Multi: Tuğkan-Kusura Bakma
Satır arası yorum sayısı fazla olursa bir sonraki bölümde hızlı gelebilir ;)
Kapı açıldı hızla. Korumalardan biri hızla gelip koluma yapıştı. "Gidiyoruz." Dedi. Hızla Miray'a doğru atıldım. "O burada kalıyor. Sen geliyorsun sadece." Beni sürüklemeye başladı. Adamın kolları arasında çırpınıyordum. "Miray!" Diye çığlık attım. Salondan tanıdık bir ses duydum. Ateş'in sesini... Gelmişti. "Ateş, Miray'ı kurtar!" Diye bağırdım sesim sonlara doğru boğuk çıkarken. Lanet adam elini ağzıma kapayıp ses tonumu alçaltmıştı. "Zeynep!" Diye bir bağırtı duydum Ateş'ten. Beni hızla arka kapıya sürükledi adam. Arka kapıdan çıkartıp bir arabaya bindirildim. Adam hızlıca sürmeye başladı. Yerimde kıpırdandım. "Bırak beni! Kızıma götür, Ateş'e götür! Hemen!" Dedim öne doğru eğilerek. Adam eliyle beni geri itti. "Kapa çeneni ve otur! Şimdi ben ne dersem onu yapacaksın." Kollarımı göğsümde birleştirdim. "Bir yerlerim..." Diye mırıldandım. Adam dişlerini sıkarak baktı.
"Aslan Bey, seni sağlam istiyor. Yoksa sana yapacağımı bilirdim." Tekrardan öne doğru eğildim. "Siz varya onun köpeğinden başka bir şey değilsiniz. Onun gözünde belkide bir köpekten daha değersizsiniz. Onun gerçekten size insan gibi baktığını mı düşünüyorsunuz? Bu adam kendi kızını sattı. Kızı ya, öz kızı... 13 yaşındaki daha çocuk olan kızını bir herife sattı. Ne uğruna, para uğruna... Kendi kızına böyle yapan adam, size insan gözüyle bakar mı?" Dedim tükürür gibi. Adam dikiz aynasından bana baktı. Direksiyonu sıkan ellerinin boğumları beyazlaştı. "Doğru olduğu için bir şey demiyorsun! Sen hâlâ bu adamın köpekliğini yapmaya devam et. Kendi kızını para için bir herife satan adam bir yabancıya neler yapmaz." Diyip arkama yaslandım. Adam dikiz aynasında bana bakmayı sürdürdü. Eğer onu ikna edebilirsem beni geri götürebilirdi, Miray'ın yanına.
"Beni bunlarla ikna edemezsin." Dedi adam içimi okumuş gibi.
Saatler sonra bir evin önünde durduk. Adam kolumdan çekiştirerek indirdi arabadan. Sürükleyerek evin içine soktu. Etrafa baktım. Koltukta oturan adamla kalbim korkuyla tekledi. Bu adamı tanıyordum. O ıssız sokakta, gecenin bir vakti...
Adam bana bakıp sırıtmaya başladı. "Zeynep, ne güzel tesadüf bu böyle. Seninle en son ki görüşmemiz pek hoş geçmemişti. Ne zamandı? 2 buçuk sene önce, o ıssız sokakta mıydı?" Gözlerim doldu. Adam eliyle koltuğu işaret etti. Titreyen bacaklarımla oturdum koltuğa. "Beni nasıl buldun?" Dedim titrek bir sesle. "Çok zor olmadı." Adam ayağa kalkıp yanıma geldi. Hızla geri çekildim. "Yaklaşma bana!" Dedim korkuyla. "Sakin ol Zeynep. Zarar vermeyeceğim sana. Ama belki biraz eğlenebiliriz. Ne dersin?" Korkuyla irileşti gözlerim. Hızla daha da geri çekildim. "Bana dokunursan seni öldürürüm!" Adam güldü ve bana biraz daha yaklaştı. Önüme gelen saç tutamını kulağımın arkasına sıkıştırdı. Hızla ayağa kalktım. "O ellerini bir daha bana sürmeye bile kalkma." Dedim işaret parmağımı ona sallayarak. Bakışları parmağımda ki yüzüğe gitti. "Evlenmişsin sanırım." Dedi tek kaşını kaldırarak. "Seni ilgilendirmez. Benden ne istiyorsun?" Dedim dikleşerek.
"Ben, Aslan'a çalışmıyorum Zeynep. O yüzden benim istediğim şey diğerleriyle alakalı değil. Seninle alakalı." Kaşlarımı çattım. "Neymiş benimle alakalı olan?" Oturduğu koltukta arkasına yaslandı. "Benim olman. Burçin'i biliyor olmalısın. Ona sahip olan kimdi, biliyor musun?" Şaşkınlıkla bakıyordum. İdrak etmekte zorlanıyordum adeta. "K-kim?" Dedim kekeleyerek.
"Babam."
*
Beni bir odaya kilitlemişti. Bunlar ailecek sorunluydu. Ama korkum benden çok Miray'aydı. Ona zarar vermelerine dayanamazdım. İçimden ki ses Ateş'in onu aldığını söylese de, görmeden inanmam mümkün değildi. Derin bir iç çektim. Kapının kilidi açıldı ve içeri o girdi tekrar. "Ne var?!" Dedim ters bir bakış atarak. "Sakin ol tatlım. Nasılsın, ona bakmaya geldim. Acıkmış olmalısın. Aşağıya gel." Dedi ve gitti. Canım hiçbir şey istemiyordu. Sadece şuradan kurtulmak istiyordum. Buradan kurtulup herkesin iyi olduğunu görmek istiyordum. Kapı tekrar açıldı. "Demir Bey sizi çağırıyor." Omuz silktim. "Canım istemiyor. Ona öyle söyle." Adam sessizce gitti. Birkaç dakika içinde Demir denen adam belirdi yanımda. Kolumdan tutup merdivenlere sürükledi beni. "Bırak! İstemiyorum işte!" Beni dinlemiyordu oysaki. Hızla sandalyeye oturttu ve işaret parmağıyla önümdeki tabağı gösterdi. "Sana yemek ye dedim! Ben ne diyorsam o olacak! Benimle yemek yemen gerekiyorsa yiyeceksin! Benimle uyuman gerekiyorsa uyuyacaksın! Hatta benimle sevişmen bile gerekirse sevişeceksin!" Şaşkınlıkla ayağa kalktım ve bir tokat attım. "Adi domuz herif! Sen beni ne sandın? Oradan bakınca ne gibi duruyorum?!" Dedim öfkeyle. Kolumdan tutup kendine çekti. "Bana bak Zeynep. Ben ne dersem o olacak. Yoksa hiç istemeyeceğin şeyler olur. Bana bir daha tokat atmak gibi bir hatada bulunursan olacaklardan ben sorumlu değilim." Hızla geri çekildim ve yukarı çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığımdaki Işık (Tamamlandı)
RomanceAşkı nerede bulacağınızı bilemezsiniz. Belki bir kütüphanede, belki okulda, belki de iş yerinde...Peki ya o sizi bulursa? Benim hikayemde de o beni bulmuştu. Mafya olan bir adam ve onun karanlığına ışık olan bir kadın... •11.12.2020 •Küfür içerir! ...