66.Bölüm : 2.Terör Örgütü

17 16 0
                                    

66.Bölüm : 2.Terör Örgütü

  "Efendim, gelebilir miyiz?" diye tıklattı kapıyı Buğra. Elinde tuttuğu foto blok kartonun üzerine yapıştırdığı beyaz A4 kağıdında aldığımız notlara da bakmayı ihmal etmiyordu.

  "Çabuk, gelin operasyon yöneteceğim."

  "Savaş şimdi mi!" dedim korkarak.

  "Hayır, bu savaş için olan bir operasyon değil. Gizem'in yerini bulduk ve bunun için bölgeye gerekli araçların sevk işlemlerini gerçekleştirdik. Bölgeye varmalarına aşağı yukarı yedi dakika kadar var. Çabuk gelin." dediğinde bilgisayardan işlem yapıyordu.

  "Uzun ve bir o kadar da stresli, zor geçen sorgu işlemimizi sonlandırdık. Onu tabii ki en zayıf noktasından vurduk ve o da bülbül gibi şakımaya başladı."

  "Bunu nasıl becerdin Buğra?"

  "Aslında sadece ben değil, Efe'nin de ciddi katkıları oldu. Bir nevi ben tehdit ettim, Efe de eğer bize gerekli bilgileri vermediği takdirde başına gelecekleri sıraladı. Bu da bir anda olmadı tabii."

  "E," dedi başkan.

  "Sonuç olarak çok önemli bilgileri adamdan almış bulunduk. Şimdi aldığımız bütün bilgileri kısa kısa size aktarmak istiyorum."

  "Çabuk," diye uyardı Zülfi Bey, kibar bir dille.

  "Adam, peşinde olduğumuz bir başka terör örgütüne aitmiş."

  "Anlamadım," dedi birden bilgisayarın içine doğru kafasını gömen Zülfi Bey.

  "Evet, Irak'taki saldırıyla uzaktan yakından bir alakası yokmuş. Bunlar, Irak'taki uğraştığımız terör örgütünden bile daha sağlam gibi görünüyor."

  "E, ne işi varmış?"

  "Irak'taki saldırı planının son adımını gerçekleştirmek için gelmiş buraya." Bu sefer açıklamayı ben yapınca bana baktı ve bir süre hareketsiz kaldı Zülfi Bey.

  "E, hani başka terör örgütüne mensup olup Irak'taki terör örgütüyle uzaktan yakından bir bağlantısı yoktu?"

  "Yok, yine öyle. Bunlar farklı örgütler ve bu adam da bir çeşit kurye gibi çalışıyormuş, mensup olduğu terör örgütüne. Mensup olduğu terör örgütü de Irak'la savaşacağımız terör örgütüyle bağlantılı ve yakın terör grupları."

  "Yani, şimdi önümüzde iki tane terör örgütü grubu var ve biri diğerinden üstün ayrıca üstün olan da kendisinden düşük olan terör örgütüne yardım ediyor. Doğru mu anladım?"

  "Tam manasıyla doğru anladınız efendim."

  "Peki ya adam neden kaçmaya çalışmış? Ya da sorumu düzelteyim, buraya neden gelmiş ve o sürdüğü tırın içinde ne vardı da uzaklaştı hemen?"

  "Zehir varmış paketlerde. Her bir yemek gıdasının içine zehir koymuş. Hatta bu zehirleri de Frankfurt'taki yaşlı bir amcadan almış. Sabah saatlerine doğru da Ankara Havaalanı'na gelip Mamak'ta bulunan depolarında zehirleri hazırlamış."

  "Çift fonksiyonlu oynuyorlar demek. Birisi askerlerimize zarar vermeye çalışırken diğeri de bu kulenin içindekilere zarar vermek istiyor."

  "Aynen öyle."

  "Yine de senaryoda söylenmemiş çok şey var. İkinizin ikna kabiliyetine güvenim sonsuz. Bu adam bizden daha fazla şey saklıyor olma olasılığı epey yüksek ve ondan öğrenebileceğimiz tek bir şey bile Irak'taki operasyonun seyrini değiştirebilecek nitelikte olabilir."

  "Ne yapmamızı emredersiniz efendim?" dedi merakla foto blok kartonunu yere indiren Buğra.

  "Adamı göz hapsine alacaksınız. Yemeklerine kadar her şeyi sınırlı olacak ve her gün belirlene saatlerde adamın yanına gidip farklı farklı sorular soracaksınız. Adamın hayatı bizim için çok önemli."

  "Önemli derken?" dedi kafasını eğen Buğra.

  "Koyacağınız odaya dikkat edin. Kendisinin de üzerini tarayın. Delici, kesici, yakıcı veya patlayıcı bir maddeye sahip olmadığından emin olun. Onu hapsedeceğiniz yerde de tehlike oluşturabilecek nesneleri kaldırın ve başına bir tane adam koyun."

  "Anlaşıldı efendim." dediğimde arkamdan gelen Buğra'yla başkanın odasını terk ettik.

  "Hey," diye seslendiğini duyduğumuzda önce Buğra yaklaştı kapıya ve başkanla yüz yüze geldi. 

  "Buyurun başkanım." dedi soğukkanlılıkla.

  "Operasyonu izlemeyi hiç mi istemiyorsunuz?" dedi sevinçle ayağa kalkıp. Sonra da her zaman yaptığı gibi iki elini birbirine vurdu.

  "Evet!" dedi Buğra. Bu bizim ilk izleyeceğimiz operasyonumuzdu. Aslında daha öncesinde de birkaç tane olmuştu ama bu denli büyüklükteki bir ilkti bizim için!

  "Haydi, dev ekranın önüne!" dedi bir çocuk edasıyla Zülfi Bey.

Bölüm Sonu

KIŞLAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin