Multi: Son Feci Bisiklet - Bikinisinde Astronomi
Şarkı müq👌🏻 mutlaka dinleyin. İsterseniz dinlemeyin ama flfkdldkdlsl ama güzel bir şarkı pişman olmazsınız dkdkdldksjsk
İyi okumalarr💛...
Yemeğimizi yemiştim. Şu anda ise ikinci suflemi gömüyordum. Midemde hissettiğim şişkinlikle sufleyi masaya bıraktım. Arkama yaslanıp ellerimi karnıma yerleştirdim. "Yesene şunu Ateş. Çok doydum." Dedim. "Benim tatlı sevmediğimi biliyorsun güzelim."
"Niye iki tane sufle aldın? Karnım ağrıyor."
Ateş'in güldüğünü duydum. Öldürücü bakışlarımı ona yolladım. "Sen istedin iki tane sufleyi." Gözlerimi devirdim. "İyi, tamam. Ben istedim iki tane sufleyi. Niye elimden almıyorsun o zaman?" Boynumu öptü. "Sırnaşma Ateş." Ufak bir kahkaha attı. "Bayılıyorum bu hâline." Dedi. Ona tuhaf bakışlarımı gönderdim, "Acıyla kıvrandığım halime mi?"
"Hayır... Bazen böyle asi bir kız oluyorsun ya, bayılıyorum o hâline işte." Gözlerimi devirdim. "Seve seve bu halimi mi seviyorsun Ateş?" Gözlerini evet der gibi kırptı. Gülerek gözlerimi devirdim. "Karnım ağrıyor." Dedim kıvranarak. Beni kendine çekti Ateş. Sırtımı göğsüne yasladım. Kolları karnımı sardı. "Bu işe yaramaz." Dedim göz ucuyla ona bakarken. Saçlarımı öptü ve konuştu, "Bekle güzelim." Gözlerimi kapatıp başımı Ateş'in omzuna koydum. Kulağıma bir şiir mırıldanmaya başladı,
"Düşüncemizin katlanması mı güzel,
Zalim kaderin yumruklarına, oklarına
Yoksa diretip bela denizlerine karşı
Dur, yeter! Demesi mi?
Ölmek, uyumak sadece! Düşünün ki uyumakla yalnız
Bitebilir bütün acıları yüreğin,
Çektiği bütün kahırlar insanoğlunun.
Uyumak, ama düş görebilirsin uykuda, o kötü!
Çünkü ölüm uykularında,
Sıyrıldığımız zaman yaşamak kaygısından,
Ne düşler görebilir insan, düşünmeli bunu.
Bu düşüncedir uzun yaşamayı cehennem eden."Hayranlıkla Ateş'e baktım. "William Shakespeare mı seviyorsun?" Başını evet dercesine salladı. "Vay canına!" Dedim hayranlıkla. Burnundan güldüğünü duydum. Elini başıma koyup geriye yatırdı. Kulağıma eğilip Shakespeare dizelerine devam etti,
"Kim dayanabilir zamanın kırbacına?
Zorbanın kahrına, gururunun çiğnenmesine,
Sevgisinin kepaze edilmesine
Kanunların bu kadar yavaş
Yüzsüzlüğün bu kadar çabuk yürümesine
Kötülere kul olmasına iyi insanın
Bir bıçak saplayıp göğsüne kurtulmak varken?
Kim ister bütün bunlara katlanmak
Ağır bir hayatın altında inleyip terlemek
Ölümden sonraki bir şeyden korkmasa,
O kimsenin gidip de dönmediği bilinmez dünya"Sesi kulaklarıma doldu. Elimi sakallarına attım. Sakallarını okşadım. Kafasını yana çevirip avuç içimi öptü. Tekrar kulağıma mırıldandı,
"Ürkütmese yüreğini?
Bilmediğimiz belalara atılmaktansa
Çektiklerine razı etmese insanı?
Bilinç böyle korkak ediyor hepimizi:
Düşüncenin soluk ışığı bulandırıyor
Yürekten gelenin doğal rengini.
Ve nice büyük, yiğitçe atılışlar
Yollarını değiştirip bu yüzden.
Bir iş, bir eylem olma gücünü yitiriyorlar."Huzurla onu dinledim... Gözlerimi açıp beni izleyen Ateş'e baktım. "Karnın geçti mi?" Sadece birkaç dakikalığına unutmuştum karın ağrımı. Başımı sallamakla yetindim. Yavaşça kalktım yerimden. "Sıkıldım." Dedim. Kolumdan çekip geri çekti beni Ateş. "Film izleyebiliriz." Ateş film aramaya başladı. Aklıma gelen film önerisini Ateş'e sundum, "Aşka İki Hafta, izlemeye ne dersin?" "Olur. İzleyelim." Ateş 'Aşka İki Hafta' filmini açtı. Film biraz eski bir filmdi. Ama yinede güzeldi. Filmi izlerken çoğu yerde gülme krizine girmiştik. Filmdeki kadını kendime benzetmiştim biraz. Ama benzettiğim yönü, stres olunca kendini kaybederek yemek yemekti...
*
Saat gece 2.47'ydi ve beni uyku tutmamıştı. Bende salonda kitap okuyordum. Ateş'in kitaplığından bulduğum, 'Bir Kadının Penceresinden' kitabını okuyordum. Kitap güzel bir aşk romanıydı. Genel olarak roman okumayı sevdiğim için çok hoşuma gitmişti. Merdivenden gelen ayak seslerini duydum. O adımlar yanı başımda durdu. "Bebeğim, uyusana." Uykulu çıkan sesin sahibine baktım. Elini çenemin altına koydu. "Uykum yok. Sen uyu. Uykum gelince gelirim ben." Hiç beklemediğim bir şey yaptı: Yanıma oturdu ve başını göğsüme yasladı. Kitabın kaldığım sayfasını kıvırarak sehpanın üzerine bıraktım. Ateş'i yumuşak saçlarını okşadım. Birkaç dakika sonra düzene giren nefesinden uyuduğunu anladım. Saçlarına bir öpücük kondurdum. Ben dudaklarımı saçlarından geri çekerken kıpırdandığını gördüm. Ama uyanmamıştı. Ellerim sakallarına gitti. En çok sakallarını seviyordum... Sakallarının avuç içimi gıdıklamasını seviyordum... Sakallarını okşadım. Bir kez daha saçlarını öptüm. Yanağımı saçlarına koydum. Belimde ki elleri, belimi daha sıkı sardı. Kafası, boyun girintime yerleşti. Sonsuza dek bu şekilde kalabilirdim.
Gözlerim kapanmak çırpınıyordu. Ama ben uyumak istemiyordum. Onunla bu şekilde kalarak anın tadını çıkarmak istiyordum. Çünkü bir gün bunları yaşayamamak korkusu sarıyordu içimi... Bir daha ona sarılamamak, onu öpememek, onun koklayamamak, ona dokunamamak düşüncesi korkuyu iliklerime kadar hissettiriyordu. Onsuzluğu hayal bile edemiyordum.
Gözlerim uykuyla savaş verirken galip gelen uyku olmuştu. Kendimi gözlerim kapanırken buldum. Gözlerim kapandı ve Ateş'in yüzünü karanlık aldı. Sabaha kadar bir sürü rüya görmüştüm. Gözlerimi sabaha karşı açtım. Göğsümde yatan bir Ateş vardı hâlâ. Duvardaki saate baktım. Sabahın 5.40'ıydı. Karmakarışık rüyalar beni uyanmaya sürüklemişti. Uykuyla uyanıklık arasında Ateş'i dürttüm. Niye dürttüm bilmiyorum. Uyku mahmurluğu ile ne yaptığımın farkında bile değildim. Uykulu gözlerle Ateş bana baktı. Ardından saate. "Bebeğim sabahın 6'sında ne diye uyandırıyorsun?" Dedi boğuk sesle. Başını göğsüme geri yasladı.
Hellooo! Ben geldim! Nasılsınız? Bu bölüm önceki bölümden ne kadar uzun bilmiyorum dkdkdkdkksks. Belki de aynı uzunluktadır lxldmndmdjd Neyse. Oy verme ve yorum yapma rutinini mutlaka yapın jskxkxkdldkdld öpüldünüz 💚
Der ve yazarınız kaçarr!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığımdaki Işık (Tamamlandı)
RomanceAşkı nerede bulacağınızı bilemezsiniz. Belki bir kütüphanede, belki okulda, belki de iş yerinde...Peki ya o sizi bulursa? Benim hikayemde de o beni bulmuştu. Mafya olan bir adam ve onun karanlığına ışık olan bir kadın... •11.12.2020 •Küfür içerir! ...