Set Free or Kill // Thomas Shelby

Tetiği Çek

"Neyini anlamadın ? Daha nasıl açıklayabilirim ?"
"Şöyle bir düşününce , Tommy'nin karısı oldun ve gelip buraya bana iş teklif ediyorsun. Garip gelmiyor mu sana da ?"
"Sen güçlüden yana değil misin ? Mosley'nin piyonu olmayı bırak. Amerika'da söz sahibi olabilirsin ama burası Birmingham. Mosley seni kurtaramaz. "
"Senin ağabeyin sanıyordum?"
"Ne farkeder ki ! Gerçekler ortada. Sen ne istediğine karar ver. Mosley'den korkmana da gerek yok. Shelby için çalışırsan karşılığını da alırsın. Unutma ; piyon muamelesi de görmeyeceksin."
"Düşünülecek birşey yok Enda. Bu çok saçma. "
"Sen bilirsin,piyon olmak hoşuna gidiyorsa... Tommy adama ihtiyacı olduğunu söyledi. Aklıma sen geldin. "
"Thomas Shelby ,bunu kabul etti mi ?"
"Başta tabii ki kabul etmedi ama ona anlattım. Senin zeki bir adam olduğunu ve verilen her işte de gayet başarılı olduğunu. E bir de ismin de yok değil! Kabul etti ama herneyse sen istemiyorsan anlamı yok."
"Bana nasıl işler verecek ki ? Ayrıca sen neden beni öneresin ? "
"Tommy'nin çevresi çok geniştir ama bu herkese güvendiği anlamına gelmiyor. Güvenini kazanırsan sahip olduğu şirketlerin birinde güzel bir mevkii verir. Ben önerdim çünkü güvenilir olduğuna inanıyorum. Piyon olmaktan da sıkıldığını düşündüm. Neyse , ben gidiyorum."

Ayağa kalkıp ceketimi aldım.

"Bilemiyorum Enda. Mosley'e ihanet olmaz mı bu ? Ayrıca Thomas Shelby ile de karşı karşıya gelip adamı tehdit etmiştim. "
"Tommy bunu umursamıyor. Bu işlerde bunlar sıradan şeyler. Seni zorlamıyorum zaten. Düşün , bana telgraf yazarsın."

Başı ile onayladı ve ben evden ayrıldım.

McCroger'ı öldürüp , Mosley'e göz dağı vermek istiyorlardı aslında ama bana kalırsa McCroger , Tommy için çalışmalıydı. Mosley, ölümlerle geri çekilecek bir adam değildi. Etrafındaki insanları ondan uzaklaştırmak daha mantıklı olacaktı.
Tommy bunu hoş karşılamasa da ılımlı bakmıştı sonra.

---

Bir telefon kulübesi bulup , Rob'u aradım ve hurdalığa gelmesini söyledim. Ben de hurdalığa gidip diğerlerini beklemeye başladım.

"Enda !"

Curly , sevinçle bana doğru gelip sarıldı.

"Seni görmek ne güzel !"
"Seni görmekte öyle Curly. Charlie nerede ?"
"Arka tarafta gelir birazdan. İyi görünüyorsun."
"İyiyim , bir sorun yok . Sen de iyisin."
"Her zaman. Burada olduğuna göre bir iş var."
"Ziyarete geldim sadece."
"İnanmam. "
"Pekâlâ... Evet küçük bir iş var. Tommy gelince öğrenirsin."
"Duyduğuma göre , bazı sıkıntılar yaşanmış."
"Toplantıdan mı bahsediyorsun ?"
"Evet."
"Benim açımdan sıkıntı sayılmıyor. Ama pek anlaşamadığımız doğru. "
"Michael dan ben de pek hoşlanmıyorum."
"Neden ?"
"Geçenlerde onu gördüm bir adamla. Sinirli sinirli konuşuyordu. Adam buna bir çanta verdi. Bence içinde para vardı. Michael çantayı görünce adama güldü. Sonra el sıkışıp ayrıldılar. Bana kalırsa , bir iş çeviriyor gibi."
"Sonunda benimle aynı düşüncede birisi. Gibisi fazla Curly. Bir iş çeviriyor zaten. "
"Birşeyler yapmalıyız."
"Beni yoldan çıkarmaya çalışıyorsun. Tommy kızıyor. Bir belaya daha bulaşmamam gerekiyor." Dikkatlice ona baktım. Gülmeye başladı.
"Tabii tabii asla bulaşma ! Ama bu ... Aile meselesi sayılır değil mi ? Ve sen de ailedensin ! "
Lanet olsun evet ! Curly , bu işte beraberiz o zaman . Çabuk ikna oldum. " Ben de güldüm.

"Beni de sayın." Diyerek yanımıza oturdu Charlie.
"Ne için?"
"Şu Michael meselesinde sizinleyim. Ne yapacaksak yapalım. Ben de sevmiyorum o çocuğu. "
"Bak sen ! "
"Sen bilmiyorsun tabii. Senin olmadığın bir toplantıda Tommy'e meydan okudu. Sözleriyle direkt söylemese de 'şirketi daha iyi yönetirim' demeye getirdi lafı. Gerekirse kafasına bile sıkarım Enda !"
"Charlie , Polly'i unutmayalım. Ne olursa olsun onun oğlu. Birşeyler yaparız ama siz şimdilik unutun bu konuyu. Hadi dağılın Tommy geliyor. Yanıma da oturdunuz sorguya çeker gibi. "