10.Bölüm : İlk Yaklaşım

67 40 9
                                    

10.Bölüm : İlk Yaklaşım

  Galip Bey, çıkardığı telefonla birkaç işlem yaptıktan sonra en sonunda telefon rehberine girdi. Sağ elinin işaret parmağını kullanarak rehberde bir işinin adını aradı. En sonunda ismi bulunca ekranı soldan sağa doğru kaydırıp telefonu hoparlöre aldı. Kendisi de emniyet arabasının kaportasına oturdu. Dışarıda tam manasıyla zemheri olduğundan üşümüş, aracın içine girmişti. Arkasından biz de onu takip ettik.

"Buyurun Galip Bey."

"Bulunduğum yere çok acil hem arama kurtarma hem de ambulans istiyorum."

"İyi misiniz efendim?"

"Biz iyiyiz fakat yolda tuzak olduğundan şüpheleniyoruz. Askerlerimizin de bu yüzden kaybolduklarını varsayıyoruz."

"Tamam efendim, bulunduğunuz yerden sakın ayrılmayın. Sanıyoruz ki dağ yollarındasınız, telefonunuzdan gelen sinyallere göre ekipleri gönderiyorum yanınıza."

"Tamam Alpagu. Biz burada ekiplerin gelmesin bekliyor olacağız. Ayrıca dağ yollarının başlangıcına ve sonuna araba girmemesi için barikatlar kurun. Yalnızca arama-kurtarma, polis ve ambulansın girmesini istiyorum."

"Nasıl emrederseniz efendim." Galip Bey, Alpagu'ya cevap vermeden yüzüne kapadı telefonu. Sonra içindeki sıkıntıları dışarıya atmak için derin bir "of" çekti.

"Umarım askerimize bir zeval vermesin inşallah. En önemli teşekkür de Sadık'a. Eğer yol dikkatini çekmeseydi ve dümdüz ilerleseydi biz de yok olacaktık. Tuzakları fark ettiğin ve bizi de uyardığın için sağ ol Sadık."

"Ne demek efendim, kim olsa aynısını yapardı."

"Yapmazdı, kimse bunu fark etmezdi, fark etse bile yerinden kalkıp incelemezdi. Saçma bulurlardı genel olarak."

"Sadece bazı şeylere dikkat ediyor-" Sadık'ın lafı uzaktan gelen ambulans ve polisin çaldığı siren sesleriyle bölünmüştü.

"Geliyorlar, çıkın hemen!" diyerek açtığı araba kapısını hızlıca kapayıverdi. Öyle güçlü kapadı ki bir an araba yerinden oynayacak, yokuş aşağı yuvarlanacak sanmıştım.

"Tuzak var dikkat edin!" diye uyardı karşıdan gelen arama-kurtarma arabasını zor bela durdurarak. Önce arama-kurtarma polisleri indi arabasından ardından ciddi bir şey olmadığını anlayan ambulans. Galip Bey lafı hiç uzatmadan direkt mevzuya girdi.

"Bu yolda tuzak var. Size gösterdiğim alandaki tüm yolu kazmanızı istiyorum. Mutlaka bir şey bulacak ve bulduğumuz şey bizi askerlerimize götürecek."

"Tamam efendim, geri çıkın lütfen!" diyerek son arabadan çıkan polis elindeki asfalt deliciyle yaklaştı yanımıza. "Neresi kazılacak?" diye ekledi yanımıza katıldığında. Galip Bey de ceketinin iç cebinden çıkardığı kalın bir tahta kalemiyle rengi değişik olan yolun sınırlarını işaretledi. Bir insan neden ceketinin iç cebinde bir tahta kalemi taşırdı ki? Ancak kim bilirdi ki bunun bir gün işe yarayacağını?

"Mümkünse eğer sadece sınırlardan kesin ve sınırlardan tutarak asfaltı kaldırın yerinde. Çizdiğim sınırım iç bölgesini parçalamamaya çalışın. Eğer bir şey bulursak asfaltın arasına sıkışır ve kaybederiz."

"Si nasıl isterseniz efendim." diyerek olay yerindeki herkesin geriye doğru gitmesini istedi elinde asfalt kesici alet tutan polis. Az sonra çok güçlü sesler açığa çıktı ve arama-kurtarma polislerinden birisini yanına çağırarak yardım istedi elinde asfalt kesici alet tutan adam. Arama-kurtarma polisi elinde büyük bir halatla yardıma geldi. Bir de elinde taşıdığı özel solüsyonu sıktı asfaltın yüzeyine. Sıkar sıkmaz asfalta etki eden spreyle katı haldeki yol erimeye başladı. Acele ederek eriyen kısmın içine halatın bir ucunu koydu ve tekrar cebinden çıkardığı bir sprey sıktı. Son sıktığı sprey diğerine göre farklıydı ve eriyen asfaltın taş gibi katı olmasını sağladı. Sonra arama-kurtarma polisinin yanına bir polis aracı çağrıldı ve polis, gelen arabanın üzerine çıktı. Elinde tuttuğu halatı güçlü bir şekilde çekti ve var gücüyle geriye doğru attı.

Düz bir dikdörtgen şekliyle yol yarılmıştı. Önce Galip Bey koştu yarığın yanına. Ardından diğer arama kurtarma polisleri... En sonunda dayanamayarak ben koştum olay yerine. Yarığın içine baktığımda iki tane büyük mıknatıs olduğunu gördüm.

"Bunlar mıknatıs!" diye sayıkladı Galip Bey. Kaybolan askerleri bulacağına inandığında çok sevindi Galip Bey. Yanındaki arama-kurtarma polisine yaklaştı.

"Tüm arama ve kurtarma ekiplerinin bu bölgeye yoğunlaşmasını istiyorum. Tüm jandarmalar, polisler herkes... Bu araziyi karış karış arayacağız. Onları bulmamıza çok az kaldı. Ailelerini mutlu etmeye çok yaklaştık. Aileleri, onların yaşadığına inanacak!

BÖLÜM SONU

  10.bölümle birlikte hikayemizin asıl konusuna geçiş yapıyoruz! Yeni bölümlerin duyurularını takip etmek için panoya yapacağım durum güncellemelerini takip edebilirsiniz! Bugünlük bu kadar, hoşça kalın!

KIŞLAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin