Bölüm 64

5.6K 199 13
                                    

3 gün oldu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


3 gün oldu. 3 gün... Kızım hâlâ orada bir savaş veriyordu. Yine o camın ardında küçük bedenini izliyordum gözyaşlarımın arasında. Ateş kollarımdan tutup beni geri çekmek için bir hamle yaptı. Ama onu durdurdum. "Ateş, bırak." Dedim fısıltıyla. Abim geldi yanıma. "Balım hadi bir şeyler ye. Kaç gündür ağzına hiçbir şey sürmüyorsun." Kolumu okşadı sonra Ateş. "Abin haklı Zeynep. Bir şeyler ye güzelim." O sırada kuvözün içinde bir hareketlenme oldu. Doktorlar kızımın başına toplandı. "Ateş!" Dedim gözyaşlarım artarken. Doktor bize baktı ve gülümsedi. "Bir şey oluyor." Dedim fısıltı gibi çıkan sesimle. Doktor çıktı içerden. Kendimi anında onun yanına attım. "Zeynep Hanım sakin olun lütfen. Kızınız gayet iyi. 3 gündür verdiği savaşı kazandı. Artık tek başına nefes alabiliyor." Kendimi Ateş'in kollarına bıraktım. "Siz odaya çıkın, birazdan getirirler bebeğinizi odaya." Ateş beni kolumdan tutup sürükleyerek odaya çıkardı. Birkaç dakika sonra odaya kuvözün içinde kızım girdim. Yatağın yanına bıraktılar kuvözü. Hemen başına gittim. Minicik elini okşadım. "Annem." Dedim fısıltıyla. "Bebeğin ilk anne sütünü alması gerek. Hanımefendi dışında odadan çıkar mısınız?" Dedi hemşire. Odada ki herkes çıktı teker teker. Miray'ı kucağıma verdiler. Emzirmeme yardım ederlerken çok zorlanmıştım. Sonrasında bitince hemşire çıktı. İçeriye Ateş, abim, Burçin, Berkant ve Zülal girdi. Ateş yanı başıma geldi. O da kızımızın elini okşadı.

"Çok küçük." Dedi fısıltıyla. "Alsana kucağına." Diyip uzattım minik bebeği. Dikkatlice aldı kucağına. "Kafasına dikkat et." Dedim panikle. Yanıma oturdu Ateş. O sırada bir ağlama sesi yükseldi Miray'dan. "Zeynep ağlıyor." Dedi hafifçe sallayarak Ateş. Ona gülümsedim. Baba olmak çok yakışmıştı ona. "Bebek daha Ateş. Ağlayacak tabiki." Burçin geldi yanımıza. "Artık Miray'da iyi olduğuna göre bir şeyler yemen gerek Zeynep. Kendin için değilse kızın için." Başımı salladım. Herkes başımıza toplandı. Miray susmadan ağlamaya devam ediyordu ve Ateş'in panik olduğunu görebiliyordum. "Susmuyor." Dedi en sonunda. Yavaşça aldım kucağından. Birkaç saniye sonra sustu. Başımı eğip kokusunu çektim içime. O ana kadar duyduğum en güzel kokuydu, onun kokusu. Doktor girdi içeri. "Nasılsınız bakalım?" Dedi gülerek. "Çok iyiyiz." Dedi Ateş. Doktor yanımıza geldi. "Bebek iyi olduğuna göre çıkış işlemlerinizi yaptırabilirsiniz. Bu arada Zeynep'ciğim sık sık emzir, yoksa hasta olur. Senin sütün şu anda onu koruyor. Geçmiş olsun." Diyip gitti doktor. Ateş alnımı öptü. "Çıkış işlemlerini yaptırayım, geliyorum güzelim." Başımı salladım. Kızımın yanaklarını okşadım. Geldiğinden beri gözlerini açmamıştı. Hep uyuyordu. Göz rengini merak ediyordum. Ama o gözlerini açmamakta ısrarcıydı. Abim geldi başıma. "Bu şimdi senin kızın mı?" Başımı salladım. Yüzünü buruşturdu. "Aynı senin gibi çok çirkin." Gözlerimi kısarak abime baktım. "Sensin çirkin. Hem benim kızım senin işini kolaylaştırdı, haberin yok." Kaşlarını çattı abim. "Kızım, siz evlenin diye erkenden geldi." Abim bebeğe doğru eğildi. Başını öptü. "Teşekkür ederim küçük bebek. Biraz daha gelmeseydin, biz az daha düğünü yapıyorduk." Güldüm abime. Zülal geldi ve kızımın ayağını mıncırdı. "Zeynep, bu çok tatlı. Senden nasıl böyle bir şey çıkar?" Derken Berkant'ta girdi araya. "Dimi ama." Onlara gözlerimi devirdim. "Hadi gidiyoruz." Dedi Ateş içeri girerken. Hemen yerimden kalkıp kapıya ilerledim. Miray'ı pusete koyup çıktık odadan. Arabaya binerken bu sefer öne abim, arkaya Burçin ve ben binmiştik. Burçin kızımı severken bende gözlerini açmasını bekliyordum. "Ateş, bu bebek niye sürekli uyuyor. Hiç gözlerini açmıyor." Ateş'in güldüğünü duydum. "Bebek çünkü hayatım. Gece uyanınca görürsün gözlerini." Ona gülümsedim.

Eve geldiğimizde asansörle yukarı çıktık. Burçin ve abim gitmişlerdi. Geriye bir tek ben, Ateş ve Miray kalmıştık. Miray'ı beşiğine koyup sıcak bir duş aldım. Üzerime bir kazak ve tayt geçirdikten sonra odasına gittim. Gittiğimde Ateş, kızımı uyandırmaya çalışıyordu. "Ateş, uyandırmasana çocuğu. Bırak uyusun." Ateş bana göz devirip kucağına aldı. O sırada saatlerdir beklediğim an yaşandı ve Miray gözlerini açtı. Bütün her şeyi bana benzerken, gözleri masmaviydi. "Ateş, gözleri sana benziyor!" Diye sevinçle bir çığlık attım. Benim çığlık atmamla Miray ağlamaya başladı. "Eyvah, unutmuşum." Diyip Ateş'in kucağından dikkatlice aldım. Yerimde hafifçe sallandım. Birkaç dakika sonra sustu. Ateş, kollarını bize sardı. İlk önce benim, sonra bebeğimizin başını öptü. "Çok güzelsiniz." Dedi fısıltıyla. Başımı göğsüne yasladım. Dakikalarca öyle kaldık. Miray tekrar ağlamaya başladı. Bu sefer yerimde hafifçe sallanmam da işe yaramamıştı. "Güzelim, belki karnı açtır. Emzir istersen." Başımı salladım. "Yardım edeyim mi?" Dedi Ateş göz kırparak. "Hayır, Ateş. Ben halledebilirim. Sen çık, hadi." Ateş odadan çıkarken bende sallanan sandalyeye oturdum. Birkaç dakika boyunca ki uğraşlarımın sonu hüsrandı. Üstümü düzeltip salona gittim. "Ateş, emmiyor. Ağzından atıyor sürekli ve ağlıyor. Susmuyor..." Dedim dudağımı büzerek. "Mama almamız gerek." Diye de ekledim. Ateş başını salladı. Miray'ın kafasını omzuma yerleştirip kulağına şarkı sözleri fısıldadım. Yerimde hafifçe sallandım. "Biliyorum annecim, açsın. Baba birazdan gelecek. Sana mamalar alacak. Sonra karnını doyuracağız." Dedim ve yerimde sallanmaya devam ettim. Birkaç dakika sonra kapı açıldı. "Aldım güzelim. Sen ver bana Miray'ı, mamayı yap." Başımı sallayıp mamayla, Miray'ı değiş tokuş yaptık. Mutfakta hızla mamayı yapıp içeri gittim. Miray'a yedirmeye başlayınca susmuştu.

Karnının doyduğunu anlayınca biberonu geri çektim ağzından.

1 Hafta Sonra

Ayakta uyuyordum. Gerçekten kelimenin tam anlamıyla ayakta uyuyordum. Azıcık gözümü kapatayım diyordum, bir ağlama sesi...

Gecenin saat 3'üydü ve bilin bakalım kim uyumadı bu saate kadar, tabiki de kızım! Neredeyse o uyutacaktı beni! Oysaki onun uyuması gerekiyordu. Odanın içinde bir ileri bir geri yürüyordum. Gözlerim kapanırken kendimi Ateş'in başında buldum. Kolundan dürttüm hafifçe. Sıçrayarak uyandı. "Ateş, çok uykum var. Miray uyumuyor. Sen denesen, ben de uyusam." Ateş başını salladı. Yataktan kalkıp Miray'ı kucağımdan aldı ve bir elini belime dolayıp başımı öptü. "Kızımızı uyutup geleceğim güzelim." Yatağa yattım ve gözlerimi kapattım. Başımı yastığa koyar koymaz uyuyakalmıştım.

*

1 haftadır uyanmaya alışık olduğum bir ses ile karşılaştım yine, kızımın ağlaması! "Hayır ya! Miray!" Diye inleyerek açtım gözlerimi. Tam yanımda duruyordu. Ateş sanırım en sonunda pes edip yanımıza getirmişti. Dağılmış saçlarımı geriye atıp Miray'ı kucağıma aldım. Saate baktığımda saat sabahın 7.43'ydü. "Annecim bu kadar erken uyanmak zorunda mısın ama ya?" Dedim fısıltıyla. Biraz sallayınca susmuştu. O sırada Ateş uyandı. "Yine mi uyandı? Sen uyu güzelim. Ben bakarım." Başımı salladım. "Ateş, sen uyu. Kim bilir ne kadardır uykusuzsun. Ben bakarım." Deyince Ateş doğruldu yerinde ve kafasını yatak başlığına dayadı. "Ben alışkınım güzelim. Kaç gecedir uyumuyorsun. En son biber doğrarken uyuyordun, hatırlatırım hayatım." Uykumun verdiği ağırlıkla pes ettim. "Tamam. Uyumazsa mutfakta sütü var. Onu verirsin." Ateş başını salladı. Ben de başımı tekrar yastığa koydum.

Yaklaşık 1-1 buçuk saat sonra kendiliğimden uyandım. Banyoda işlerimi halledip salona gittim, kimse yoktu. Mutfağa baktım, orada da kimse yoktu. En son çare Miray'ın odasına bakıp orada kimseye göremeyince Ateş'i aradım. "Efendim güzelim?" Dedi. "Neredesiniz Ateş?" Dedim panikle. "Sakin ol güzelim. Kızımla dışarı çıkalım dedik biraz. Hem sen rahat uyursun diye seni de rahat bıraktık. Ama bizim kız yolculuğu seviyormuş anlaşılan." Dedi gülerek. Kaşlarımı çattım o görmese de. "Neden?" Dedim. "Gezerken uyudu da, o yüzden." Gülümsedim. "Neredesiniz, bende geleyim?" Ateş birkaç saniye durdu. "Sen istersen uyu bebeğim. Gece hiç uyumadın." Omuz silktim. "Uyuyamıyorum. Söyle Ateş neredesiniz?" Dedim dolaba ilerlerken. "Aksel Fırını'nın oradayız." Dolaptan birkaç parça kıyafet çıkartırken dudaklarımı araladım. "Tamam geliyorum. Bekleyin beni."

Selammm! Yine ben. Başka birini mi bekliyordunuz yoksa?! Sonunda Miray'ımız gözlerini açtı. Artık çok tatlı bir ailemiz oluşuyor. Şimdi diyeceksiniz ki, olaylar nerede? Birkaç bölüm sonra gelecek, merak etmeyin. Sadece beklemede kalın yeter. Ama şu birkaç bölümde bebekle daha çok ilgilendikleri sahneler yoğunluklu olacak, hazırlıklı olun derim. Bölümü okuyup oy verene şeker var. Sizi çok öptüm canımın içleri♥️

Karanlığımdaki Işık (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin