74.Bölüm : Mantık Hataları

17 16 0
                                    

74.Bölüm : Mantık Hataları

 "Çok saçma."

  "Yanılgılar epey kafa karıştırıcı."

  "Her ikinizin de düşünme şekli çok yanlış."

  Zülfi Be telefonundan bir şeylere bakarken biz kendi aramızda bu dosya hakkında fikir alışverişi yapıyorduk. Buğra'yla benim düşündüğüm az çok birbirine yakın şeylerdi ama Gizem hiç de böyle düşünmüyordu. O, olaya bilimsel yönden yaklaşmaya çalışıyordu. Zülfi Bey de ortam biraz gürültülü olunca telefonunu masanın üstüne bırakıp konuşmaya başladı. 

  "Olaya her iki açıdan da bakmayı ne zaman öğreneceksiniz?" diye bağırdı birden. "Bariz belli, olayın içinde yanılgılar olduğu kadar bilimsel ögeler de var."

  "Sizin düşünceniz nedir?"

  "Bunun bir savaş çağrısı olduğunu düşünmekteyim." dediğinde Gizem'in gözleri dört kat daha büyüdü.

  "Eyvah!" diye söylendi içinden ama odanın içindeki herkesin duyduğu aşikardı.

  "Sadece savaş çağrısı değil, bunun algıda seçicilik olduğunu da düşünüyorum. Hala Almanya dışında bu virüsün bulaştığı kimse yok ve bu bizim açımızdan olumlu bir şey."

  "Neden olumlu olsun ki?"

  "Şöyle düşün, onların amacı bütün dünyaya bu aşıyla hükmetmek. Almanya'nın rakibi birkaç ülke denedi aslında bizden önce. Ancak baktılar ki kendileri bunu çözemiyorlar, Almanya'nın rakibi diğer ülkelerden de yardım istediler. Bunların başında da biz geliyoruz. Normalde bu vaka bize üç hafta öncesinde ulaşmıştı ancak bizim elimizde halihazır başka bir vaka olduğu için onunla uğraşmak zorunda kaldık. Kaldı ki bu iki dosyayı önem derecesinden kıyaslasaydık yine önceki vakayı seçerdik çünkü orada söz konusu Türk milletiydi."

  "Yani zamanımızın olduğunu biliyoruz ama ne kadar zamanımız olduğunu asla tahmin edemiyoruz."

  "Şu anlık böyle bir durum var evet ama bu kadarı bile bize yeter. Bu kadar bilgiyle çıkarım yapacağız. Fikirlerinizi alayım," dedikten sonra önünde duran bir top A4 kağıdı yığınını eliyle düzeltmeye çalıştı hızlı biçimde Zülfi Bey.

  "Ben, diğerlerine inanmıyorum." diye atıldı ortaya Gizem.

  "Diğerleri?"

  "Buğra'yla Efe'ye yani. Bence teröristlerin söylediği şeylere inanmaktan başka çaremiz yok."

  "Neden inanalım onlara?" diye sınamaya başladı Zülfi Bey, Gizem'i.

  "Fabrikada virüs üretmeleri, profesörleri ve tıp öğrencilerini neden kaçırdığını gösterir bize. Aynı şekilde söyledikleri gibi Alman vatandaşı hariç kimseye bulaşmıyormuş bu. Bence tüm bunlar onlara güvenmemizi gösterir."

  "Yanıldığın bir nokta var Gizem," dedikten sonra hatasını kendi bulmasını bekledi Zülfi Bey. Zülfi Bey de bu sırada ne zamandan kalma olduğu bilinmeyen su şişesinin kapağını açıp yaklaşık yarısını dikti birden.

  "Nedir?" diye sordu bir şeyi yanlış düşünmediğine inanan Gizem.

  "Biraz önce yaptıkları açıklamayı harfi harfine size de okuttum. Şimdi söyleyeceklerim, sizin aklınızda en ufak bir kuşku yaratırsa yeniden okurum, bu bir sorun değil. Sadece Gizem'e yanıt vermiyorum şimdi söyleyeceğim cümlelerimle. Bu söyleyeceklerim ben de dahil sizleri de ilgilendiriyor. Adam diyor ki," dedikten sonra boğazını temizlemek için öksürdü Zülfi Bey. Öksürmenin verdiği zararla da burnu akmaya başlayınca arkasını döndü. Pantolon cebinin sonuna kadar gitmiş kuru peçeteyi çıkartıp burun deliklerini temizledi. 

  "Başkalarına hükmetmek için diğerlerine de virüsün bulaşmasını istersin. Peki bu virüs neden sadece Alman vatandaşına bulaşıyor. Bence yaptıkları açıklamanın bazı cümleleri sadece açıklama olsun, diye yazılmış gibi geldi bana açıkçası. Bir terörist sadece işiyle odaklanır. Bilimsel cümlelere değinmez ancak yaptıkları açıklamanın bazı cümleleri bilimsel cümle niteliğinde. Bunlar sadece göz korkutması için. Yapacakları asıl plan kendilerinde, o fabrikalarında ve en önemlisi esir olarak alıp sırf başkalarına hükmedebilmek için kullandıkları Türk tıp doktorları ve tıp öğrencilerinde. Her ne yapacaklarsa yapsınlar sağlam temelli yapıyorlar." 

Bölüm Sonu

KIŞLAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin