70.Bölüm : Ramak Kala

14 15 0
                                    

  70.Bölüm : Ramak Kala

"Efendim, bakmanız gereken konular var!" dedi hava araçlarını zorlukla kontrol etmeye çalışan mühendis. Bunu duyar duymaz yerinden fırladı Zülfi Bey ve mühendisin baktığı ekrandan izlemeye başladı olanları.

  "Ne var!" dedi bağırıp başına kötü bir şey gelmesinden korkan başkan. 

  "Kontrolümüz zorlaşıyor. Teröristlere etki edemiyoruz."

  "Ne demek etki edemiyoruz?"

  "İlk çıkan teröristin elindeki her neyse onu silahlı insansız hava araçlarına tutuyor ve önce sinyal gücümüz, ardından savaş yeteneğimiz kayboluyor."

  "Al işte!" deyip orasına burasına vurarak kulenin içinde yakınmaya başladı Zülfi Bey. "Saf gibi önlemsiz çıktık biz de. Gerçi, kimin aklına gelebilirdi ki onların bu kadar haysiyetsiz, bu kadar şerefsiz, bu kadar katzampara, bu kadar yılan olacakları."

  "Efendim, ne yapmamızı istersiniz?"

  "Kalk göbek at!" dedi kinayeli biçimde Zülfi Bey. "Bu durumda elimizden bir şey gelmez. Görünüşe göre biber gazı ve sis bombası da atılmış bölgeye. Bundan dolayı mağara içindeki Türk askerlerinden bir şey beklemek aptallık olur." dedi Zülfi Bey. dışarıya doğru abuk sabuk hareketlerle saçılan Türk askerlerini göstererek ekrandan.

  "Efendim, durdurmamız gerek artık, bölgeden uzaklaşmaya başladılar."

  "Ast solistler henüz piyasaya çıkmadı. Asıl önemli olan onlar."

  "Efendim, onlar çıksa bile karşı koyabileceğimiz bir güç kalmadı. Şu an askerlerimiz var ancak hiçbiri savaşabilecek durumda değiller. Bizim için savaş başladı bile."

***

  Loat, erken zaferini kutlamaya başlamıştı. Mağaranın içindeki Gizem ve birkaç teröristle beraber yeri ve göğü inletecek biçimde gülmeye başladı.

  "Son gülen," dedi kıkırdayarak ve ağzından çıkan her harfte daha da çok gülüyordu. "Daha iyi güler!" deyip toparlanmaya başladı. Gülmesini sonlandırdığı için az da olsa üzülmüyor değildi. 

  "Hepsinin etkisiz hale döndüğünden emin olmak istiyorum." deyip öndeki teröristin ne yapması gerektiğini belirtti ve arkasından ona baktı, az önce sorduğu sorunun cevabını alabilmek için. 

  "Bu şerefsizler en azından bir tane savaş uçağını mağaranın yakınlarına indirmişlerdir. Az önce Plafher'la görüştüm ve kendisinden özel bir jet istedim. Az sonra mağaranın arka kısmında olacaktır. Madem havada uçan bir tane bile savaş uçağı görevini yapamıyor ve askerlerin hepsi biber gazı yardımıyla kör olarak bayıldı, burada daha fazla durmanın bir alemi yoktur. Yani, en azından ben böyle sanıyorum." deyip sandalyenin alt kısmına bağladıkları Gizem'in her iki elini de çözerek ayağa kaldırdı. Her ne olursa olsun ağzında duran koca bant yığınını kaldırmadı çünkü kızın çirkef olduğunu daha en başından anlamıştı. Kesin ağzını açtığında beyninin etini yiyecekti Loat'ın.

  Büyük bir korkuyla mağaranın ikinci kapısı olan arka kapıdan çıkış yapmışlar, yalın kat etrafı incelemişlerdi. Henüz bir Türk askeri ya da ona ait bir savaş uçağı görmeyince yanında Gizem, önündeki üç teröristle ürkerek arka kapıya doğru yürüdü Loat.

  O kadar korkuyordu ki belinde duran üç tabancayı çıkartmak bile gelmemişti o an aklında ve her geçen saniyede içinde oluşan korku ve heyecan üç, dört kat artıyordu. Bu, daha önce hiç tatmadığı bir korkuydu.

  Tam yuvarlak mağaranın giriş kapısına geçmiş önüne bakarken arkasından gelen güçlü bir darbeyi fark edemedi. Zaten etse bile o an Faik'in hamlesine asla bir karşılık veremezdi. Önce yere Loat yığıldı. Tam o anda kendisine bakan üç teröristi de delik deşik etti tuttuğu taramalı silahla. Diğer üç terörist de yere yığılınca Gizem çıkıverdi Faik'in karşısına ve düştüğü o hali görünce hemen üzerine doğru koşup bandı açtı ağzından ve kendisine gelmesi için pet şişesinde kalan son suyunu verdi ona.

Bölüm Sonu

KIŞLAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin