44.Bölüm : İntikam Tohumları

22 23 0
                                    

44.Bölüm : İntikam Tohumları 

  "Terörist?"

"Altıma sıçacaktım ülke sınırından çıktığım vakitte ancak o da yoktu."

"Her ne kadar Türk toprağına yaklaşmış olsan bile bölgenin hakimiyeti hala İran'da. Yolları sımsıkı denetliyor olmalılardı. Etrafta görebildiğin en yakın yol ayrımı neresi?"

"Ben bir şey söyleyeyim mi?" deyip cümlesini düzenli biçimde kurması için bekledi. "Ben hiç araba görmedim."

"Bunu başta da söyledin Gizem." Elimi sertçe masaya vurdum.

"İşin garibi orada zaten. Araba görmediğimden beri yol ayrmıı da görmedim."

"Köprü ya da alt geçide rastladığın oldu mu?"

"Hayır, bomboş bir yoldu."

"Eyvah! Benden haber bekleyene kadar bir metre ileriye dahi gitme." El çabukluğuyla önce mikrofonu kapadım ardından sertçe kulaklığı attım kafamdan.

"Bir açıklama yapacaksın değil mi?" dedi tam karşımda sinirli gözlerle bakan Zülfi Bey. Derlenip toplandım ve mutfağa gidip iki tane kahve alarak masaya oturdum. Birisini Zülfi Bey'e verip diğerini de tam önüme aldım.

"Yolu kapatmış olmalılar."

"Ne!" dediğinde her şey çok geçti artık. Önce oturduğu sandalyeyi yere attı sonrasında da masanın üzerindeki boş kağıtları yere indirdi.

"Ve sen de bana şimdi mi söylüyorsun bunu?"

"Bu kadar tepki vereceğinizi bilsem hiç söylemezdim." dedim ama tabii ki içimden söyledim bunu.

"Çabuk, bütün silahlı insansız hava araçlarını Gizem Horgan'ın bulunduğu konuma yönlendirin. Her ihtimale karşı jandarma özel harekatlarla beraber kışlalardan savaş uçakları çıkartın."

"Hemen mi?"

"Evet!" diyerek elinde sağ salim hayatta kalmayı başaran kahve bardağını da hızlıca bembeyaz kulenin iç duvarına fırlattı. Daha da bir şey söylemeden her zaman yaptığı gibi odasına çekildi. Bilgisayardaki kuleyle irtibata geçebilmemi sağlayan uygulamaya giriş yaptım.

"Raif'ten kuleye. Sesim geliyor mu, tamam."

"Seni duyuyoruz Raif, tamam." Hemen yeşil haritadan Gizem'in anlık olarak bulunduğu bölgenin koordinatlarını kopyaladım. Şimdi de kuleyle konuşma yaptığım uygulamaya girerek bu kopyaladığım Gizem'in bulunduğu bölgenin koordinatını siteme gönderdim.

"An itibariyle sisteminize gönderdiğim koordinatlara iki ya da üçten fazla silahlı insansız hava araçlarının gönderilmesini istiyorum."

"Gerekçeniz neydi?" dedi kulaklığıma gelen kadın sesi.

"Milli İstihbarat Teşkilatı başkanı Zülfi Golay emrediyor!" Başkanımızın isim ve soy ismini söyleyince hemen kendine geldi.

"Hemen ilgileniyoruz efendim." dediğinde tam kapatmak üzereyken tekrar devam ettim konuşmaya. "Ayrıca bu gönderdiğim koordinata çok sayıda jandarma özel harekatlardan ve kışladan çıkartacağımız savaş uçaklarından istiyoruz. Derhal!"

"Nasıl emrederseniz!"

***

"Her şey gereğinden fazla iyi gidiyor efendim." dediğinde Loat, oturduğu koltuğun önündeki satranç tahtasını yerle bir etti. Bu, onun için savaşta elde ettiği ganimetten daha çok başarıyı simgeliyordu.

"Şimdi sırada ne var?"

"Plafher'ın da dediği gibi savaş bildirisini okuttuk teröristlerimize. Şu an dönüş yolundalar. Az sonra da Türkiye dahil olmak üzere dünyadaki hemen hemen tüm ülkelerin televizyonlarında 24 saat boyunca yalnızca okuttuğumuz savaş bildirisi yayımlanacak."

"Kule işi ne oldu?"

"Orada şu an işler duruldu efendim." dedi hizmetçilerden birisi ellerini önünde birleştirerek vereceği cevabı bekledi Loat'ın.

Nasıl?" dedi ayaklarını yere indirip hizmetçinin yanına giderek. Daha yürürken bile etrafa korku salmayı biliyordu. Adeta şanı yürüyordu kendisinden önce.

"Sizin emrinizi bekliyoruz efendim."

"Güzel, çok güzel!" dediğinde hizmetçinin de anlam veremediği şekilde duvarları yumruklamaya başladı Loat. Bir yandan da gülüyordu. Gören de onun zeki birisi olduğunu sanırdı. Oysa şu an deliden bir farkı yoktu. "Ama yetmez, yetmez!" diye tekrarlamaya başlayınca işin içine kafa girmişti.  

Bölüm Sonu

KIŞLAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin