Belki de şu an tüm kelimelerin son bulduğu andı. Midemde kelebekler uçuyordu sanki. Nikah memuru bana dönüp sormuştu o soruyu ilk önce. Ateş'e baktım. Derin bir nefes alıp cevap verdim, "Evet." Aynı soru Ateş'e de soruldu. "Evet." Diye bir ses yankılandı bomboş salonda. Gürkan ve Berkant'ta şahitlik etti. Elime verilen nikah cüzdanını aldım. Ateş yanağımı öptü. Hayatımda daha önce hiç bu kadar mutlu hissetmemiştim kendimi. Gülmekten neredeyse ağzım yırtılacaktı. Hatta mutluluktan ağlamak üzereydim. Sakin ol Zeynep! Mutlusun ağlama sakın!
Ateş ile birbirimize sarıldık. Nikah dairesinden çıktık el ele. Ağızlarımız kulaklarımıza varıyordu ikimizin de. Arabaya bindik. "Biz şimdi evli miyiz?" Dedi Ateş bana yaklaşarak. "Sanırım, evet." Dedim gülümseyerek. Dudaklarımı dudaklarına bastırdım. Gülümseyerek geri çekildim. "Artık tamamen benimsin." Dedi. "Ben hep senindim." Fısıltı gibi çıkan sesimi ben bile zor duymuştum. "Nereye gidiyoruz?" Dedi o çarpık gülümsemesi ile. "Fark etmez." Omuz silktim. "Yanımda sen ol, nerede olduğumuz önemli değil." Dedim birden. Radyoyu açtı. Manga- Dursun Zaman çalıyordu. "Dursun zaman, dursun diyorsun da, oyun değil yaşamak. Sen inanmasanda bir son var anla. Herkese inat." Diyordu şarkı.
"Bir sabah doğan güneş,
Bir sabah doğmaz oldu.
Elleri ellerimden kayıp giden yıldız oldu.
Gülünce ışık saçan o gözler,
Yaşla doldu.
Ağlama duymaz artık.
Bir varmış, bir yok olmuş."Diyordu şarkının geri kalan kısmı. Kendimi camdan dışarıyı izleyerek düşüncelere dalmış olarak buldum. Biz şimdi evliydik. Ben onun eşi olmuştum. Ama beni en çok korkutan abimin tepkisiydi. Bize çok kızacaktı. Gizlice evlenmemizin sonucu abim tarafından kötü olacak gibi hissediyordum. "Artık karımsın." Dedi Ateş. Bakışlarım ona döndü. "Evet." İç çektim ve devam ettim, "Burçin ve Yağız bizi öldürecek gizlice evlendiğimiz için, biliyorsun değil mi?" Dedim. Omuz silkti. "Umrumda değil. Ben şu ana bakıyorum. Eğer şu an seninle mutluysam, seninle her zaman mutlu olurum. İstediklerini yapabilir onlar. Ama ben istediğimi aldım." Dedi ve elimi tutup dudaklarına götürdü. Avcumu öptü. "Allah'ım ya! Biz gerçekten evliyiz. Hâlâ daha inanamıyorum. Şaka gibi resmen!" Dedim gülerek. "Ama gerçek. İnanmalısın. Nasıl olsa bir gün evlenecektik. Sadece biz o günü erkene çektik güzelim." Gülümseyerek gözlerimi kapattım ve başımı hafifçe arkaya doğru eğdim. Gözlerimi açtığımda orman yoluna girmiştik. Bu yolda biraz daha ilerleyince durduk. "Burası neresi?" Dedim arabanın içinden etrafa bakarak. Ardından arabadan indim. Elimi eline kenetledi. Bu orman yolunda ilerlemeye başladık. Biraz yürüdükten sonra ormanın içindeki köprü gibi bir yere geldik.
Ellerimi köprünün korkuluklarına dayadım. Gözlerimi kapatıp derin bir nefes çektim içime. Şu an belki de benden huzurlusu yoktu. Arkamdan sarılan elleri hissettim. "Çok güzel burası." Dedim heyecanla. Kafasını boyun girintime dayadı. Kokumu içine çekti. Minik bir öpücük kondurdu boynuma. Akan nehri izledim. Çok güzeldi. Bir an bu nehir olmayı istemiştim. Bütün her şeyden arınıp sadece akmayı. Nereye gittiğimi bilmeden öylece akmayı... Aslında hayatımızda nehir gibi değil midir? Ne olacağını bilemezsin. Ama o akmaya devam eder. Sonucu kötü bile olsa akar hiç durmadan...
Bir kez daha derin bir nefesle doldurdum ciğerlerimi. "Devam edelim mi?" Dedi Ateş. "Olur." Elini tuttum. Merdiven gibi bir yerden çıktık.
"Ateş burası çok güzel. Neresi burası?" Dedim etrafa bakarak. "Küçükken ablamla hep buraya gelirdik. Senide getirmek istedim. Nasıl olsa sende bir Sayar'sın artık." Ben de bir Sayar'dım artık... Bu cümle içimi o kadar hoş yapmıştı ki bir değişik oldum. Merdivenler bitince ormanın içinde küçük bir ev çıktı karşımıza. "Çok tatlı." Dedim. "Ev mi?" Gülerek eve doğru ilerledik. "Küçüklüğümün çoğu burada geçti." Dedi kapıyı açarken. "Senin büyüdüğün bir ev... Ne kadar da çok hatıran vardır burada kim bilir..." Dedim etrafı incelerken. "Evet. Bir sürü anım var bu evde. Ama ev biraz tozlanmış. Önceden haberim olsaydı evleneceğimizim temizlettirirdim."
"Ben temizlerim. Sorun değil." Dedim. Gözlerini devirdi. "Saçmalama. Sana bir de temizlik mi yaptıracağım." Şaşkınlıkla ona baktım. "Ateş ben temizlik yapamaz mıyım? Ne olacak, alt tarafı tozunu alacağım evin." Burnumun ucunu öptü. "Enerjini başka şeylere sakla." Dedi ve göz kırptı. Gülümsedim, "Çok beklersin." Dedim. Yüzünü yüzüme yaklaştırdı. Gözlerine baktım. Kendinden emin, sert bakan gözleri dudaklarımda dolandı. "Emin misin?" Dedi kısık sesiyle. Yutkundum ve bir adım geri çekildim. "Eminim. Hadi bana tuvaleti göster de temizleyelim buraları." Dedim etrafa bakarak. "Gel başımın güzel belası." Kıkırdayarak onu takip ettim. Banyodan gerekli malzemeleri alıp salona geri döndüm. İlk önce etrafı süpürdüm. Ateş'te mutfakta ki eşyaların tozunu alıyordu. Ben de etrafı süpürdükten sonra silmeye başladım. Ateş mutfaktan çıkarken göz ucuyla ona baktım. "Ne o? İşin erken bitti galiba?" Dedim ona göz kırparak. "Evet canım. Erken bitti." Göz devirdim. "Git toz al. Ya da camları sil. Yok sen perdeleri takarsın. Aynen perdeleri tak." Dedim yerleri silmeye devam ederken. "Niye ben perde takmak için mi varım?" Dedi Ateş kendini koltuğa bırakırken. "Evet. Benim boyum yetmiyor. 1.90 olan ben değilim canım. Sensin." Dedim gözlerimi devirerek.
Yerleri dilme işini bitirince perdeleri söktüm. Ardından camları sildim. "Ateş!" Diye seslendim aynı odada olmamıza rağmen. "Ne bağırıyorsun kızım. Aynı yerdeyiz." Dedi hafif bağırarak. "Ay, pardon. Gel perdeleri as." Yerinden homurdanarak kalkıp yanıma geldi. Perdeleri asarken gülerek onu izliyordum. "Sana perde astıracağım hiç aklıma gelmezdi doğrusu." Diyerek bir kahkaha attım.
Valla benimde aklıma gelmezdi skdmxlxözls Selaaam! Nasılsınız? Bu sefer uzun bir bölümle geldim sldkdlslslkx neyse öpüldünüz bebeqler ❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığımdaki Işık (Tamamlandı)
RomanceAşkı nerede bulacağınızı bilemezsiniz. Belki bir kütüphanede, belki okulda, belki de iş yerinde...Peki ya o sizi bulursa? Benim hikayemde de o beni bulmuştu. Mafya olan bir adam ve onun karanlığına ışık olan bir kadın... •11.12.2020 •Küfür içerir! ...