At terbiyecisi

339 37 2
                                    


"İşlerim vardı Arthur. İyiyim, buradayım. "
"Ne işin vardı ?"
"Neden sordun ? Yarım bıraktıysam benim adıma tamamlar mısın?"
"İstersen , elbette kardeşim."

Arthur'a kaşımı çatarak baktım.

"Çatışmaya mı hasretsin anlamadım?"
"Sinirliyim , sadece bir yerden çıkarmam gerekiyor."
"Ne oldu ?"
"Fabrikada sorun çıktı. Birileri ortalığı ateşe vermiş."
"Nasıl?"
"Bildiğin, gerçek anlamda. Varillerden birini yakmış ve alev sıçradı. Yangın büyüdü."
"Kim yapar ki bunu ?"
"Sorunda bu , bilmiyorum. "
"Sinirin bu yüzden değil ama yanılıyor muyum ?"
"Kadınların şu 6. His olayı... Tommy'e sinirliyim. Kovdu fabrikadan."
"Hala buradasın ama pek başarılı bir kovma şekli olmamış."
"Shelby Limited Şirketi yazıyor değil mi ? Hiçbir sikim yere gitmiyorum !" Kahkaha atarak viskisini dikti kafasına.
"Pekâlâ... Yapabileceğim birşey var mı?"
"Tommy ile görüştün mü?"
"Başka bir görüşmesi vardı. Ben eve geçiyorum. Yardım gerekirse , telefon yeterli."
"Teşekkür ederim Enda. Ailemiz için elinden geleni yapmaya çalışıyorsun."
"Yapmaya da devam edeceğim Arthur. Teşekküre gerek yok." Göz kırptıktan sonra fabrikadan çıktım.

Tommy ile o kadını gördükten sonra birkaç saniyeyi hatırlamıyordum. Bir süre baktım . Tommy de şaşkınca kucağındaki kadına baktı. Anında kadını iterek ayağa kalktı. O kadın, telefonu açan kadın olmalıydı. Tommy , açıklama yapmaya çalışsa da dinlemedim. Gördüğüm manzara yeterliydi. Kadın ise hiç bozuntuya vermeden koltuğa oturmuştu. Tommy arkamdan geldi ancak tek kelime bile etmedim. Pes ederek olduğu yerde kaldı en sonunda. Alt kata indiğimde Arthur oradaydı. Ayaküstü sohbet etmiş ardında da evime gelmiştim.
Koca ev , bomboş duruyordu. Sandra ve Lucas olmadan birşeye yaramazdı. Onlara olanları unutmayacaktım ve yapan her kimse cezasını bulacaktı ancak unutmamam gereken birşey daha vardı ; benim bir işim olduğu. Günlerdir bara da gitmemiştim.
Evde güzel bir duş aldıktan sonra giyinip bara gittim.

"Enda ? İyisin!"
"Harry , üzgünüm. Haber vermem gerekirdi ama ..."
"Dert etme Tommy biraz bahsetti. Çok üzüldüm."
"Teşekkür ederim Harry. Daha iyiyim."
"İstediğin kadar izin kullanabilirsin."
"Gerçekten iyiyim. İşe dönmeye hazırım patron!" Elimi asker selamı yaparak başıma koydum. Harry gülümseme ile karşılık verdi. Bar kalabalık sayılırdı. Elime bezi alarak boş masaları silmeye başladım.
İçkisi biten seslenince yeni bir şişe götürdüm onlara.
Birkaç dakika geçmişti ki barın kapısı yine açıldı ve birkaç adam girdi. Birilerinin bara girmesi elbette normaldi. Garip olan bu adamların birkaç saniye etrafa bakınıp beni görünce paniklemiş olmasıydı.
Göz temasını kesmeden masaya oturdular. Yanlarına doğru yürüyünce , birbirlerine baktılar.

"Merhaba , hoşgeldiniz. Ne istersiniz?"
"Öneriniz var mı?"
"İrlanda viskisi getirebilirim , viski seviyorsanız."
"Harika olur !"

Adamlara gülümseyip bara ilerledim. Viskiyi ve kadehleri elime aldım.

"Harry , bu adamlar kim ?"
"Kimler ?" Etrafa bakındı.
"Şu sondaki masada oturanlar ?"
"Ah onlar mı , zararsız tipler. Salvaro kardeşler. "
"Soyadına bakılırsa İtalyanlar. "
"Evet. Savaştan sonra buraya gelmişler. Henüz bir olaya karıştıkları olmadı."
"Bana garip geldiler. Bana sorarsan Harry , zararsız görünmeleri öyle oldukları anlamına gelmiyor. "
"Ne demek istiyorsun ?"
"Hiç. Öyle konuşuyorum. Neyse içkiyi götüreyim."
Elimdeki kadehleri ve şişeyi masaya götürdüm. Masaya bırakmıştım ki dikkatimi birşey çekti. Adamlardan birinin parmağında bir yüzük vardı.
Bu yüzük , Churchill'ın, Birmingham'a gelirken Lucas'a verdiği yüzüğün tıpatıp aynısıydı. Ortasındaki taş Safirdi.
Safir 1900ler de çok lüks bir taştı.
Adam bakışımı farkedince , yüzüğü kamufle etmeye çalışarak kadehe uzandı.

 Set Free or Kill  // Thomas ShelbyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin