Bölüm 17

17.4K 479 41
                                    

Multi: Zeynep

Not: Hikayede Zeynep'in giydikleri multidekiyle aynı.

Üzerimi giyindim hızla. Kısa topuklu krem rengi ayakkabılarımı da giydikten sonra saçlarımı taradım. Önden iki tutamını arkada birleştirdim.

Normalde makyaj yapmayı çok sevmem, ama bu gün makyaj yapmak istemiştim. Azıcık allık ve rimel sürdüm. Bir de ten rengine yakın bir ruj.

Aşağı indim. Eksik bir şeyimin olmadığına emin olduktan sonra kapıyı araladım.

"Beni caddenin başına kadar götürür müsünüz?" Dedim dışarıda ki koruma.

Birisi arabaya binip çalıştırdı. Ardından binmem için kapıyı açtı. Binip emniyet kemerimi taktım.

15 dakika sonra caddenin başındaydım. Arabadan inip etrafa baktım. Araba hâlâ gitmemişti.

"Teşekkür ederim. Gidebilirsin." Araba hızla ayrıldı. Koskocaman bir yerdi burası. İstanbul çok karışık bir şehir gerçekten...

Biraz yürüdüm. Etrafta ne kreş, ne de anaokulu vardı. Bir kafeye girdim. Kasada ki bir kıza yaklaştım.

"Pardon, buralarda kreş ya da bir anaokulu var mı?" "Caddenin sonunda ki sokaktan gidin. Sağ da bir kreş var." Dedi kasiyer kız.

Teşekkür ettim ve çıktım kafeden. Kızın dediği yere doğru gittim. Caddenin sonuna geldiğim de telefonum çaldı.

Arayan Ateş'ti. "Efendim?" Dedim. "Ne yaptın güzelim?" "Bir yer buldum. Şimdi bakacağım. Sen ne zaman gelirsin?"

Bir yandan da kreşe doğru ilerliyordum. "Benim işim biraz daha var. İşin bitince ara araba gönderiyim." Dedi Ateş.

"Tamam, ararım. Şimdi kapatmam gerek." "Tamam güzelim." Telefonu kapatıp kreşe ilerledim.

"Merhaba. Ne için gelmiştiniz?" Tatlı bir kız konuştu. "Ben kreş öğretmenliği için gelmiştim."

"Buyrun o zaman." İçeri girdim. Bir sürü çocuk vardı. "Hoşgeldiniz." Dedi bir kadın.

"Hoşbulduk." Dedim. "Ben Didem. Ne için gelmiştiniz?" Kadının uzattığı elini sıktım.

"Zeynep ben de. Ben iş başvurusu için gelmiştim."

"Memnun oldum Zeynep Hanım. Bizim de uzun zamandır bir öğretmen açığımız vardı. Size öncelikle birkaç soru soracağım."

"Tabiki." "Öncelikle Zeynep Hanım, daha önce hiç kreşte çalıştınız mı?" Dedi kadın ciddiyetle.

"Hayır. Ama staj yaptım." "Pekala. Burada görmüş olduğunuz üzere bir sürü çocuk var. Kimisi 3, kimisi 2 yaşında. Siz bu çocuklarla ne kadar ilgilenebilirsiniz?"

"Açıkçası çocuklarla iyi anlaşan biriyimdir. Ayrıca sabırlı da biriyim ve bir çocuklarla ilgili bir sorun çıkacağını düşünmüyorum." Dedim ciddiyetle.

Kadın birkaç soru daha sordu. Ardından gülümsedi. "Pekala. O zaman işe alındınız. Ama yarın diplomanızı falan getirin. Hemde yarın işe başlayabilirsiniz."

"Teşekkür ederim." İkimizde ayağa kalktık. Kadının uzattığı elini sıktım ve kreşten çıktım.

Biraz yürüdüm. Kendimi deniz kıyısında buldum.

Saçlarımın rüzgarda uçuşunu hissettim. Gözlerimi kapattım, denizin kokusunu çektim içime.

Rüzgar adeta tenimi okşuyordu. Araladım gözlerimi. Kıyıya vuran dalgaları izledim. Uçuşan martıların sesleri yüzümde gülümseme oluşturdu...

Bir banka oturdum. Öylece denizi izlemeye başladım. Bir süre sadece öyle baktım dalgalara.

"Yanında bana da yer var mı güzel kadın?" Kafamı yana çevirdim. Ateş buradaydı.

Şaşkınlıkla havaya kalktı kaşlarım. "Sen, beni nereden buldun?" Dedim şaşkınlıkla.

Sustu. Hiçbir şey söylemedi. Yanıma yaklaştı. Kolunu omuzuma attı. Başımı göğsüne yasladım.

"Eve gitsek olur mu? Çok yorgunum." Dedim bitkin çıkan sesimle. Uykum gelmişti.

"Pekala güzelim." İkimizde ayaklandık. "Sabah seninle beraber evden çıksaydım, bu üstündekileri hayatta giyemezdin."

Ateş'in dişlerini sıkarak ve tıslayarak söylediği cümleye gözlerimi devirdim. Arabaya binip kemerimi taktım.

Sessiz bir 10 dakika geçirmiştik. Ateş arabayı çok hızlı kullanıyordu. "Ateş biraz yavaşlar mısın?" Dedim.

"Zeynep'im iyi misin?" Bir eliyle direksiyonu tutarken, diğer eliyle elimi tuttu.

Baş parmağımla elinin üstünü okşadım. "İyiyim." Dedim içten çıkan sesimle.

Elimi dudaklarına götürdü. Minik bir öpücük bıraktı avcuma. "Sana bir sürprizim var güzelim." Dedi Ateş.

"Ne sürprizi?" Meraklı çıkan sesime engel olamamıştım. "Zamanı gelince göreceksin."

Eve gelene kadar ikimizde sessizdik. Kendimi koltuğa attım. "Ateş." Dedim biraz yüksek sesle.

"Efendim güzelim?" Yanıma oturdu. "Benim diplomam nerede?" Bir süre düşündü Ateş.

"Bende. Lazım mı?" "Evet. İş için gerekliymiş." Dedim. "Tamam güzelim. Ben hallederim."

Alt dudağımı dişledim. "Konuşmamız gerek." Sesim istemeden endişeli çıkmıştı.

Şüpheyle baktı Ateş yüzüme. Ayağa kalktım. Neden kalktığımı bilmiyordum. Bir anlık cesaretle ayaklanmıştım.

Camın yanına gittim. Dışarıyı izlemeye başladım. Boynumda Ateş'in sıcak dudaklarını hissettim. Belime dolanan elleri sıkılaştı. "Benden bir şey saklama güzelim. Söyle." Derin bir iç çektim.

"Abimi aramak istiyorum. Bir kez sesini duymak istiyorum. Bana engel olma. Lütfen"

Arkamdaki vücudunun kaskatı kesildiğini hissediyordum. "Tamam, tamam. Ara." Sevinçle arkamı döndüm.

Dudaklarına bir buse bıraktım. Geri çekildiğim de o, benim dudaklarıma kapandı.

Ellerim saçlarına gitti. Saçlarını çekiştirmeye başladım. Nefes nefese ayırdım dudaklarımı. Dudaklarını boynuma sürttü. Gözlerim kapandı.

Elim ensesine gitti ve dudaklarımdan hiç çıkmaması gereken bir cümle çıktı.

"Şu an da seni deli gibi istiyorum."

Yeni bölümü nasıl buldunuz? Umarım beğenmişsinizdir. Çok öpüldünüz💚

Karanlığımdaki Işık (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin