63.Bölüm : Konsey Toplanıyor!

19 18 0
                                    

63.Bölüm : Konsey Toplanıyor!

"Diyelim ki bölgeye giden adamlarımız teröristleri sağ buldu ve zor da olsa onları konuşturmayı başardı. Onlar da başkanlarının yerini ve emirleri kimden aldığını açıkladılar. Açıkladıkları yere adam gönderdiğimizde karşılaşabileceğimiz iki tane sorun oluyor o an. Bunlardan ilki verecekleri adrese gidilip bakıldığında orada kimselerin olmamış olmasıdır. İkinci ihtimalse evet, orada gerçekten adamlar var ancak o sırada elimizden ne gelecek? Yeterli birimlerimiz olmayacak ve yaklaşık üç saat sonra bunlar gerçekleşecek. Akşam saat dokuz civarındayız. Adamların bölgeye gitmeleri iki buçuk saatten kısa sürmez ve gittikleri vakit sen de araştırma yapacaksın videoyu çeken kişiyle alakalı. Üstelik kamera kayıtlarına da ulaşman epey vaktini alacak ve bu izlediğin her bir kamera kaydından analiz yapıp eşkal belirleyeceksin. Bölgeye giden askerler de onun son görüldüğü yere gidecekler senin sayende ancak bunları da toplasak iki saatten az sürmez. Kaldı on saat civarı. Bulmalarına da bir buçuk saat desen ve konuşturmaları için de ayrıca bir zaman kaybı olacağını düşünürsek daha adamlar adres vermeden önce savaş başlamış olacak."

Bu vakte kadar dediği hiçbir cümlesinde yanlışlık yoktu. Harfi harfine, dediği, ağzından çıkan her kelime bu kadar mı doğru olabilirdi?

 "Haklısınız, bu her açıdan büyük risk taşıyor ancak görebildiğimiz kadarıyla elimizden de pek bir şey gelmiyor. Bence şu an bölgeye giden tarama ekibinin dışında Irak sınır çıkışına birkaç savaş uçağı indirirsek hız kazanmış oluruz. İllaki Irak sınırına değil, Irak dışında kalan ve diğer anlaşmalı ülkelerimizle sınır komşusu olduğumuz yere indirirsek hiç dikkat çekmeyiz. Evet, bence ikinci dediğimi yapmamız daha doğru ve daha tehlikesiz olur."

"Sana daha önce söylediler mi?" dedi konuşmamın bitmesini sabırla bekleyen Zülfi Bey.

"Neyi?"

"Aklınla bin yaşa oğlum!" dedi çığlık atarak. İstişaremize kısa bir ara verdik zaten bu noktadan sonra. Henüz daha hiçbir şeyi tahmin edememiştik ancak olası bir gerçeği gün yüzüne çıkartmak üzereydik!

***

"Ne deseniz az gelir başkanım." dedim Zekeriya Bey'in önünde eğilerek. "Bu bizim suçumuzdu. Zamanında Gizem Horgan'ı kurtarmak için inişe geçemedik."

"Hayır başkanım. Bu tamamen ama tamamen benim suçum. u olayda asla Faik'in bir suçu bulunmamaktadır." dedi bir avukatmışçasına beni savunmaya çalışan Resul.

"Tamam, kesin! Şu an yapabileceğimiz bir şey yok bu konu için. Geçmiş, geçmişte kaldı ve bunu asla değiştiremeyiz tıpkı ölenle ölünmediği gibi. Hayat bir şekilde devam ediyor ve siz de bu hayatın akışına ayak uydurmalısınız. Önümüzdeki yol haritasını incelemek için lütfen aşağıdaki üç kişilik toplantı odasına gelin, lütfen." dedi kibarca ve odasındaki koltuktan kalktı. Camın hizasındaki merdivene doğru yaklaşıp aşağı indi önce biz de onu takip ettik Resul'le. Sadece bir oda vardı ve o da zaten az önce başkanın da dediği gibi "Toplantı Odası" olarak geçiyordu. Yalnızca bize ayrılmıştı gecenin bu vaktinde.

"Oturun hızlıca. Yeni yol haritamızı paylaşacağım." diyerek haritayı açtı.

"Gördüğünüz gibi burası Irak. Türkiye'nin hemen hemen güney doğusu gibi bir yerde kalıyor, bu önemli değil zaten. Size göstermek istediğim yer Suriye. Suriye, hem Türkiye ve hem de Irak'la sınırı olan bir ülke. Onlar da bildiğiniz gibi savaş halindeler. Savaşın çıkacağı yer Basra. Yani Nasamo, Basra'ya bağlı bir yer ve Irak'ın oldukça güney kesiminde kalıyor. Bu yönüyle Suudi Arabistan ve İran'a çok yakın bir yer. Öncelikle bu ülkelerin dış ilişkilerini keseceğiz. Onların, yarın sabah savaş halinde olacak olan Irak'a gönderebileceği tüm yardım yollarının girişini kapatacağız."

  "Bu nasıl olacak?" dedi Resul, adeta konsey havası veren bu toplantı odasında Zekeriya Bey'in açıklamasına soru sorarak.

Bölüm Sonu

KIŞLAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin