Özel Bölüm

5.7K 128 38
                                    

Multi: İlyas Yalçıntaş

Not: Zeynep'in Miray'a hamile olduğu dönemlerden biri. (Yaklaşık 1 buçuk aylık)

Zeynep'ten

"Ya Ateş, hadi!" Diye mızmızlandım. "Güzelim gece saat 12, haberin var mı?" Yarım saattir Ateş'i ikna etmeye çalışıyordum. "Ama... Of Ateş!" Dedim ve arkama yaslandım. Bana doğru yaklaştı ve kollarını bedenime doladı. Burnunu yanağıma sürttü yavaşça. "Bebeğim bu saatte dışarı çıkıp ne yapacağız? Her yer kapalı. Sizin için çok korkuyorum. Ben sizin yanınızdan 2 dakika bile ayrılsam başınıza bir şey gelebilir. Yoksa çıkalım dışarı. İstediğin dışarı çıkmak olsun." Dedi naif sesiyle. Başımı eğdim. Kollarımı kendime daha sıkı sardım. "Uyuyalım mı?" Dedi boğuk çıkan sesiyle. Boynumu öptü. Ardından açıkta kalan köprücük kemiğimi...

"Ben uyumayacağım. Sen uyu." Sesim çok kısık çıkmıştı. Ben bile kendimi zor duyuyordum. "Sen gelmeden uyuyamam." Dedi Ateş. Çocuk gibiydi. "Ya uyumayacağım. Sen uyu." Dedim sinirle. Çok ufak bir şey istemiştim. Sadece yarım saatliğine sahil kenarına gidip biraz yürümek. "Zeynep böyle yapma ama. Gönlünü almaya çalışıyorum. Sen bana trip atıyorsun." Kollarını bedenimden çekti ve derin bir of çekti. İçimin üşüdüğünü hissettim kollarını çekince. "Hamilelik yüzünden di mi bunlar?" Dedi sıkıntıyla.

Hamilelik yüzünden miydi bunlar gerçekten? Abartıyor olabilir miydim?

Hayır abartmıyorsun. O seni bir dışarı bile çıkarmadı. Aptallık etme Zeynep.

İç Ses'imizde buradaymış.

"Bilmiyorum." Diyerek kestirip attım ve ayağa kalktım. Kapıya doğru ilerlerken arkamdan ses yükseldi. "Nereye gidiyorsun?!" Diye kükreyerek peşimden geldi ve koluma yapıştı. Hızla kolumu geri çektim. "Sana ne?" Diye ters bir cevap verdim. Niye Zeynep niye? Yüzüne bakmıyordum. Şu an çok fazla duygu değişimi geçiriyordum. "Ne demek sana ne? Ben neyim burada?!" Tekrar suratıma doğru kükredi. Gözlerim dolmaya başlamıştı. İşaret parmağımı ona doğru salladım. "Bir daha sakın bana sesini yükseltme! Hava alıp geleceğim. Bu kadar büyütmene gerek yoktu. Zaten kapıda 10'dan fazla adam var. Beni sensiz bir yere gönderirler mi? Hemde sen evdeyken." Hızla arkamı dönüp giderken kolum tekrar çekildi. "Özür dilerim. Bağırmak istemedim. Bak Zeynep, şu sıralar çok yoğunum. Biliyorsun. O yüzden gerginim. Bir de sen böyle yapınca sana patladım. Sen de biraz anla beni. Böyle davranmak istemedim." Zeynep olmuştuk yine. Neredeydi o güzel dudaklarından dökülen 'güzelim' , 'bebeğim' kelimeleri.

"Tamam." Dedim sadece. Kollarını belime doladı. "Sadece 'tamam' mı?" Dedi. "Sadece tamam." Her ne kadar istemesemde hâlâ trip atıyordum. "Beraber hava alalım. Hadi." Cümlenin içinde bir  'güzelim' aradım, bir 'bebeğim' aradım. Ama yoktu. "Tamam." Dedim yine. Beraber kapının önüne çıktık. Sanırım bu evin en sevdiğim yanlarından biri buydu. Issız bir yerdeydi ve çimlerin tam ortasındaydı. Etraf ağaçlarla doluydu.

Ateş elini elime kenetledi. "Gel arkaya geçelim. Orası daha iyi." Beni çekiştirirken gülmeden edemedim. "Neden?" Dedim gülmelerimin arasında. "Korumaların gözü hep senin üstünde olacak. Öyle olsun istemiyorum. Hatta seni benden başka kimse görmesin istiyorum." O sırada telefonum çalmaya başladı. Berkant arıyordu. Hemde gecenin 12.30'unda. Ateş durdu ve bana baktı. "Buna bakmam gerek. Çünkü bu saatte araması hiç iyi değil." Telefon çalmaya devam ederken daha fazla bekletmeyip açtım. "Efendim Berkant." Dedim. Gürültü bir ses geliyordu arkadan. Bir kız sesi duyuldu. "Merhaba, ben Gamze. Berkant'ın arkadaşıyım. Kendisi çok sarhoş oldu. Ben de en son aradıklarına baktım ve sizi buldum." Dedi kız. Kaşlarım çatıldı. "Kendisi çok kötü. Gelip alabilir misiniz?" Dedi kız çekinerek. "Tamam, tamam. Hemen geliyorum. Konum atar mısınız?" Dedim telaşla ve arabaya koşmaya başladım. Arkamdan da Ateş geliyordu. "Tamam, hemen atıyorum." Dedikten sonra telefonu kapattı kız. Ateş bana sorgulayan sözlerle bakıyordu. "Berkant... Berkant sarhoş olmuş. Çok kötüymüş. Gelip almamızı söylediler." Ateş başını sallayınca hızla yola koyulduk. Ah Berkant ah! Bir seni kulüplerden sarhoş toplamadığımız kalmıştı. Ateş'e konumu gösterdim. "Burayı biliyorum. 10 dakikalık yol." Tek kaşım havaya kalktı. "Pardon? Nereden biliyorsun?" Dedim hesap sorarcasına. Dudağının kenarı havaya kalktı. "Ben bu işi yapıyorum Zeynep. Etrafımda ki bütün barları ve kulüpleri biliyorum."

Karanlığımdaki Işık (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin