Bölüm 8

27.8K 782 58
                                    

Sabah karnıma giren ağrıyla uyandım. Ağzımdan acı dolu bir inleme kaçtı.

Ateş yerinden sıçradı. "Zeynep iyi misin?" Dedi telaşla. "Karnım ağrıyor." Ateş pikeyi açtı bir an da.

Gördüğüm ile şok oldum. Yatakta kan vardı. Hızla yataktan kalkıp banyoya ilerledim.

Çok utanıyordum. Ateş görmemesi gereken bir şey görmüştü. İşimi halledip hızla çıktım banyodan.

"Ateş, çok özür dilerim. Şey, regl olmuşum. Gerçekten bilmiyordum." Dedim telaşla. Sonradan farkına vardım dediklerimin.

Kıpkırmızı oldum. Utançtan Ateş'in yüzüne bakamıyordum. Çarşafı kaldırmaya çalıştım.

"Bırak, Deniz yapar güzelim. Önemli değil. Üstünü değiştir aşağı gel." Dedi ve gitti Ateş.

Hemen çarşafı ve pikeyi kirli sepetine attım. Ardından üstüme siyah bir pantolon ve göbeğimin biraz üstüne gelen turuncu bir tişört giydim.

Aşağı indiğimde Ateş beni bekliyor gibiydi. "Kahvaltı etmeyecek miyiz?" Dedim.

"Bu gün dışarıda yapalım kahvaltıyı." Dedi telefonuna bakarak. Ardından kafasını bana çevirdi.

Uzun süre baktı bana. Ardından derin bir nefes aldı. "Bununla gidemeyiz." "Ne?" Dedim anlamadığımı belli ederek.

"Üstüne uzun bir şey giy. Bekliyorum." Gözlerimi devirdim. "Gidelim ya da ben kalırım burada." Dedim ve yanına oturdum.

"Zeynep, o tişört çok kısa. Daha uzun bir şeyler giy." "Hayır Ateş, böyle geliyorum."

Zor da olsa Ateş'i ikna edebilmiştim.

*

Güzel bir yere getirmişti Ateş, beni. Arabadan indiğimde elimi tuttu. Bir elimize bir de ona baktım.

"Elini tutuyorum sadece." Dedi ve ilerlemeye başladı. Bir masaya oturduk. Ardından garson geldi.

Ateş siparişleri verdi ve bana döndü, "Karnın hâlâ ağrıyor mu?" Utançla eğdim başımı. Sabah ki olay aklıma geldikçe hâlâ kızarıyordum.

"Biraz." Dedim utançla. 15-20 dakika sonra siparişler geldi. İkimizde kahvaltı etmeye başladık.

İkimizde konuşmuyorduk. Hatta göz göze dâhi gelmiyorduk.

Günlerdir içinde olduğum durumu Ateş'e de anlatmalıyım diye düşünüyordum.

Çatalımı bıraktım ve Ateş'e baktım. O da bir şeyler düşünüyor gibiydi. "Ateş." Sesimle sanki rüyadan uyanmış gibi bakıyordu.

"Efendim?" "Ben bir şey konuşmak istiyorum." Dedim usulca. "Tamam, konuşalım güzelim."

"Ben... Ya da neyse ya. Boşver. Sonra konuşuruz." Dedim ve yemeğime devam ettim.Ateş'in şüpheli bakışlarını üzerimde hissediyordum.

Kahvaltı yaptıktan sonra Ateş, beni eve bıraktı. Kendisinin işleri olduğunu söyleyip gitmişti.

Evde bir tek Deniz vardı. Zaten kim olmasını bekliyorsam?! Üst kata çıktım.

Yatak odasına girip sessizce kapattım kapıyı. Üzerime rahat bir şeyler giyip yatağa kıvrıldım.

Düşüncelere teslim olmuşken gelen uykuma engel olamadım. Düşünceler yerini uykuya bırakmıştı yavaş yavaş...

*

Aşağıda ki kapının hızla vurulma sesiyle uyandım. Hızla aşağı indim. Deniz korkuyla baktı bana.

Hemen yanına gittim. "Deniz, Ateş'i ara hemen." Dedim. Deniz mutfağa gitti hışımla.

Kapının deliğinden baktım. Tanımadığım, eli silahlı adamlar vardı.

Yukarı çıkıp Ateş'in çekmecelerini karıştım. Birinde silah buldum. Aşağı indiğimde Deniz, Ateş'i aramıştı.

"Deniz bir yere saklan. Bir şey yap. Ben üst kattayım. Sana zarar vermelerine sakın izin verme." Dedim. Deniz korkuyla başını salladı.

Ben de yukarı çıkıp dolaba saklandım. Birkaç dakika sonra aşağıdan kapının kırılma sesi geldi.

Silahı önümde tutarak beklemeye başladım.

Yeni bölüm nasıl olmuş?

Karanlığımdaki Işık (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin