78.Bölüm : Ankara Esenboğa Havaalanı

20 16 0
                                    

78.Bölüm : Ankara Esenboğa Havaalanı

Ankara - Esenboğa

  "Uçak kodu neydi?" dedim yanıma aldığım küçük sırt çantasının fermuarını kapatmaya çalışırken.

  "5.peron Gh5"

  "SS12 değil miydi o ya?" dedim bugün başkanın yaptığı açıklamayı ayan beyan hatırlamaya çalışarak.

  "O, uçak ismiydi. Resmi bir şey değil, pilotun uydurduğu herhangi bir kod olarak düşün." diye açıkladı olayı Buğra.

  "Bizimle beraber olacak olan ekip neredeydi acaba?" diye sorup fermuarımı kapattığım çantamla emin adımlarla ilerlemeye başlamışken kulaklarımıza geçirdiğimiz gizli kulaklıklardan ses gelmişti. Benimle beraber herkes aynı şeyi aynı anda dinlemişti.

  "Sizinle beraber olacak İngiltere ve Amerika MİT üyeleri, birazdan içine gireceğiniz Gh5 uçağında bekliyor olacak. Koltuk numaralarınız zaten fişlerinizin üzerinde yazıyor. Bu koltuk numaralarının dışında bir yerde oturmayın ve mümkünse hanginiz nereye oturması gerekiyorsa oraya otursun. Bunu söylüyorum çünkü koltuk numaralarınız ardışık gidiyor. Kendi aranızda yer değiştirmeye sakın kalkmayın."

  "Efendim, onlarla nasıl konuşacağız, nasıl anlaşacağız?"

  "Hatırlar mısınız bilmiyorum, tahminen bir yıl önce bir kütüphane vakasında her birinizin iş telefonuna uygulama yüklenmişti. O uygulamayı şimdi tekrar kullanmanızı istiyorum. O uygulamalarla iletişime geçeceksiniz. Zaten sistemden özel bir oda açıldı. Aslında aynı telsiz sistemi gibi."

  "Bunlarla yakalanmaz mıyız?"

  "Telefonlarınızı uçak moduna alacaksınız. Bu şekilde uygulamayı kullanırsanız hostesler ve diğer uçak görevlileri hiçbir sorun çıkartmayacaktır."

  "İyi de başkanım, biz bu uygulamayı daha önce karadayken ve uçak modu kapalı biçimde kullanmıştık. Çok da faydası olmuştu ama uçak modunu aktifleştirmemiz, uygulamanın çalışma açısından olumsuz etkilemez mi?"

  "Siz sadece dediklerimi yapın, bu uygulama uçak modundayken de çalışacak şekilde tasarlandı."

  "İçimizden biri İngilizce bilmiyorsa ya da onların içlerinden hiçbiri Türkçe bilmiyorsa nasıl konuşacağız?"

  "Siz sadece diğer telefonunuzun uçak modunu aktifleştirin ve şu an çevrimiçi sohbet odalarından en üsttekini açın. Sohbet odası çift fonksiyonlu ayarlandı ve sorunsuzca çalışıyor. Siz ne yazarsanız yazın karşı taraf bunu İngilizce dilde okuyacak. Aynı şekilde onlar da İngilizce yazdığı takdirde siz de Türkçe okumuş olacaksınız. Her şey hazır çocuklar, sadece kendinizi gösterin ve bu Türk milletini yeniden kurtarın. Zor bir şey istemiyorum sadece her zamankinden biraz daha fazla dişinizi sıkın. Unutmayın, birisi sizi ağlarken kolayca sevinebilir ama siz gülerken diğerleri bunu çekemez."

  Kulaklıklardan gelen ses kesilince havaalanının dışına çıkıp sıra sıra 5. perona doğru ilerlemeye başladık. 

  "Bence bu seferki işimiz daha kolay olacak." diye iddia attım ortaya. Hemen ardından bana katılıp katılmadıklarına dair görüşlerini bildirmeye başladı Buğra ve Gizem.

  "Tabii ki öncekinden kolay olacak. O zaman karşı tarafın bize olan güçleri vardı. Şu an iki taraf da 0. Bu fırsatı çok iyi değerlendirmeliyiz."

  "Bence de," diyebildi sadece Gizem.

  "Ama itiraf edelim ki en çok bu vakada stresli olacağız. Her daim arkamızda olacak "yakalanma korkusu" var ilk defa. Bir şeyi yanlış yaparsak her şey bitecek gibi duruyor baksanıza."

  "Aynen öyle, dışarıya karşı asla bir açığımızı belli etmememiz gerekiyor."

  "En çok da neyi merak ediyorum, biliyor musunuz?" deyip biraz duraksayıp nefes aldı sol tarafımda kalan Gizem. "Biz şimdi İstanbul'a gideceğiz tamam ama asıl iş İstanbul'dan sonra başlıyor. Nasıl seyahat edeceğiz, nereye saklanacağız? En önemlisi bu konuda başarılı olacak mıyız?"

  "Bunlar bizim bulacağımız soruların cevapları değil. Bizimle beraber diğer MİT üyelerinin de elbet planları vardır. Zülfi Bey de asla düşünmeden karar almayacağına göre eşeğimizi sağlam kazığa bağladık, diyebiliriz. Korkmamıza gerek yok sadece İstanbul'a iniş yapınca çok az panik yapacağız, hepsi bu."

Bölüm Sonu

KIŞLAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin