Davet günü !" Güldük.
"Bunu söylemen iyi oldu Michael. Böylece hazırlanabilirim." Ona göz kırpıp biraz daha yaklaştım. Elimi omzuma koydum.
"Burada olmadığım süre içinde , aile ile çok iligiliymişsin Michael. Eski hataları tekrar etmiyor olmana sevindim. "
"Artık daha olgunum Enda. Yanlışın ve doğrunun farkındayım. Merak etme , ailem için elimden geleni yapıyorum."

Konuşması bana samimi gelmişti. Pişmanlığı gözlerinden okunuyordu. Onun gerçek annesi de onu yetiştiren kişi de iyi insanlardı.

"Güzel. Senin adına mutluyum. Ait olduğun yerdesin. Finn nerelerde ?"
"Finn , aşık olmuş. Aylak aylak geziniyor."
"Son 2 yıl içinde neler yaptı?"
"Tommy ve Arthur ile arası iyi değil. Sürekli tartışma halindeler. Onları dinlemiyor Enda. Asi bir çocuk oldu."
"Asi ? En sevdiğim. Tamam sana engel olmak istemem daha fazla. Kolay gelsin , görüşürüz."
"Tommy'nin yanına uğramayacak mısın?"
"Daha sonra. Başka bir işim var , şimdi aklıma geldi. Gün içinde uğrarım."

Ona gülerek şirketten çıktım. Önce , Lizzie'yi görmem gerekiyordu. Arabama binip Lizzie'nin kaldığı eve gittim. Bu evi de ona Tommy tutmuş. Güzel , büyük bir evdi.
Kapının önünde durunca dışarıdaki adam yanıma geldi.

"Hoşgeldiniz. "
"Merhaba. Lizzie evde mi ?"
"Evet. Kendisi biraz rahatsız. Dinleniyor. Misafir beklediğini söylememişti. Kim diyeyim ?"
"Beni görünce tanır."
"İsminizi öğrenmeden içeri alamam sizi."
"Tamam. Bayan Shelby dersen , sorun olacağını sanmam."
"Çok üzgünüm , tanıyamadım. Buyrun lütfen."

Adam mahçup şekilde yol verdi.

"Sorun yok , nihayetinde ünlü değilim. Rahat ol."

Adamı geride bırakıp eve doğru ilerledim. İçeriye girince kasvetli bir hava sarmıştı bile. Evde çalışan bir kadın vardı. Beni görünce gülümseyerek geldi yanıma.

"Bayan Stark , geleceğinizi tahmin etmişti. Beni takip edin lütfen."

Kadın 40lı yaşlarda , diri bir görünüme sahipti. Peşinden ilerleyerek salona girdim. Sağa sola bakmayı ihmal etmedim tabii. Evin dekorasyonu Tommy'nin zevkiydi anlaşılan.

"Merhaba Lizzie. Nasılsın?"

Lizzie , oturduğu yerden ayağa kalkarak karşımda durdu.

"Baştan söyleyeyim Lizzie ; bana Shelby diye hitap etmene gerek yok. Enda demen yeterli. Senin için Bayan Shelby'lik bir yanım kalmadı zaten. Rahat olabilirsin."

 Set Free or Kill  // Thomas ShelbyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin