3 Ay Sonra
Aynadan belirginleşmeye başlayan karnıma baktım. Bu gün doktor kontrolüne gidecektik. O yüzden üzerime bir tişört ve tayt geçirdim. Hızla aşağı inerken Ateş'in sinirli sesiyle karşılaştım. "Zeynep, kaç kere dedim şu merdivenden şöyle inme diye. Düşeceksin diye ödüm kopuyor." Dedi Ateş bana doğru gelirken. Dolan gözlerimi ondan kaçırıp yere baktım. Kollarını bedenime sardı ben onu ittirmeye çalışırken. "Özür dilerim güzelim. Kızmak istemedim. Ama sende biraz dikkatli ol. Çok korkuyorum size bir şey olacak diye." Bu aralar sık sık ağlıyordum. Ah bu hormonlar! "Hadi gidelim. Geç kalmayalım kontrole." Ateş'in elini tutup kapıya ilerledim.
Hastaneye geldiğimizde randevu alıp doktorun odasına ilerledik. Çok fazla kişi yoktu bu gün. O yüzden birkaç kişi sonrasında sıra bize gelmişti. Birkaç aydır düzenli olarak yaptığım bir şeyi yaptım yine: sedyeye yatıp karnımı açmak... Doktor ultrason cihazının ekranına uzun uzun baktı. "Bebeğimiz iyi mi?" Dedi Ateş şüpheli ve endişeli bir sesle. "Şu an iyi gözüküyor. Ama düşük riski fazla olan bir hamileliğiniz var Zeynep Hanım. Bunun içinde daha dikkatli olmalısınız. Stres olmamalısınız, üzülmemelisiniz. Tehlikeli hareketlerden kaçınmalı ve bol bol dinlenmelisiniz." Doktora şaşkınlıkla baktım. "Bebeğimi kaybedebilir miyim yani?" Dedim şaşkınlık içerisinde. "Maalesef öyle bir ihtimal yok diyemem, var. Ama olmayadabilir. Sadece dikkat etmeniz gerek. Dediğim gibi stresten, tehlikeli hareketlerden falan uzak durmalısınız." Ateş'e baktım. Gözlerinde tek bir ifade gördüm, acı... "Ci-cinsiyetini ne zaman öğrenebiliriz?" Dedi Ateş sesi titrerken. "Onun için 1 kaç hafta var." Doktor bana bir peçete uzattı. Karnımı silip üzerimi düzelttim. Ultrason resimleri ile çıktık odadan. İkimizde sessizdik. Bebeğimi tekrardan kaybetmek istemiyordum.
Telefonumun titremesi ile elim cebime gitti. Arayan Berkant'tı. "Efendim Berkant?" "Naber kuzu? Evde misin?" Arabaya geldiğimizde binip kemerimi taktım. "Doktordaydık. Şimdi eve geçiyoruz. Ne oldu?" Telefonun diğer ucundan gelecek sesi bekledim. "Ufaklığı görmeye geliyoruz Zülal'le. Ama biz biraz uzağız eve. O yüzden biz gelene kadar siz gitmiş olun eve." Gülümsedim. "Tamam Berkant." Diyip kapattım telefonu. Başımı arkaya yaslayıp gözlerimi kapattım. "Ben doğru mu duydum Zeynep?" Dedi Ateş. Gözlerimi açmadan konuştum. "Neyi Ateş?" Arabanın yavaşladığını hissettim. "Düşük riskin olduğunu." Gözlerimi açtım. Direksiyonu sımsıkı tutan ellerinin eklemleri bembeyaz olmuştu. "Keşke yanlış duymuş olsan. Ama doğru duydun." Arabanın hızını yavaşlatmıştı ama durdurmamıştı. "Hay sikeyim böyle işi! Nasıl olur ya? Zeynep, bir daha sözümden çıkma güzelim, lütfen. Benim için değil, bebeğimiz için..." Başımı salladım. 10 dakika sonra evin önündeydik. Ben emniyet kemerimi açarken Ateş kapımı açtı. Kolumdan tutup çıkardı yavaşça arabadan. "Ateş, bu kadar da dikkatli olmana gerek yok sevgilim." Başını salladı. "Olmaz, seni yalnız bırakamam Zeynep, bir saniye bile." Gözlerimi devirdim ve beraber eve ilerledik.
Ayakkabılarımı fırlatıp koltuğa oturdum. Yanımada Ateş oturunca dizine koydum başımı. Saçlarımı okşadı parmakları. Bir elim karnıma gitti. "Mutlu olacağız dimi Ateş?" Dedim bakışlarımı yerden ayırmadan. "Mutlu olacağız güzelim. Çok mutlu hemde..." Derin bir iç çektim.
*
Kapının çalması ile dağılmış saçımla kapıya ilerledim. Karşımda ilk gördüğüm bana uzatılan bir poşeti. "Zülal bu ne?" Dedim poşeti elinden alırken. Beraber salona ilerledik. "Bebişe ufak bir hediye alalım dedik." İlk önce Zülal'e, sonra da Berkant'a sarıldım. "Hiç gerek yoktu. Teşekkür ederim. Hem daha cinsiyeti bile belli değil." Berkant gözlerini devirdi. "Oyuncağın da mı cinsiyeti var?" Bu seferde ben ona göz devirdim. Üçümüzde yere oturduk. Poşetin içinde ki hediye paketini çıkarıp açtım. İçinden çok tatlı konuşanlardan bir ayıcık çıktı. "İlk hediyen geldi annecim." Diye mırıldandım. Sonra karşımdaki ikiliye döndüm. "Çok güzel bu ama." Dedim oyuncağa hayranlıkla bakarken. Zülal karnımı okşadı. "Cinsiyeti ne zaman belli olacakmış, ne dedi doktor bu gün?" Diye sorularını ardı ardına sıraladı Zülal. Ona gülümsedim ve ayıcığı bir kenara bıraktım. "Cinsiyeti birkaç hafta sonra belli olurmuş. Onun dışında pek de iç açıcı şeyler söylemedi." Dedim bakışlarımı yere indirirken. "Ne dedi?" Dedi Berkant sesi titrerken. "Dü-düşük riski fazla olan bir hamilelik sürecindeymişim. Dikkatli olmam gerekiyormuş. Üzülmemem, stres altında kalmamam gerekiyormuş, gibi gibi..." Derin bir iç çektim. Derin bir nefes aldım.
"Ya Zeynep, üzülme lütfen. Her şeyde vardır bir hayır derler. Bunda da vardır bir hayır. Çok sıkma canını kuzum." Dedi Zülal kolumu okşayarak. Ona içten bir gülümseme bıraktım. "Haklısın. Sağlıkla gelecek umarım bebeğim." Dedim elimi karnıma sararak.
1 Hafta Sonra
Üstümü değiştirip koridora çıktım. Merdivenden inerken ayağım kaydı ve yuvarlanmaya başladım. "Ateş!" Diye çığlık attım. Elimi karnıma siper etmiştim hemen. Ateş koşarak yanıma geldi. Bedenimi kucağına alıp koltuğa yatırdı. Canımın acısından çok bebeğim için ağlıyordum. Hâlâ hayata tutunduğunu hissedebiliyordum, ama korkuyordum gitmesinden. "Ateş, bebek..." Dedim hıçkırarak. Ateş saçlarımı okşadı. "Tamam, tamam. Sakin ol güzelim. Geçti... Bebeğimiz iyi. Kanaman yok, hiçbir şeyin yok. Merak etme." Eğer düşük yapsaydım kanamam olurdu. Ama yoktu. Demek ki hâlâ benimleydi. Bırakmamıştı beni. "Ço-çok korktum ona birşey olacak diye." Ateş gözlerini bacaklarıma çevirdi. Gülümseyerek bana geri döndü. "Hiçbir şeyin yok bebeğim. Böyle üzersen kendini, stres yaparsan daha kötü. O zaman kaybedebiliriz işte bebeğimizi." Gözyaşlarımı sildi. "Ayak bileğim acıyor." Dedim mırıldanarak. Ayağımı kontrol ederken acıyla bir çığlık attım. "Acıyor. Kırılmamıştır dimi?" Ateş bana bakıp gülümsedi. "Ezilmiş sadece. Ben sana merhemle buz getireyim bekle." Ateş birkaç dakika sonra elinde merhem ve buz torbasıyla geldi. Ayak bileğimi merhemi sürüp buz torbasını yerleştirdi. "Doktora gidelim mi? Ne olur ne olmaz. Çok korkuyorum."
Ateş, ellerini yanaklarıma koydu. "Korkma bebeğim. Doktor düşük olduğunda kanaman olduğunu söylemişti. Ama sen iyisin. Hiçbir şeyin yok. Korkmana da gerek yok." Diyip alnımı öptü. "Nasıl düştün be güzelim?" Dudağımı büzdüm. Bana çatık kaşlarla bakmaya başladı. "Yoksa yine mi koşarak indin Zeynep?" Gözlerim irileşti. "Hayır, hayır. Koşmuyordum. Normal iniyordum. Ama ayağım kaydı." Ateş birkaç saniyeliğine kapatıp açtı gözlerini. "Bebeği bekleyemem. O yüzden bu evden bebek doğmadan önce taşınmalıyız. Merdivenler senin içinde tehlikeli."
*
Gözlerimi saat 5'te açtım. Öğlen ikiden, beşe kadar uyumuştum. Bu bebek bende sürekli uyku yapıyordu.
"Ateş." Dedim kısık sesimle. Ateş mutfaktan gelip yanıma oturdu. "Ne oldu güzelim? Bileğin mi ağrıyor? İyi misin?" Uzanıp yanağını öptüm. "İyiyim. Sadece acıktım diyecektim. Yürüyemiyorum-" sözümü kesip alnımı öptü, "Tamam. Bak her şeyi benden isteyebiliyormuşsun Zeynep, değil mi?" Ona gülümsedim. Ateş'de bana gülümseyip mutfağa gitti. 10-15 dakika sonra elinde tepsiyle geri geldi. Koltukta boş kalan yere oturup tepsiyi kendi kucağına koydu. Çorbadan bir kaşık uzatırken geri çekildim. "Ben yiyebilirim Ateş. Bebek değilim." Diyip gözlerimi devirdim. "Sen bebek değilsin, ama karnında bebeğimizi taşıyorsun. O yüzden sus ve aç ağzını güzelim." Ağzımı açtığım gibi kaşığı soktu.
Yemeğim bitince televizyonu açtım. Kanalları tek tek dolanırken bir filmde durdum. O sırada Ateş yanıma gelip oturdu. "Ayağın hâlâ acıyor mu güzelim?" Başımı salladım. Dudağını büzerek baktı gözlerimi. "Yürüyebiliyor olsaydın dışarı çıkardık." Omuz silktim. "Boşver, ev iyi. Abimle Burçin'i mi çağırsak?" Dedim iç çekerek sıkıntıyla. "Çağıralım. Bekle arayayım."
Selamm! Ben geldim. Başka birini mi bekliyordunuz? Ldldlddlşs
Bölümü nasıl buldunuz? Bu sıralar bölümlerde sıkça zaman atlamaları görebilirsiniz, benden söylemesi.
Bölümü okuyup, oy verene şeker var xkkxkxldls çokça öpüldünüz bebeqler ❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığımdaki Işık (Tamamlandı)
RomanceAşkı nerede bulacağınızı bilemezsiniz. Belki bir kütüphanede, belki okulda, belki de iş yerinde...Peki ya o sizi bulursa? Benim hikayemde de o beni bulmuştu. Mafya olan bir adam ve onun karanlığına ışık olan bir kadın... •11.12.2020 •Küfür içerir! ...