Bölüm 58

5.6K 223 8
                                    

Selaam! Finale adım adım diyebilirim. Henüz belli değil, ama final yakın. Bölümü okuyup vote verene şeker var dkdkskdjsksl

İyi okumalar canımın içleri❣️

Eve gelebilmiştik sonunda. Valizleri yatak odasına taşıyıp yatağın bir tarafına kıvrıldım. Karnımda hissettiğim ağrıyla iki büklüm oldum. Yataktan kalkıp banyoya ilerledim. Harika! Regl dönemi... Dolaplara baktım ama bir tane bile ped bulamadım. Karnımı tutarak aşağı indim. "Ateş!" Dedim salona seslenerek. Ateş koşarak yanıma geldi. "Ne oldu Zeynep? Karnın mı ağrıyor? İyi misin?" Gözlerimi kapatarak başımı salladım. "İyiyim. Markete gider misin?" Kaşlarını çatarak baktı bana. "Neden?" Gözlerimi ondan kaçırıp halıya diktim. "Bir şey alman lazım." Diye mırıldandım. "Ne almam lazım?" Gözlerimi devirdim istemsizce. "Şey..." Diyebildim sadece. Utancımdan yerin dibine girmek üzereydim. Hadi Zeynep! Söyle de kurtul be kızım!

"Ney?" Dedi Ateş kaşlarını çatarak. "Şey bitmiş. Bulamadım banyoda." Kaşları daha çok çatılabilecekmiş gibi çatıldı. "Zeynep, söyle güzelim. Utanmana gerek yok." Yüzüm alev alev yanıyordu. "Ped..." Dedim gözlerimi yere indirerek. Tekrar ona baktığımda gülümsüyordu. Alnımı öptü. "Bu muydu? Ben de başka bir şey sandım. Senin karnın demek ki o yüzden ağrıyor." Dedi ellerini yanaklarıma koyarken. Karnıma bir ağrı daha saplandı. "Sus, zaten canım acıyor." Dedim gereksiz bir alınganlıkla. "Kıyamam sana. Bekle alıp geliyorum. Ağrı kesici iç ben gelene kadar." Ben başımı sallarken Ateş çoktan gitmişti. Mutfağa ilerleyip bir ağrı kesici attım ağzıma. Mutfağın penceresinden kasvetli havayı izledim. Kapının açılma sesiyle başım ağır ağır kapıya döndü. Ateş mutfağa gelip bana bir poşet uzattı. Poşetin içinden ihtiyacım olan dışında bir sürü ıvır zıvır çıkmıştı. "Teşekkür ederim sevgilim." Deyip Ateş'in yanağına bir öpücük kondurdum. Banyoya çıkıp işlerimi hallettim. Üstümü de rahat bir şeylerle değiştirince aşağı indim. Mutfakta kendime çay yapıp abur cuburlardan bir tanesini aldım. Çayım ve çikolatamla beraber salona ilerledim. Ateş'in yanına oturup televizyon da izlediği şeye baktım. Çikolatayı açıp bir ısırık aldım. Ardından Ateş'e uzattım. "Benim çikolatam yanı başımda..." Diye mırıldandı yanağımı öperken. "Pekâlâ." Dedim çikolatamı ağzıma atarken. Çayımdan da bir yudum aldım ve telefonun çalan sesiyle o yöne döndü bakışlarım. Berkant'ın aradığını görüp hemen açtım telefonu. "Efendim?" Dedim. "Naber kuzu?" "İyiyim. Sen?"

"İyi. Bir şeyler hazırla. Çünkü Zülal'i de alıp geliyorum. Duyduğuma göre dönmüşsünüz balayından." Güldüm ve Ateş'e baktım göz ucuyla. "Hiçbir şey hazırlayamam. Gelirken alın bir şeyler." Göz devirdiğini biliyordum. "Ev hanımlığına senin ben. Tövbe tövbe. Neyse bekle beni, geliyorum. 10 dakikaya ordayız." Güldüm ve konuştum, "Tamam, bekliyorum." Diyip kapattım telefonu. Ateş bana kaşlarını çatarak bakıyordu. "Berkant ve Zülal bize geliyor." Koltuktan kalkıp etrafı toparlamaya başladım. "Senin işlerin yok muydu Ateş?" Dedim yastık kılıfını düzeltirken. "Vardı. Birazdan gideceğim." Dedi.

Kapının çalmasıyla koşarak kapıyı açtım. Zülal ve Berkant gelmişti tabiki. İlk önce Zülal'e sarıldım. Ardından da Berkant'a. "Hoşgeldiniz. Geçin içeri." Onlar içeri geçerken ben de kapıyı kapayıp peşlerinden salona ilerledim. Salona girdiğimde Ateş ayaklanmıştı. "Enişte Bey'de buradaymış." Dedi Berkant. Onun dirseğimle dürttüm susması için. "Ateş, arkadaşım Zülal. Zülal, eşim Ateş. Zaten Berkant'ı tanıyorsun. Artık gidebilirsin Ateş'ciğim." Zülal, bana ve Ateş'e şok olmuş gözlerle bakıyordu. Başımı sallayıp, "her şeyi anlatacağım." bakışları attım. Ateş evden çıkarken Zülal koluma yapıştı. "Hemen anlatıyorsun." Gülümsedim ve koltuğa oturttum onu. "Bir şey ister misiniz?" "Senin ev hanımlığın bok gibi olduğu için biz gelirken aldık bir şeyler. Kız, getir poşeti." Berkant'a göz devirip Zülal'i durdurdum. "Otur Zülal. Ben getiririm. Berkant, sen de taktın benim ev hanımlığıma." Gözlerimi tekrar devirip kapının önünde ki poşeti aldım. İçinden çıkardığım kekle Berkant'a sevgi dolu bakışlarımı fırlattım. "En sevdiğim kekten almışsınız. İki dakikaya geliyorum." Keki tabaklara koyup içeri götürdüm. "Zeynep, anlat hadi. Ne eşi, ne kocası?" Zülal'e tekrar gülümseyip her şeyi anlatmaya başladım, "Şimdi her şey şöyle başladı..."

Karanlığımdaki Işık (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin