36.Bölüm : Raif'in Gelişi

25 27 0
                                    

Hız kesmeden aksiyonumuza devam ediyoruz.

FinaleSon64

36.Bölüm : Raif'in Gelişi

  Raif, sanki hiçbir şey olmamış gibi rahat rahat girdi Ankara’daki kalenin kapısından içeriye. Bir ya da iki haftalığına özel nedenlerden ötürü izine ayrıldığı için bilmiyordu muhtemelen bir şey. Ortadaki kapıyı da açtıktan sonra meşhur büyük ekranla karşı karşıya gelmişti fakat bu saatte harıl harıl çalışan arkadaşları yoktu. Bir anlığına endişeye kapıldı, sabah apar topar koluna geçirdiği son model saaatiyle zamanı kontrol etti. Saatte bir sorun yoktu, tam olması gereken saatte giriş yapmıştı kuleye. Bu zamana kadar da tam vaktinde gelse de kaleye en geç gelen kişi olurdu. Takımından üç kişinin de olması gereken saatte burada olmaması kafasını epey karıştırmıştı.
  Olan her şeyi birinci kişi ağzından öğrenmek için telefonunu çıkardı ve sırasıyla ekip arkadaşlarını aramaya başladı. Efe’nin ve Buğra’nın telefonu kapalıydı, Gizem’inki de kaç kere çalmış olursa olsun asla açılmıyordu. Son çare olarak başkan Zülfi Bey’i gördü Raif.
  Çok saygıdeğer başkanın bulunduğu odanın kapısını ritimsiz bir şekilde çalmaya başladı.
  “Gir!” dedi soğukkanlı sesle Zülfi Bey. Raif’in odaya girmesiyle tüm hali ve hareketinde farklılık olmuştu Zülfi Bey’in. Olanlar için kızması imkansızdı çünkü ona tatile gitmesi gerektiğini söyleyen kişi Zülfi Bey’di.
  “Tam da ihtiyacım oluğu vakit geldin Raif.” Zülfi Bey bir şeyleri söylemeye çalışıyordu ancak günlerdir kuleye gelmeyen Raif’in boş boş bakışlarını fark ederek yaşanan her şeyi detaylı ama bir o kadar da kısa şekilde anlattı.
  “Demek Gizem’in telsiz ve telefonunda birtakım sıkıntılar var.” Diyerek eliyle masanın üzerine oynamaya başladı Raif.
  “Aynen öyle, çoktan ona verilen özel frekanslar sayesinde telsiz kanalına geçmiş olması gerekiyordu fakat geçememiş. Ben bu bilgisayardan görebiliyorum özel frekansa geçenleri. Gizem’e telefonla asla bağlantı kurmaması gerektiğini söylemiş olabilir Buğra. Bu nedenle de aradığımız zaman çalıyor fakat açmıyor.”
  “Başkanım bu durum daha tehlikeli değil mi?”
  “Hangi durum?” dedi Zülfi Bey masanın üzerindeki bilgisayardan işlem yaparak.
  “Devir, teknoloji devri. Değil teröristler, evde sabahtan akşama kadar yatan on yaşındaki çocuk bile telefon sinyalini bulabilir. Ya teröristler sinyali bulursa?”
  “Gizem’in bu grup içinde olduğunu bilmiyorlar ama.” Dedi endişeli bakışlarla Zülfi Bey.
  “Dediğinize göre illaki terör devletine bağlı Türk topraklarına girecekler öyle değil mi?” deyip onay aldıktan sonra kaldığı yerden devam etti cümlesine. “Devlet, insanların giriş çıkışlarını hiç mi kontrol etmeyecek? Hele ki bir gazeteci kılığıyla girenleri, öyle elini sallayanı ülkelerine sokmazlar değil mi?”
  Zülfi Bey, kararlılıkla fikrini belirten Raif’in cümlesini sonuna kadar dinledi araya girmeden. Ardından bir yılda dışarıya verebileceği tüm nefesi sadece birkaç saniyede verdi.
  “Görevinin başına geçeceksin şimdi, değil mi?” şeklinde onam aldı Zülfi Bey, Raif’ten. Raif istekli biçimde kafasını olumlu yönde salladı ve odadan çıktı. Normalde herkesin olması gerektiği orta alana geçerek kendisine ayrıldığı masayı düzenledi. O, iki hafta öncesinde tatile gittiği için ondan sonra buraya kimse oturmamıştı çünkü ciddi bir operasyon olmamıştı. Arka kapıdan çıkarak kulenin mutfak bölümüne girdi. Gözleri her yerde ıslak mendil kutusunu aradı ve onu tezgahın en sonundaki tencerelerin arasına sıkışmış bir vaziyetteyken buldu. Sinirlenerek hemen çekti onu, olduğu yerden ve tencere kapaklarının yerinden oynamasına aldırış etmedi. İçinden iki ya da üç tane ıslak mendil çıkartıp masasının üzerinde kümelenmiş şekilde duran toz bulutlarını sildi. Kenarlarında oluşan kirleri de silmeyi ihmal etmedi tabii ki.
  Toz bulaşmış ıslak mendilleri de uygun bir yere bıraktı. Bilgisayarının kablolarını kontrol etti bir sorun olup olmadığına iyice emin olmak için. Her şey Raif’in çalışabilmesi için uygun görünüyor, ne bir eksik vardı ne de bir fazla. Tekerlekli sandalyesini geriye çekerek rahat bir pozisyon oluşturup oturdu. Bilgisayarın açma tuşuna bastı ve bilgisayarın markasıyla beraber açılış introsunu gördü. Son model olduğundan dolayı açılması en fazla on saniyesini almıştır Raif’in.
  Dolabından çıkarttığı pembe dosyanın kapağını kıvırarak sayfalarını karıştırmaya başladı. “Gize Horgan” ismini bulduğunda bilgisayarın bulunduğu bölgenin hemen yanındaki metal kalemliğin içinden kalın uçlu bir fosforlu kalem aldı eline. İsimle beraber yanında yazılı olan telefon numarasının olduğu yeri de işaretleyip bilgisayarından gerekli olan programı açtı. Kodlarla beraber dosyanın içinden bulduğu Gizem’in telefon numarasını teker teker girmeye başladı. 

BÖLÜM SONU

FinaleSon64

KIŞLAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin