Bölüm 34

8.1K 267 20
                                    

Multi: Model- Antidepresan Gülümsemesi

Abim beni gelip almıştı. Koltukta öylece oturuyordum. Ateş'i düşünüyordum sadece. Onun dolan gözleri aklıma geldikçe vicdan azabı çekiyordum. O sözleri yüreğimi paramparça ediyordu. Ama içimden bir ses her şeyin güzel olacağını söylüyordu. Sahiden hâlâ öyle bir ihtimal var mıydı? "Kız, depresif gül azıcık." Geldiğimden beri Abim ve Berkant gülmem için yapmadıkları şey kalmamıştı. "Berkant sus!" Dedim sinirle. "Ayol bana ne bağırıyorsun bacım? Bakırköy'ü arayalım mı?" Ona ters bir bakış attım. "Zeynep, sinirini Berkant'tan çıkarma abicim." Dedi abim sert bir sesle. "Dimi ama? İyi ki varsın Yağız aşkım. Yoksa bu deli beni döver." Dedi. "Berkant!" Abim bu sefer ona kızdı.

Ayağa kalktım. "Ben biraz dışarıda dolanacağım. Hava almalıyım." "Ben de geli-" abimin sözünü kestim. "Hayır. Ben tek başıma gidiyorum." Dedim ve üzerime montumu geçirip dışarı çıktım. Caddeye çıktım. Çok kalabalık değildi. Ara sokaklardan birine girdim. Öylece yürürken girdiğim sokağın barların olduğu sokaklardan birinin olduğunu gördüm. Ama en fazla ne olabilirdi ki?Bu ıssız sokakta ilerledim. Sokakta sadece barlardan taşan müzik sesleri ve birkaç sarhoş adamın konuşmaları. Birkaç dakika daha yürüdüm. İşte o birkaç dakikanın sonunda bu sokaktan çıkmadığım için kafama sıçayım dedim. Bir sarhoş adam elinde ki alkol şişesi ile bana yaklaştı. O bana yaklaştıkça ben geri adım atıyordum.

"Bana yaklaşma!"

Diye çığlık attım. Adam sırıttı. Bir adım daha yaklaştı, bir adım daha geriye kaçtım... Arkamı dönüp hızlı adımlarla yürüdüm. İlk önüme çıkan sokağa girdim. Siktir! Çıkmaz sokaktı. Adam birkaç dakika sonra göründü bu çıkmaz sokağın başında. Bana doğru ilerledi sarsık adımlarla. Tekrar geri geri gittim. Sırtım soğuk duvarla buluştu. Adam daha çok yaklaştı bana. Aramızda birkaç adım kalmışken kaçmak için hamle yaptım... Adam tek koluyla bedenimi tuttu ve tekrar duvara yapıştırdı. "Dur güzelim. Daha başındayız." Bu kısımda kusuyorduk galiba! "Bırak beni! İmdat!" Diye bağırdım avazım çıktığı kadar. Adam kollarını iki yanıma dayadı. Başını boynuma doğru eğdiği sırada arkadan bir ses duyuldu. Kahramanımın sesi, "Bırak lan o kızı it!" Sarhoş adam başını o tarafa çevirdi. "Sen kimsin lan?!" Ateş yanımıza gelip adamı çekti. Bir yumruk savurdu adama. Korkudan tir tir titriyordum. Bir yumruk daha... Ve bir yumruk daha... Yerde ölü gibi yatan adama baktım. Ardından gözlerim Ateş'i buldu. Yanıma geldi. Sıkıca sarıldı. "Senin ne işin var burada güzelim?" Sesi biraz kızgın çıkmıştı. Yüzünü yüzüme çevirdi. Ellerini yanaklarıma koydu. Elini elimin arasına almışken bir ıslaklık değdi elime. Hızla eline baktım. "A-Ateş... Elin kanıyor!" Korku dolu gözlerle baktım ona. "Önemli değil. Sen iyi misin? O it sana dokundu mu?" Kafamı hayır anlamında salladım. "Dudakları dahi değmedi dimi?" Tekrar başımı hayır anlamında salladım.

"İyiyim ben." Diyebildim sadece. "Ah be güzelim! Ne diye buralarda geziyorsun?" Eliyle yanağımı okşadı. Bir öpücük bıraktı alnıma. "Bir de birbirimizden uzak kalacaktık bir süre. Sen böyle sürekli başını belaya sokarsan ben nasıl uzak dururum senden?" Dedi. Onu öylesine çok öpmek istiyordum ki. Dudaklarına yapışıp bir daha bırakmak istemiyordum. Aramıza bir duvar örüyordum. Ama o duvar sanki küçük bir dokunmayla yıkılacaktı. Belki de ben o duvarın taşlarını düşürürdüm. Belki de o duvar sarsıntıya uğrayacaktı... Bunu kimse bilemezdi. Ben bile... O duvar yıkılana kadar beni bekleyecekti. Adım kadar emindim. Ama o duvar yıkılmazsa... O duvar ikimizi de enkaz altında bırakırsa ne olacaktı?... Öylece yok olmayı mı bekleyecektik, yoksa birinin bizi kurtarmasını mı?... Ama ya birbirimizi o enkazdan biz kurtarırsak? İşte o zaman bütün duvarlar yıkılmış olacaktı. Bütün aydınlıklar görünecekti. O enkazın son bulduğu yer görünecekti. Hissediyordum. Ama şu an aramızda ki bu duvar neydi? Neyin acısıydı?

"Gitmem gerek. Abim bekliyor." Dedim Ateş'in kollarından ayrılarak. Onu orada öylece bıraktım. Gözyaşları içinde eve doğru yürüdüm. Neden bunu yapıyordum? Neden ona acı çektiriyordum? Bunu ben istemiştim, ama neden o böylesine bir acı çekiyordu? Ondan uzak kalarak her şeyin düzeleceğini mi sanmıştım? Hani ondan uzak durmak bana iyi gelecekti? Ondan uzak kaldığım her bir saniye daha da dibe batıyordum. Ruhum yok oluyordu sanki. Peki onun ruhu? Onun ruhu benimkinden daha da çok zarar görmüştü. Ona bunu yaparsam onun ruhu gerçekten de yok olmaz mıydı? Şimdi onun yanında olmazsam kim onu hayata döndürecekti? ...

Yeni bölüm sizce nasıl olmuş? Vote ve yorum sayılarının artmasını istiyorumm. Öpüldünüzz💛

Karanlığımdaki Işık (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin