Bölüm 7

30.2K 805 62
                                    

Multiyi öylesine koydum. Bölümle pek bi ilgisi yok ksmdldödld. Neyse ama şarkı güzel. Dinleyebilirsiniz💚
Alec Benjamin: Let Me Down Slowly🎶

"Ben kendimi koruyabilirim!" Dedim sinirle. Arkamı döndüğüm sırada kolumdan tuttu ve kendine çevirdi.

Dudağımda dudaklarını hissettim. Birkaç saniye hiçbir şey yapamamıştım şoktan. Ama kendime gelince birden onu ittirdim ve tokat attım.

"Bir daha bana dokunma Ateş!" Dedim ve banyoya girip kapıyı kilitledim.

Kapı tıklanmaya başladı. "Zeynep özür dilerim. Açar mısın kapıyı?" Dedi.

"Ateş git!" Dedim sinirle. Kapıyı kırarcasına çaldı bu sefer. "Aç dedim sana!"

Cevap vermedim. "Bak Zeynep, ben sabırlı bir adam değilim. Sana zarar vermek istemiyorum. Lütfen aç şu kapıyı." Dedi

İstemeye istemeye açtım kapıyı. Sarıldı bana. Ben ona sarılamadım. Oysaki şu an en çok istediğim şey birine sarılarak ağlamaktı. Ama o kişi Ateş değildi.

"Ateş, ne olur beni sevme." Dedim ağlamaklı çıkan sesimle. Elimi tuttu ve beni yatağa oturttu.

"Ben kendime hakim olamadım güzelim. Dudakların o kadar güzel duruyordu ki..." Dedi gözleri dudaklarımdayken.

"Ateş, beni sevmeni istemiyorum. Ben, sana göre değilim. Ben bu duyguya hiç alışık değilim. Hayatımda hiç sevilmedim. Ama bu duygu bu şekilde güzel değil." Dedim başımı eğerek.

Önümde diz çöktü. Elini yanağıma koydu. "Zeynep, böyle konuşma. Ben senden nasıl vazgeçebilirim ki?" Dedi yalvarır gibi.

1 Ay Sonra

1 aydır bu evdeydim. Arada Ateş'le dışarı çıkıyor, yemek yiyorduk. Ama günümün çoğunu burada geçiriyordum.

Deniz iyi bir kızdı. Fakat ona kanım ısınmamıştı. Güvenemiyordum kimseye.

Burada ki her şeye alışmıştım. Ateş'e bile. Ama duvarlar üstüme geliyordu sanki. Ev çok büyüktü. Fakat ruhum sığmıyordu buraya. Hatta bu şehire. Kendi yaşam alanından alınan ve bir kafese hapsedilen, arada sırada size alışması için kafesini açıp evin içinde uçuşturduğunuz bir kuş gibiydim. Hayallerim vardı. Buradan çıkıp özgür olmaktı. Ne kadar garip, değil mi? Normal insanlar daha sıradan şeyler hayal ederdi. Ama ben sıradanlık neydi, onu unutmuştum. Hiçbir şeyim sıradan değildi. Bundan öncede, bundan sonra... Ama içimde bir yerlerde bir şefkat duygusu vardı ona karşı. Bana bu kadar iyi davranan neredeyse hiç kimse olmamıştı.

Saat gecenin 2'siydi. Kitap okuyordum. Kapının açılma sesini duydum. Ardından salona atılan adımları...

Yanımda ki hareketlenme ile başımı çevirdim. Ateş gelmişti. "Aç mısın?" Dedim kitabı sehpaya bırakarak.

"Evet." Dedi. "Deniz bir şeyler yapmıştı. İstersen hazırlayabilirim." Dedim şefkatle.

"Boşver. Şimdi uğraşma." "Yemekleri ben yapmayacağım. Alt tarafı tabağa koyacağım." Dedim gözlerimi devirerek.

Ayağa kalktım ve mutfağa ilerledim. Bir tabak çıkardım. O sırada Ateş'in sesini duydum, "Seni seviyorum." Gülümsedim, o görmese de.

Tabağı masaya koydum. " Sen yedin mi?" Diye sordu Ateş. " Canım bir şey istemiyordu." Dedim yanındaki sandalyeye oturarak.

"Al şunu." Çatalın ucunda ki yemeği uzatıyordu. "Hayır. Gerçekten istemiyorum." Bana ters bir bakış attı.

Bakışı gerçekten korkunçtu. Hemen çatalda ki yemeği ağzıma attım. Yemekten bir çatal o, bir çatal ben alıyordum.

Uykumun geldiğini anlayınca esnedim. "Şey, benim çok uykum geldi. Yukarı çıkıyorum." Dedim ve ayaklandım.

"Ben de birazdan gelirim güzelim." Yukarı çıkıp yatağın içine girdim. Birkaç dakika sonra uykuya dalmıştım.

Bölümler kısa. Farkındayım. Ama şimdilik idare edin. Sonraki bölümler daha uzun olcak. Çokça öpüldünüz bebeqler 💛

Karanlığımdaki Işık (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin