Multi: Yağız (Zeynep'in abisi)
"Abi!" Ağzımdan çıkan tek kelime bu olmuştu. Kolları ile sıkıca sardı bedenimi. Onu çok özlemiştim. Kokusunu içime çektim. Göz yaşlarım süzüldü yanaklarımdan. "Çok özledim." Dedim hıçkırarak. "Ben de, ben seni çok özledim bebeğim." Yüzümü kendine çevirip göz yaşlarımı sildi.
Bakışlarımı yanına çevirdim. Berkant buradaydı. Berkant benim en iyi arkadaşımdı. Hoş, ondan başka da arkadaşım yoktu ya. Lisede tanışmıştık onunla.
"Berkant." Dedim ve ona da sarıldım. Elleri belimi buldu. "Nerelerdeydin sen bu zamana kadar?" Dedi. Tanıdığım eğlenceli Berkant gitmiş, onun yerine duygusal bir Berkant gelmişti... "Anlatacağım. Hadi içeri geçin." Dedim Berkant'tan ayrılırken.
İçeri girdik. Abim Ateş'i görünce hızla ona yürüdü ve bir yumruk savurdu. Bir çığlık attım. "Abi!" Dedim. Ateş hiçbir şey yapmamıştı oysaki. Öylece kalmıştı. "Lan yavşak sen kim olursun da Zeynep'i alıp götürürsün lan!" Abimin kükremesi ile yerimden sıçradım.
Onu ilk defa böyle görmüyordum. Daha önce birçok kez babam beni dövdüğü için ona bağırmıştı. Ama onun pek taktığı söylenemezdi...
"Abi durur musun?" Dedim korkuyla. "Sen bu kıza dua et seni burada öldürmüyorum." Dedi abim Ateş'e tıslayarak. Aralarına girdim. "Abi oturur musun? Anlatacağım."
"Şşt, çay yok mu çay? Ne biçim ev hanımlığı bu be?!" Berkant'ı duyunca dudaklarımdan kaçan kıkırdamaya engel olamadım. "Berkant!" Diye uyardı onu abim. "Git mutfaktan yap." Dedim ona doğru. "Ev hanımlığın bok gibi Zeynep." Söylene söylene mutfağa gitti. Arkasından sadece güldüm.
"Anlat hadi Zeynep." Abimin sesi ile ona döndüm. "Abi, Ateş benim sevgilim. Yani-" diyecekken abim beni durdurdu. Bakışları ilk önce elimde ki yüzüğe gitti. Sehpaya oturdum. "Ne diyorsun sen Zeynep!? O yüzüğün senin parmağında ne işi var?!" Bir iç çektim.
"Dinler misin?" Dedim ve ekledim. "Ateş beni ilk başta buraya getirdi. Bana aşık olduğunu söyledi. Ben ona çok kötü davrandım. O belki insan öldürüyor olabilir, kötü bir adam olabilir, hatta mafya olabilir. Ama kimse benim ona yaptıklarımı hak etmez. Sonra ben bir şeyler hissetmeye başladım falan derken bir grup adam geldi beni buradan aldı götürdü." Dedim. Konuşmama Berkant'ın çayı höpürdetmesi engel olmuştu.
Gözlerimi devirip devam ettim.
"Neyse. Sonra beni öldüreceklermiş. Ben bunu bilmiyordum. Çenemle neredeyse ölüme daha çok yaklaştığımın farkında bile değildim." Abim sözümü kesti. "Sadede gel." Bütün her şeyi anlattım. -Hamile olduğum, öpüştüğümüz ve birlikte olduğumuz dışında her şeyi-
En sonunda derin bir nefes aldım. Berkant çayı tekrar höpürdetti. Bakışlarım ona döndü. "Çok güzel yapmışım." Dedi ve çayını içmeye devam etti.
Aniden gelen mide bulantısı ile tuvalete koştum. Tam sırasıydı şimdi sanki!
Arkamdan Ateş ve abimin koştuğunu gördüm. Ateş saçlarımı arkada topladı. Sifonu çekip yüzümü yıkadım. "Kızı hasta mı ettin bir de!?" Abimin sesi ile bakışlarım ona döndü. Mutfağa gidip bir bardak su içtim. Salona geri döndüğümde Berkant hâlâ çayını yudumluyordu.
Yanına oturdum ve konuştum, "Lan ölsem umrunda olmaz. Dimi lan?" Dedim. Çayı sehpaya koyup kafamı kolunun altına sıkıştırdı. Bu onun sevme şekliydi.
"Ağlarım lan sana bir şey olsa sıpa." Dedi. "Lan bırak domuz herif!" Berkant'ın kollarının arasında çırpınıyordum. Hele şükür Ateş gelip kurtardı beni Berkant'tan. Ateş'in sinirli bakışlarını ona gönderdiğini gördüm. "Enişte beyde çok sinirli. Aman aman nerelere geldik böyle." Dudaklarıma birbirine bastırdım gülmemek için. Ardından işaret parmağımı dudağıma götürerek, 'sus' işareti yaptım.
"Zeynep gidiyoruz." Dedi ve ayaklandı abim. "Nereye?" Telaşlı çıkan sesime engel olamadım. "Benimle geliyorsun. Bu adamın yanında daha fazla durmana dayanamam." Dedi. "Sen gidebilirsin Yağız. O hiçbir yere gitmiyor. Benim yanımda güvende bir tek."
"Senin gibi bir adamın yanında nasıl güvende olabilir? Kızı senin yüzünden kaçırmışlar. Üstelik birde kız yaralanmış. Zeynep'i sana bırakamam." Abimi çok özlemiştim. Ama Ateş'in yanında kalmak istiyordum. Özellikle şu bebek mevzusu çözülene kadar.
"Pardon ama ben de buradayım. Bana da sorsanız, olmaz mı acaba?" Diye araya girdim. "Sen karışma Zeynep. Benimle geliyorsun dedim. Bit-ti!" Dedi ve bileğimden tutarak beni kapıya çekiştirdi. "Yağız bırak kızı!"
"Abi dur lütfen. Özür dilerim. Ama ben burada kalmak istiyorum. Ne olur bana kızma. Ama benim isteğimi de göz ardı edemezsiniz." Sesim yalvarır gibi çıkmıştı.
Sarıldım abime. "Tamam. Ama bu herif sana bir şey yaparsa hemen beni arıyorsun." Dedi ve gitti. Salonda Berkant hâlâ çayını yudumluyordu. "Lan gitmiyor musun sen?" Dedim.
"Beni mi kovuyorsun Zeynep? Beni, beni, Berkant'ını." Dedi Bihter Ziyagil gibi yaparak sesini. "Ona ne cüret! İstersen git benim odama yerleş." Dedim dalga geçercesine. "Vallaha mı kız. Bekle eşyalarımı yerleştireyim."
Başımı sağa sola çevirdim kıkırdayarak. "Sabır Yarabbim." Demekle yetindim. "Lan sen yokken neler oldu? Bir bilsen varya, aklın hayalin şaşar." Dedi heyecanlı heyecanlı.
Yeni bölüm nasıl? Vote ve yorum istiyorum. Öpüldünüzz❣️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığımdaki Işık (Tamamlandı)
RomanceAşkı nerede bulacağınızı bilemezsiniz. Belki bir kütüphanede, belki okulda, belki de iş yerinde...Peki ya o sizi bulursa? Benim hikayemde de o beni bulmuştu. Mafya olan bir adam ve onun karanlığına ışık olan bir kadın... •11.12.2020 •Küfür içerir! ...