Bölüm 44

6.1K 218 15
                                    

Multi: Kahraman Deniz - Suç Mahali

-1 Hafta Sonra-

Tam 1 hafta geçmişti o günden bu güne. Düşünüyordum bazen, ne kadar da çok şey atlatmışız. Çok büyük acılar çekmişiz. Ama hiç pes etmemişiz. Hiç birbirimizden vazgeçmemişiz. Bedenlerimiz ayrı olsa bile, ruhlarımız hep beraberdi. Başta onu istememiştim. Onu da herkes gibi sanmıştım. Ama o herkes değildi... O herkesten farklıydı. Ona gözüm kapalı güveneceğimi anlamıştım. Şimdi bu koca dünyaya karşı bir tek ikimiz savaşıyorduk. Bir tek ikimiz pes etmiyorduk. Birbirimizden destek alıyorduk sanki. Evren biz ne zaman mutlu olsak, mutluluğumuzu yıkıyordu. Ama bizi yıkamayacaktı... Bize isterse en büyük acıyı versin evren, biz dayanarız. Çünkü ikimizde güçlüydük. Kalbim çok parçalandı bu zamana kadar. Ama en az benimkiler kadar, onunda vardı kırık, eksik parçaları. Birbirimizin eksik parçalarını tamamlıyor, kırıklarını onarıyorduk. İçimizde ki o boşluğu birbirimiz tamamlıyorduk...

Dakikalardır Ateş'in uyuyan yüzünü izliyordum düşünceler içinde. Uyurken ki o masum yüzü içimi huzurla dolduruyordu. Kumral sakalları, sarıya dönük saçları, kirpikleri, dudakları, ah be adam! Beni her seferinde daha çok içine çektiğinin bir farkına varsan! Etkilenmiş bakışlarla izliyordum karşımda ki adamı. Ellerimi kumral saçlarına götürdüm. Avucumu gıdıklıyordu sakalları. Dudaklarını okşadı parmaklarım. Öptüğünü hissettim parmağımı. Hızla geri çektim. Biraz geri çekildim. Adama koala gibi yapışmıştım. Eğer biraz daha öyle dursaydım nefessiz kalabilirdi. "Gel buraya." Dedi kısık ve boğuk çıkan sesiyle. Belimde ki elleriyle kendine çekti. "Balkonu açık unutmuşuz." Dedim titrerken. Daha çok sardı bedenimi. Sıcacık göğsüne yasladım başımı. "Kurt adam gibisin." Dedim. Güldü. "Dikkat et de bu kurt adam seni yemesin." Dedi. Gözlerim yavaşça kapanırken fısıldadım, "O kurt bana kıyamaz."

*

Gözlerimi araladım yavaşça. Etrafıma bakındım. Ateş beni izliyordu bu sefer. Alnımı öptü. Mavi gözlerine baktım. Baktıkça kayboldum gözlerinde. Kayboldukça daha da baktım o gözlere... En çok o mavileri seviyordum. Okyanus misali gözleri gözlerime kilitlendi. Ben daha çok daldım o gözlere, o daha çok baktı gözlerime... Belki şu an dillerimiz susuyordu, ama gözlerimiz konuşuyordu. "Günaydın." Dedi kısık sesiyle. Kendimi alıkoyamadım, belki de koymak istemedim ve dudaklarına yapıştım. Dudaklarını öperken nefes nefese geri çekildi. "Birileri sanırım yaramazlık istiyor." Gülümsedim ve o an içimden geçeni söyledim, "Biz evlensek ya. Hemen, bu gün." Güldü. "Tamam, evlenelim." Dedi o da ciddi bir sesle. "Ne?" Dedim inanamayarak. "Tamam, evlenelim. Hem de bu gün. Hazırlan nikah dairesine gidiyoruz." Heyecanla baktım gözlerine. "Kahvaltı etsek." Dedim karnımın acıktığını fark edince. Güldü, "Tamam hadi. Kahvaltı yapalım. Sonra nikah dairesine gidelim."

Hızla kalktım yataktan. Banyoda elimi yüzümü yıkadım. Üzerime dar siyah pantolonumu ve asker yeşili boğazlı tişörtümü geçirdim üstüme. Saçlarımı dağınık topuz yaptım. Biraz makyaj yaptıktan sonra aşağı indim. Hızla kahvaltı yapıp arabaya bindik. Nikah dairesine giderken hâlâ aldığımız kararın heyecanını yaşıyordum. Evleniyorduk, gerçekten de evleniyorduk.

Selaaam! Bu bölüm önceki bölümden de kısa oldu ASDFGHJKLLŞİ  ama hikâyenin akışını sağlamak için bölümler kısa olmalı. Çok öpüldünüz bebeqler 💛

Karanlığımdaki Işık (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin