Multi: Adamlar - Sarılırım Birine
Burçin'den
1 hafta geçmişti Yağız'la sevgili olduğumuzdan beri. Artık Ateş'e söylemem gerekti. Onun da bilmeye hakkı vardı. Endişeli adımlarla kapıya ilerledim yağmurlu havada. Elimi yumruk yapıp kaldırdım. Birkaç saniye duraksadım gerçekten söyleyip söylememek konusunda. Ama bu kadar gizlilik yeterdi. O benim kardeşimdi ve her ne yaparsa yapsın benim mutluluğumu isteyeceğini biliyordum. Çok zor zamanlar geçirmiştim, geçirmiştik... Ama artık mutlu olma vaktimizdi. Belki karşı çıkacaktı. Ama kabul etmek zorundaydı, eğer mutlu olmamı istiyorsa kabul edecekti.
Kapıyı tıklattım yavaşça. Kapı açılınca Zeynep'in gülen yüzü ile karşılaştım. Ben de gülümsedim. "Hoşgeldin. Geçsene içeriye Burçin." Dedi yana kayarak. Bu kızı Ateş'ten farksız görüyordum artık.
Ayakkabılarımı çıkarttım ve salona ilerledim. Tam beklediğim gibi Ateş salonda oturmuş televizyona bakıyordu. Beni görünce gülümseyerek ayaklandı, "Hoşgeldin abla. Hayırdır, ne oldu?" Kaşlarımı çattım. Ben ağzımı açmışken aklında ki cümleyi Zeynep kurdu, "Ateş, ablan geliyor ve sen niye mi geldin diyorsun? Belki seni görmeye geldi. Belki seni özledi. Katıksız odunsun hayatım." Zeynep'e gülümsedim ve koltuğa oturdum. "Evet, hem sizi özledim, bir göreyim dedim, hem de konuşmamız gerek." Bu sefer Ateş kaşlarını çatıp oturdu koltuğa. "Ne oldu abla? Biri bir şey mi dedi? Zarar mı verdi sana? Öyleyse söyle hemen, gidip fişini çekeyim o itin." Gülümsedim, "Hayır, iyi bir şey. Şimdi söyleyeceklerimi hoş karşılamayacaksın. Ama artık senden saklayamam." Çatık kaşları biraz gevşesede hâlâ çatıktı. "Söyle abla." Derin bir nefes aldım ve alt dudağımı ısırdım. "Yağız'la sevgiliyiz... 1 haftadır." Zeynep ve Ateş aynı anda ayağa fırladı ve aynı konuştular.
"Sevgili mi?!"
"Sevgili mi?"
Ardından Zeynep ekledi, "Sonunda be! Artık yengemsin Burçin!" O gülerken Ateş ona kızgın bakışlarını gönderdi. Onun gülümsemesi solarken ben de ona gülümsedim. "Abla ne dediğinin farkında mısın?! Kesinlikle olmaz! İstemiyorum. Senin yanında benden başka erkek istemiyorum." Böyle bir tepki vereceğini biliyordum. O yüzden rahattım. Tek kaşım havalanırken dudaklarım aralandı. "Ateş, ben çok şey yaşadım ve artık mutlu olmak istiyorum. Bu yüzden senden izin almayacağım. Ayrıca ben yetişkin bir insanım. Kendi kararlarımı kendim veririm." Zeynep sevinçle yanıma oturdu. Kollarını boynuma doladı. "Kendi abim diye söylemiyorum, gerçekten bu hayatta tanıdığım en melek insanlardan yenge." Gülümsedim ve bende kollarımı ona doladım. Göz ucuyla Ateş'e baktım. Koltuğa oturmuş eliyle alnını ovuyordu. "Tamam... Ama öncelikle Yağız'ı çağırın. Konuşmam gerek onunla." Dedi mırıldanarak. Telefonumu çıkarıp Yağız'a mesaj attım.
Zeynep'ten
Yarım saat sonra kapı çaldı. Heyecanla kapıyı açtım ve abime sarıldım sıkı sıkı. "Sonunda abim. Sonunda sende mutlu olacaksın. Daha ne isteyeyim ki ben?" Dedim abimden kollarımı çekerek. Yanağımı okşayarak alnımı öptü. "Canımın içi, sen mutluysan ben zaten mutluyum. Mutluluğuma mutluluk katıldı sadece." Gülümsedim ve kenara çekildim içeri geçmesi için. Beraber salona ilerledik. Ateş, abimi görünce ayaklandı ve dibimizde bitti. "Yağız, adam akıllı konuşmamız gerek. Ablam hakkında." Burçin bir an da ayağa fırladı. "Ateş..." Dedi sadece. Ateş ona güven vermek istercesine gözlerini kırptı. Onlar mutfağa gittiler ben de Burçin'nin yanına oturdum heyecanla. "Zeynep, iyiki tanımışım kız seni. Sen olmasan mutlu olamaycakmışım." Dedi ve sarıldı sıkı sıkı. "Ben bir şey yapmadım. Siz sadece kalbinizin sesini dinlediniz."
*
Aradan 2 saat geçti ve onlar hâlâ mutfaktaydı. İşin garip kısmı hiçbir şekilde mutfaktan dayak sesleri gelmiyordu. Bu beni şaşırtsa da içten içe Allah'a şükrediyordum kavga etmedikleri için. En sonunda kapının eşiğinde abim ve Ateş'i görerek ayağa fırladım. "Tamam, sorun yok. Abla seninde mutlu olmaya hakkın var. Ne yaşadığını biliyorum. Ama içinde nasıl zorluklarla karşılaştığını bilmiyorum ve bunu kimseye anlatamamanın yükünü de biliyorum. Ama artık sende mutlu olmalısın, benim gibi..." Yanına gittim ve beline sarıldım. Ateş kolunu belime dolayarak saçlarıma eğildi. "Seni seviyorum." Diye fısıldadım. "Seni seviyorum." Diye fısıldadı aynı şekilde. Yavaşça ayrıldım Ateş'ten. Abimin yanına ilerledim ve ona sarıldım. Sarılırken fısıldadım kulağına, "Abi o kız benden daha kötü şeyler yaşamış ve çok narin. Lütfen onu üzme..." Gülümseyerek geri çekildiğimde onun da gülümsediğini gördüm. Kızarmış gözlerinden ağladığı belli oluyordu. Alnımı öptü ve ekledi, "Onu asla üzmem. Seni üzmediğim gibi..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığımdaki Işık (Tamamlandı)
RomanceAşkı nerede bulacağınızı bilemezsiniz. Belki bir kütüphanede, belki okulda, belki de iş yerinde...Peki ya o sizi bulursa? Benim hikayemde de o beni bulmuştu. Mafya olan bir adam ve onun karanlığına ışık olan bir kadın... •11.12.2020 •Küfür içerir! ...