"Saçmalama Zeynep." Telefonumdan bu günün tarihine baktım. Gecikmiştim! Hem de 1 hafta. "Siktir! Siktir ya!" Dedim ellerimi saçlarıma götürerek. "Zeynep ne oldu?" "Gecikmişim." Dedim.
Dudaklarımı kemirmeye başladım. "Ateş test almalıyız. Hamile olabilirim." Ateş başını salladı. "Tamam alacağım. Ama sakin ol. Eğer hamileysen bile bu kadar streslenmen bebeğe zarar güzelim." Dedi ve alnımı öptü.
Odadan çıktı. Zihnimi düşünceler sardı. Bebek istemiyordum. Daha çok erkendi. Bu kadar genç yaşta anne olmakta istemiyordum. Allah'ım lütfen şimdi olmasın, lütfen!
15 dakika sonra Ateş geldi. Elinde test vardı. Elinden testi kapıp hemen yaptım. Elimde ki hamilelik testi ile odanın içinde bir ileri bir geri yürümeye başladım. Stresten, tırnağını ağzına bile sokmayan ben, şu an tırnağımı kemiriyordum.
1 dakika geçmek bilmedi. Ama sonunda testin cevabı belli olmuştu. Çift çizgi... Pozitif miydi? Kesinlikle.
"Sonuç ne?" Dedi Ateş. "Pozitif." Dedim kısık sesle. Ben bile kendimi duymamıştım neredeyse. Ateş testi hızla elimden çekip aldı. Sonucu kendisi de görünce bir anda elleri belimi buldu. Hızla kendimi ayırdım Ateş'ten.
"Ateş." Dedim mırıldanarak. "Henüz çok erken. Şu an bir çocuk istemiyorum." Dedim ve asılan suratını izledim. "Aldırmak istiyorum." Diye ekledim. Bu sefer kaşları hayretle havaya kalktı. "Sen ne dediğinin farkında mısın!? O senden bir parça, onu öylece söküp atamazsın!" Bu sefer kükremişti âdeta.
"Duydun işte! Aldırmak istiyorum. Henüz erken. Bu bebeği istemiyorum Ateş." Dedim. Sabır dilercesine kafasını kaldırdı. "Zeynep saçmalıyorsun! O bebeği aldırmayacaksın. O sadece senin bir parçanmış gibi tek başına karar veremezsin. Ben de o çocuğun babasıyım ve aldırmanı istemiyorum." Sesi o kadar yüksek çıkıyordu ki dağ taş inlemişti...
Yatağa oturdum. "Ateş... Beni anlamıyorsun sevgilim. Ben sadece şu anlık istemiyorum. Evlenince belki olabilir. Ama henüz erken. Ben kendimi hazır hissetmiyorum. Senin için kolay olabilir. Onu içinde taşıyan sen değilsin. Ama ben onu hissedebiliyorum ve bu beni korkutuyor." Yanıma oturup başımı göğsüne çekti.
"Tamam, tamam. Beraber atlatacağız. Beraber büyüteceğiz onu. Ben senin yanında olacağım." Bir iç çektim. "Yarın doktora gidelim veya bu gün. Aldıralım." Dedim ve ayağa kalkıp odadan çıktım.
Anne olmayı ben de istiyordum. Ama henüz anne olmam için çok erkendi. Korkuyordum. Ona iyi bakamamaktan, bırakıp gitmekten korkuyordum. Ben hiç anne sevgisi görmemişken, çocuğuma nasıl annelik yapılacağını bilmiyordum...
Kettle'a su koydum. Suyun ısınmasını beklerken göz kapaklarım kapandı. 'Çıt' sesiyle hızla araladım gözlerimi. Kaynamış suyu bardağa boşalttım. Ardından sallama çaylardan birinin poşetini açıp bardağın içine bıraktım.
Merdivenden gelen ayak sesleri birkaç saniyede yanıma ulaşmıştı. "Zeynep! O çocuğu aldırmayacaksın dedim sana!" Onu umursamayacak kadar yorgun hissediyordum. Hiçbir şey demedim. Birkaç dakikasonra çayım demlenince bardağımla beraber salona yürüdüm.
Koltuğa oturup televizyonu açtım. Çayımdan bir yudum aldım. Bardak hızla elimden çekildi ve televizyon da kapandı. Gözlerimi kapattım. "Ateş." Dedim tıslayarak. "Kürtaj olacağım o kadar. Bu kadar büyütmene gerek yok." Dedim tekrardan tıslayarak. "Zeynep nasıl büyütme! O çocuğun annesiysen, ben de babasıyım. Öylece gidip kürtaj olamazsın." Dedi kükreyerek.
Kapı çaldı. Kalkıp kapıyı açtım. Karşımda iki kişi vardı. Ama en önemlisi bizi duymuşlar mıydı?
Bir bölüm sonu daha! Sizce gelen kişiler kimdi? Zeynep kürtaj olacak mı? Hikayenin devamı için beklemede kalın bebeqlerim❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığımdaki Işık (Tamamlandı)
RomanceAşkı nerede bulacağınızı bilemezsiniz. Belki bir kütüphanede, belki okulda, belki de iş yerinde...Peki ya o sizi bulursa? Benim hikayemde de o beni bulmuştu. Mafya olan bir adam ve onun karanlığına ışık olan bir kadın... •11.12.2020 •Küfür içerir! ...