Bölüm 56

5.6K 225 19
                                    

Birkaç saat sonra otelimize varmıştık. Kendimi direkt olarak yatağa attım. Hiçbir şey yapmadığım halde kendimi yorgun hissediyordum. Sanırım en son kendimi hamileyken böyle hissetmiştim. "A-Ah yeter be! İki lafından birisi hamilelik, yeter Allah Allah!" Dediğinizi duyar gibiyim. Emin olun bunu içimden her defasında ben de tekrarlıyorum.

"Otelin kapalı havuzuna inelim mi güzelim?" Ben demiştim. İllaki bir suya gireriz demiştim! Doğru çıktı! Hafifçe yerimden doğrulup banyoya doğru seslendim, "Tamam." Kalkıp bavulumdan yanımda getirdiğim bikinimi çıkardım. Ateş'in adım sesleri yakınlaştı. "Onları giyemezsin." Dedi bikiniyi gösterirken. "Ateş saçmalama istersen." Dedim ve banyoya ilerledim. Bir eliyle beni tuttu ve kendine çevirdi. "Onu giyemezsin Zeynep. Çok açık. Gidelim adam akıllı bir şey alalım." Gözlerimi devirdim. "Ateş bunu giyeceğim. Hem bu saatte açık bir yer bulamayız. Hadi mızmızlanma." Banyoya ilerledim. Bikinimi giyip saçlarımı topladım. Ateş bir anda içeri dalınca korkuyla sıçradım yerimden. Baş parmağımla damağımı geriye ittirdim, "Allah seni ne etmesin?! Ödümü kopardın!" O ise benim söylediklerimi hiç takmamıştı. "Çıkar onu. Çabuk, bu hâlde o kadar piçin içinde dolaşamazsın." Kaşlarımı çattım onun gibi. "Ateş biz evliyiz. Biliyorsun değil mi? Elimde kocaman yüzük var, yüzük! Hadi inelim." Gözlerini devirdi ve askılıkta ki bornozu uzattı. Beraber otelin kapalı havuzuna indik. Ama tek bir sorun vardı, BEN YÜZME BİLMİYORUM!

"Ateş." Dedim fısıldayarak. Onun gözleri etrafı tarıyordu. Elimi sıkıca tutmuştu. "Efendim?" Diye mırıldandı. "Ben yüzme bilmiyorum." Bana ciddi misin, der gibi baktı. Dudağımı büzüp omuz silktim. Gülümsedi ve bir şezlonga yöneltti beni. Bornozumu çıkarttım ve şezlongun üzerine koydum. Ateş bana ters bir bakış attı. "Giy onu karıcığım. Lütfen." Gözlerimi devirdim. "Ateş hadi. Bana daha yüzme öğreteceksin." Dedim ve elinden tutup çekiştirdim onu. Ağır ağır kalkarken gözleri karşıda oturan 18-20 yaşlarındaki gençlerdeydi. "Bakmasana öyle tip tip. Ayıp!" Dedim fısıldayarak. Bu sefer bana ters bir bakış attı. En çok ters bakışlarını seviyorum! İlk önce Ateş girdi havuza. Ardından yavaşça ben havuza girerken kolları belimi buldu. Ellerimi havuzun merdiveninden -Daha önce havuza hiç gitmedim. Merdiven diyorum o yüzden.- çeker çekmez Ateş'in boynuna sarıldım. Yüzümü korkuyla buruşturup suya baktım. "Ay, çok korkunç. Ateş sıkı tut, boğulmak istemiyorum." Ateş'ten ufak bir kıkırtı duydum. "Korkma güzelim. Ben seni tutuyorum. Kollarımın arasındasın, merak etme..." Sesi içimi huzurla doldurmuştu. Ateş'in yanağına derin bir öpücük bıraktım. O sırada havuza giren kızı gördüm. Kızı biraz inceleyince çok güzel bir kız olduğunu fark ettim. Ayrıca gözleri bizim, pardon Ateş'in üzerindeydi. Bize doğru yaklaşırken kaşlarımı çatarak ona baktım. Ardından bakışlarımı Ateş'e çevirdiğimde o da kızı görmüş olmalı ki kaşlarını çatmıştı. "Tanıyor musun?" Diye fısıldadım Ateş'e doğru. Ondan hiçbir ses çıkmazken kız yanımıza gelmişti. "Ateş, ne işin var burada?" Bir dakika, bir dakika! Bu kız Ateş'i nereden tanıyordu? Sana ne be, diye üzerine atlamak istesemde kendimi tuttum. Ateş hâlâ çatık kaşlarla kıza bakıyordu. Kız bana döndü ve elini uzattı.

"Selam, ben Ateş'in eski sevgilisiyim. Sen kardeşisin sanırım?" Dedi yapmacık bir gülümseme ile. Ben aynı yapmacık gülümsemeyle elini sıktım ve ekledim,

"Hayır, eşiyim." Dedim eşiyim kısmını bastırarak. Kız sudan çıkmış balığa döndü bir anda. "Kardeşi gibi duruyorsun. Memnun oldum." Dedi gülümsemeye çalışırken. Kız Ateş'e baktı ve cilveli bir şekilde konuşmaya başladı, "Ateş, uzun zamandır görüşmüyorduk. Nasılsın?" Ateş bana kısa bir bakış atıp kıza döndü. "İyiyim Afra." Kızın adı Afra'ydı demek. "Ateş, üşümeye başladım. Gitsek mi?" Dedim fısıldayarak. "Tamam." Dikkatlice havuzdan çıkıp bornozumu üstüme geçirdim. Asansöre doğru ilerlerken konuştum, "O kız kimdi?" Ateş omuz silkti. "Önemsiz birisi." Bu sefer bende omuz silktim. "Bana daha önce hiç bahsetmemiştin." Dedim. "Dediğim gibi, önemsiz birisi." Ateş saçlarımı öperken asansöre bindik. Birkaç dakika sonra otel odamıza girdiğimizde kendimi banyoya attım. Bir duş alıp üstümü giyindim. Benim ardımdan da Ateş girmişti banyoya. Saçlarımı kurularken başımın döndüğünü hissettim. Bacaklarım titremeye başladı ve midem bulanmaya... Ne demekti bu? Ateş'in banyodan çıktığını görünce hızla ben girdim ve kusmaya başladım. Neler oluyordu? Ateş saçlarımı arkada toplarken mideme giren kramplar daha çok kusmamı sağlıyordu. En sonunda elimi yüzümü yıkadım ve lavaboya yaslandım. "Ateş, test al." Dedim mırıldanarak. Bana şok olmuş şekilde bakıyordu. "Ne?" Gözlerimi kapattım nefes nefese. "Hamile miyim, değil miyim öğrenmem gerek. Test al." Ateş hızla çıktı odadan. Kendimi yatağa atıp cenin pozisyonunu aldım. Hamile olmaktan korkuyordum. Aynı acıyı tekrar yaşamaktan korkuyordum. Aynı acıları tekrardan yaşamak istemiyordum. Eğer hamileysem içimdeki bebeği nasıl korurdum bilmiyordum. Birkaç dakika sonra kapı açıldı. İçeri Ateş girdi ve testi uzattı bana. "Al, yap hadi bir an önce." Dedi. Yataktan kalkıp banyoya ilerledim. Testi yaptım ve odanın içinde bir ileri bir geri yürümeye başladım. Saçlarımı geriye attım ve bir iç çektim. "Ne zaman çıkacak şu sonuç?" Dedi heyecanla Ateş. Ona bakıp güldüm. "Bir dakika sonra çıkması gerek." Dedim ve gözlerimi teste diktim. Ateş yanıma geldi. Kolundaki saate baktı. "1 dakika doldu." Dedi. O sırada testte tek çizgi belirmeye başladı. O çizgi tek olarak kaldı. Bu da demek oluyordu ki sonuç negatif. "Ne demek oluyor mu?" Dedi Ateş testi elimden alırken. Testi hızla elinden çekip çöpe attım. "Hamile değilim. Korkma." Dedim. Asılan suratına baktım. Kollarımı beline sardım. "Ateş üzülme. Bir gün olur. Hem henüz daha çok erken." Parmakları saçlarımı okşadı.

Karanlığımdaki Işık (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin