86.Bölüm : On Beş Dakika Kuralı

8 5 0
                                    

86.Bölüm : On Beş Dakika Kuralı 

Uçak arka tarafa doğru çoktan çekilmiş ve ortalıkta kimse kalmamıştı. Biz üçlü grup olarak yanlarından uzaklaştık. 

  "Ne diyorlarsa onu yapın!" diye verdi emrini Zülfi Bey.

  "Başkanım, planları iyi hoş güzel de çok zor. Öyle yirmi dakikada gerçekmiş gibi sahte genelge hazırlanacak ve üstüne bu da dijital gazetelerde ve diğer yayın organlarında olacak. Ayrıca tamam bunu da geçtim, Raif bir şekilde bu işin üstesinden gelir ve buna inancımız tam fakat asıl sorun biziz."

  "Sizlik bir sorunun olmadığını düşünüyorum," dedi fısıldayarak.

  "Nasıl olmasın başkanım? Asıl en büyük tehlike bizim oluyor olmamız. O uçağa nasıl bineceğiz, bindik diyelim meydandan nasıl uçak görevlilerini uzaklaştıracağız?"

  "Dedikleri gibi, bunun tek yolu görevlileri oyalamak. Herkes bu plana bir şeyler koydu. Şimdi sıra sizde."

  "Ne sırası bizde?"

  "Evin temeli atıldı, şimdi sıra katını atmakta."

  "Hah, bir bu eksikti!" diye söylendim kulaklıkların mikrofonunu kapatarak. Buğra da çok nadir yaktığı sigarasını ağzına atarak bir fırt çekti. Gecenin uğultulu rüzgarına bırakarak şekilli saçının ön tarafının havaya kaldırdı ve çektiği sigaranın dumanını saçına gelecek şekilde yukarıya doğru üfledi. 

  "Siz onu bana bırakın." diyerek bozdu tüm sessizliği. Daha yeni yaktığı ve çeyreğini bile içmediği sigarasını yere attı. Kafasını yukarıdan aşağıya indirip öylece baktı ona. Sonra kendine gelerek bir çırpıda ezdi ve sonunda kalan birkaç külü de ayağıyla ileriye ittirdi. 

  "Yalnız bir şey isteyeceğim."

  "Buyur," diye yanıtladı onu Gizem.

  "Daha doğrusu Efe, senden istiyorum bunu." diye verdi hemen cevabı.

  "Bir sorun mu var?"

  "Üzerindeki ceketi alabilir miyim?"

  "Niye ki?" diye sorsam da üzerimden atmaya başlamıştım bile gri ceketi. 

  "Çok soru sorma. Azı karar, çoğu zarar. Bizim de bir planımız var elbet."

  "Arkadaşlar duyuyor musunuz," Bu ses Raif'e aitti. Az önce kapadığım kulaklığın mikrofonunu tekrar aktif ederek konuşmaya başladım.

  "Seni duyuyoruz ağabeyciğim."

  "Çok zamanımız yok ve bundan dolayı her ne kadar üstün körü bir anlatım sergilesem de sizin her şeyi eksiksiz anlayacağınızı biliyorum."

  "Bir kere de çok vaktimiz olsa dişimi kıracağım vallahi!" diye söylendim içimden. Sonra devam ettim. "Evet, nedir?" 

  "Tam on dakikamız var ve süremiz tam bir dakika 34 saniye önce başladı."

  "Hayırdır, ne süresidir bu?"

  "Planınızın eksiksiz ilerleyebilmesi için son sekiz dakika 26 saniye. Hatta şu an sekiz dakika 21 saniye oldu Gizem. Her neyse bu gibi küçük saniye hesaplarını önemsiz görüyorum. Havaalanı sizin de bildiğiniz gibi 7/24 açık ve bu durumu da sabah - akşam veya akşam- sabah gibi 2 gruba ayrılmasına neden oluyor. Sabah - akşam grubunda çalışanlar sabah saat sekizde havaalanına gelir ve işinin başına geçer. Akşam saat on birde de işlerini so9nlandırırlar ve saat 23.15'te de  ikinci grup gelir."

  "Diyorsun ki on beş dakikalık boşluk var."

  "Havaalanında çalışan her pozisyondaki görevli için geçerli bir durum değildir bu elbette ki ancak temizlik alanında çalışan havaalanı görevlileri bu kurala dahildir."

  "İyi de neden on beş dakika başı boş bırakılsın ki? Koskoca havaalanı. Bir şey olursa onlardan bilinecek."

  "Bir şey olunca onlardan bilinse bile en fazla ne olabilir ki? Ayrıca havaalanı kurallarını ben düzenlemiyorum. Ha bir de bu kural sadece akşam geçerli oluyor."

  "Sadece akşam derken neyi anlatmak istedin?" diye sordu Buğra.

  "On beş dakika kuralı elbette. Sabah gelen temizlik görevlileri akşam çıktıktan on beş dakika sonra sabaha kadar çalışacak olan görevliler gelir. Bu durum sabahları olmaz çünkü havaalanı asıl sabah saatlerinde çok kalabalık olur. 

Bölüm Sonu

KIŞLAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin