Hesap

386 34 9
                                    


"Sen yaptın bunu !"

Boğazına dayadığım bıçağı biraz daha bastırsaydım , büyük ihtimalle kesilecekti. Ölmesi işime gelirdi ama beni buraya girerken görenler , karşılayanlar vardı. Amacım onu korkutmaktı. En azından şimdilik.

"Söyle ! Ne derdin vardı onlarla ? Ne istedin onlardan !"
"Tanrım neyden bahsediyorsun sen ?"
"Bana bak ! Öldürdüğün o iki masumun hesabını sormayacağım mı sandın!"
"Neyle suçluyorsun beni ? Kimi öldürmüşüm?"
"Lucas ve Sandra... Benden yana oldukları için yaptın bunu değil mi ? O kadar korkaksın ki !"
"Enda , indir şu bıçağı. Sakince konuşalım. Sandra ve Lucas'a ne oldu ? Gerçekten bir bilgim yok."
"Bilgin yok öyle mi ? Tommy'nin evine geliyorsun , evden çıkarken onlara birşey yaptığına dair mesaj veriyorsun ve ardından evde onları ölü buluyorum. Senin gibi biri için fazla tesadüfi şeyler ! "
"Ah !" Bıçağı fazla bastırdığım için boynunda çizik olmuştu.
"Şimdi söyle bana ; neden yaptın bunu ?"
"Birşey yapmadım Enda. Böyle bir olaya karışır mıyım sence ? Aptallık bu."
"Elbette karışmazsın. Kıymetli ismin lekelenir. Direkt yapmazsın ama birileri senin adına bunu yapar. "
"Kafandan uyduruyorsun Enda. Olanlar , lanet bir tesadüf sadece ! Ben sana birşey söylemedim ki , Tommy'e söyledim onu ! "
"Kes sesini! " Yakasından tutarak sarstım.

Odasına kadar girmek zor olmamıştı. Beni tanıdıkları için girişime hemen izin vermişlerdi. Ziyaretim onları şaşırtsa da gördüklerine sevinmişlerdi.
Gelişime şaşıran Churchill olmuştu. Yaptığı şeyden sonra sessiz kalmamı nasıl beklerdi ?
Odasına girer girmez kapısını kilitledim.  Telaşlanmıştı bu yüzden. Rengi atmıştı hemen. Karşısına oturduğumda ilk söylediği şey
"Seni beklemiyordum Enda." Olmuştu.
"Bunu istediğini sanıyordum. "
"Açıkçası , sürpriz oldu. Tommy seni ikna etti demek."
"Ne diyorsun?"
"Tommy göndermedi mi seni?"
"Neden göndersin? "
"Ah ! Ona bir teklifte bulunmuştum , kabul ettiğini ve o yüzden geldiğini düşündüm."
"Ne teklifi ?"
"Bilmesen de olur."
"Ne teklifi dedim !"
"İş ortaklığı."
"Benimle ne alakası var?"
"İkimiz arasında köprü olmanı teklif ettim. "
"Köprü mü? Köprü ha ! Yeniden pis işlerine çekmeye çalışıyorsun yani. Benimle uğraşmaktan vazgeç."
"Seninle uğraşmıyorum Enda. İş teklifiydi sadece. Açıkça söylemek gerekirse seni Shelby'lere kaptırmak istemem. "
"Canın cehenneme !" Masada duran meyve tabağının yanındaki bıçağı aldım.
O , sandalyesinde yayılarak oturmuşken , masanın üzerinden atlayıp , duvara yasladım ve boğazına bıçağı dayadım.
Konuşturmaya çalışmak için canını da yaktım yeterince ama konuyla gerçekten ilgisi yok gibiydi. Şaşırdı ve rengi atmıştı.
"Yemin ederim Enda, ilgim yok." Dedi defalarca.
İyi bir insan değildi ama yemin boşuna etmezdi. inançlıydı.
Sakinleşip derin nefesler aldıktan sonra kendime gelerek koltuğa oturdum. Eli ile boğazını yokladı. Biraz kan bulaşınca , telaşla peçeteyi bastırdı.
"Korkma , kesmedim. Hafif bir çizik sadece."
"Az önce boğazıma bıçak dayadın !"
"Evet. "
"Lanet olsun Enda ! Neyin var senin ? "
"Söylenme. Hala hayatta olduğuna şükret! Boğazını kesmiş olabilirdim. Hala şansın varken dikkatli konuş bence ."
"Kafayı yemişsin ! Ah Tanrım !" Bardağa su doldurarak kafasına dikti.

Onu izledim. Onun yüzünden kötü şeyler yaşamıştım. Beni dahil ettiği işler , gerçekten asla yapacağım şeyler değildi.
Ama tamamen onun suçu mu sayılırdı? Belki de benim içimde olan şeylerdi ve böyle ortaya çıkmıştı. Tüm suç onda demek yanlış olurdu.
"Üzgünüm."
"Olmalısın da ! Şu hale bak !"
"Gerçekten sen yapmadın..."
"Elbette yapmadım. Sandra ve Lucas yıllardır bizimleydi. Neyim ben ? Tamam bulaştığım illegal şeyler oldu ama o kadar uzun boylu değil Enda! Yıllarca bize hizmet etmiş olan , canımı emanet ettiğim insanlara neden bunu yapayım ? Kimseyi mi öldürmedim , sebep oldum evet ama sen de biliyorsun kimlere neler yaptığımı . Hepsi de haketmişti.  "
"Hepsi değil Churchill. Masum çocuk vardı... Bakışları hala gözümün önünde... Uyuyamıyorum... "
"Ah o küçük çocuk... Yanlış zamanda yanlış yerdeydi. Tek suçu bu. Senin kadar ben de üzgünüm o dönemde olanlar için ama geçmişi geri getiremem."
"Sebebi sensin. Nasıl rahat uyuyorsun ? " Ağlamaya başladım.
"Uyuyamıyorum. Yıllardır uyku denen şey yok. Her gecem düşünmekle geçiyor."
"Düşünecek neyin var ki ?"
"Başbakan olduğumu biliyorsun değil mi?" Göz devirdim.
"Koca egon sahneye çıkmadan gideyim. Bak , amacım öldürmek değildi. Korkutmak ve gerçeği söyletmek istedim sadece. "
"Başarılı oldun."
" Bir daha Birmingham'a gelme. "
"Enda , ona aşık olmuşsun. Bunu gördüğüme üzüldüm. "
"Onların ölümüne sebep olanlarla alakalı bir araştırma yap , bana haber verirsin."
"Emredersiniz Bayan Sandler. " Gülümsedi.
"Churchill... Bana yaptırdığın şeyler için sana öfke doluyum. Duyduğum öfke için kendime de kızıyorum. Yapmasaydım diyorum ama dediğin gibi geçmiş değişmiyor. Aşmaya çalışıyorum ve Tommy ile birlikteyken daha huzurlu hissediyorum. Bana iyi geliyor. Aşıyorum gibi... Ben gerçekten sadece seni korkutmak istedim , öldürmek istemedim."
"Sorun yok Enda. Seni anlıyorum. Seni ben yetiştirdim değil mi ? Neleri neden yapacağını da gayet iyi biliyorum. "

Ayağa kalkarak kapının kilidini açtım. Kapının önündeki askerler , odanın dağınık halini görünce bana silah doğrulttu.
Churchill eli ile işaret yaparak yolumu açtırdı.

"Bırakın çocuklar , bana zarar vermedi. " Başımı sallayarak oradan ayrıldım.
Churchill , Westminter 'deki köşkte kalıyordu. Gelmeden önce nerede olduğu bilgisini almıştım.
Binadan çıktıktan sonra , telefon kulübesine gittim.
Tommy ' i en son cenazelerin yakıldığı  gün görmüştüm. Aradan geçen 4 gün vardı.
Tommy , bana ulaşmaya çalışmışmıydı bilmiyorum ama bunu denediyse bana kızgın olmalıydı.
Benim için önemli olan bunu kimin yaptığını bilmekti. 

"Tommy ?"
"Merhaba."
"Sen de kimsin ?"
"Ben May. Tom'u aradın ancak müsait değil. Bana ismini söylersen , aratabilirim ?"
"Gerek yok , teşekkürler." Telefonu hızlıca kapattım.

Sadece 4 gün , idare edemiyor muydu yani ? Ben ortadan kaybolunca başka kadını mı eve alıyordu hemen?

Sikik bir Shelby.

---

"May ? Benim evimde çalan telefonu ne zamandır sen açıyorsun?"
"Bay Shelby , önemli olabilir diye açtım."
"Önemliyse bir daha ararlar. Karışma."
"Haklısınız. "
"Ee , atlarla alakalı birşey demedin ?"
"Durumları çok iyi. Beyaz olana bayıldım. Eşsiz bir at. "
"Öyle. Birmingham'da benzeri yok. "
"Ona bir isim vermek isterdim."
"Bir adı var zaten. "
"Öyle mi ? Nedir ?"
"Bulut. "
"Yakışır bir isim . Siz mi koydunuz ?"

Thomas ,cevap vermeden sadece baktı. Sigarasından son bir nefes alarak söndürdü.

"Fabrikaya gitmem gerek. Ceketini al da seni de bırakayım." Ceketini giydi.
"Sorumdan rahatsız oldunuz sanırım , sohbet ediyoruz sanıyordum."
"Sohbet etmeyi istersem haber veririm. "
"Gergin görünüyorsunuz."

May , Tommy'e yaklaşıp kravatını düzeltti. Tommy , her zamanki buz gibi bakışları ile onu süzdü.

"Evet ve bilerek sormaya devam ediyorsun. Bu beni daha çok geriyor May."
"Bırak yardım edeyim."

May , Tommy'nin yanağına bir öpücük bıraktı.

"Sana iyi gelecek yollar biliyorum."
Tommy , ondan uzaklaştı.
"Kendine sakla. " O sırada kapı çalındı ve içeriye bir adam girdi.
"Bay Shelby araç hazır , sizi bekliyor. Pırıl pırıl yaptım."
"Aferin sana Baston. Bu hanımefendi için bir taksi çağır." Adama bir şilin fırlatıp kapıdan çıktı.

---

2 saat sonra

"Ne demek bilmiyoruz ? Sizi ne diye orada bıraktım ben ? "
"Haklısın Tommy ama Finn , olaya karışınca John da peşinden gidip ayırmak istemiş. Döndükleri zaman da olan olmuş..."

Tommy ,sinirle bir sağa bir sola yürüdü.

"Sen neredeydin Arthur ? "
"Linda gelmişti , ziyaretime. Ofiste onunlaydim."
"Ofiste onu beceriyordun yani ? "
"Tommy , kim yaptıysa bulurum. Gerekirse tek tek sorgularım."
"Gerekirse... Gerekirse ha kardeşim? Gerek yok Arthur. Fabrikadan uzak dur bir süre. Gözüme görünmeyin."
"Tommy-"
"Gidin dedim. Karına git Arthur."
"Enda'ya ulaşamadığın için bu öfken anlıyorum ama bu şekilde yapma. İş bu !"
"Bunun farkında olması gereken sensin . Ben birini becermiyordum. "
"Lanet olsun Tommy ! "
"Olsun Arthur. Git."

Arthur yumruk yaptığı elini masaya vurarak çıktı. Tommy'nin fabrikaya gelme süresine kadar göz kulak olması için kardeşlerini orada bırakmıştı.
Onlar bir anlığına ortadan kaybolunca birisi varillerden birini yakmış ve yangına sebep olmuştu. Tommy geldiğinde ise ortalık fena karışmıştı. Zarar gören çok mal olmuştu. Bu onlara yüklü miktarda para kaybettirecekti.

"Nerdesin Enda... "

Tommy ,  sıkıntılı bir nefes vererek oturduğu yerde yayıldı. Başını geriye doğru atıp gözlerini kapattı.

"Nerdesin ?"

Tommy , gözü kapalı şekilde elinde tuttuğu viski bardağını ağzına götürdü ancak elini tutan el bardağı ondan aldı.
Tommy , gözünü açmadan gülümsedi.

"Seni özledim..."

Dudağında hissettiği yumuşak baskı ile kadını belinden tutarak kucağına oturttu. Karşılık vererek öpmeye devam etti.
Kadın eli ile Tommy'nin saçında oyalandı.

"Tommy ?"

Tommy , duyduğu ses ile gözünü açtı. Bakışı direk kapıdaydı.

Kapının önünde duran Enda ise , kucağındaki kimdi ?

 Set Free or Kill  // Thomas ShelbyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin