57.Bölüm : Mikrofon ve Güvenlik

19 17 0
                                    

57.Bölüm : Mikrofon ve Güvenlik

***

Bütün malları yükleyen adam son kez kontrolünü gerçekleştirerek veda etti depodaki adamlarına. Her paketin ağırlığı yaklaşık 100 kilo değerindeydi ve bunlardan yirmiyle otuz arasında olduğunu biliyordu. Ekstra 3000 kilo ağırlıktan dolayı ister istemez dolu olan bütün tekerler gözle görülecek bir farkla aşağıya doğru inmişti. Hızlanması da zordu aracın taşıdığı bu yüklerden dolayı. Varış yapacağı yere doğru ilerlemeye başladı.

***

"Ne yani, elimiz kolumuz bağlı bir şekilde Kışla'dan çıkan askerlerin Gizem'i bulmasını mı bekleyeceğiz?" dedim sızlanarak.

"Görünen o ki, beklemeyeceğiz." dedi tuttuğu tabletteki raporları okuyan Zülfi Bey.

"O da ne demek oluyor başkanım?" dediğimde masada duran sütten bir yudum daha aldım.

"Kendimiz alacağız ipleri. Kışla'dan çıkan askerler Gizem'i takip halinde değillermiş." şeklinde bir cevap verdiğinde sertçe masaya koydum yarısı dolmuş süt bardağını.

"Kös kös neden bekledik ki o zaman bunca zaman?"

"Nedensiz yere bırakmamışlar tabii ki takibi. Onların da kendilerince haklı bulduğu bir nokta var."

"Ya ne?" dedim üsteleyerek konuşarak.

"Bunlar uzun bir yol boyunca takip etmişler. Hatta dediklerine göre üç saat kadar yürümüşler takip için bir dağ yamacında. En sonunda başkanlarıyla konuşmak için telsizlerine davrandıkları sırada üstlerinden savaş uçağı geçmiş ve Gizem'i almışlar."

"Şaka!" dedim başkanın söylediklerine inanmak istemeyerek.

"Dahası da var."

"Daha ne olabilir ki?" dedim şaşırıp bardakta kalan sütü hepsini ağzıma dikerek.

"En olamaz dediğin şey oldu. Başkanlarıyla olan telsiz hattına virüs ve bazı sinyal engelleyiciler girmiş. Bunu fark etmeleri daha doğrusu engellemeleri için iki saat kadar geçmiş. Oranın da bilişim uzmanı k-halledebilmiş fakat o zamana kadar ne teröristlerden ne de Gizem'den bir şey kalmış."

"Ne yani? Gizem'in nerede olduğunu bilmiyor muyuz?"

"Evet," dedi üzgünlüğü ses tonuna vuran başkan.

"Bütün savaş kozları onların elinde ve bizim onlara karşı bir üstünlüğümüz yok."

"Evet," diye yineledi başkan ve kalkıp dev ekranın önüne geçecekken platformun üst tarafında bulunan dev hoparlörden ses geldi güçlü bir şekilde.

"Güvenlikten merkeze, tamam!" diye bir uyarı geldi. Güvenlikten nadiren bu şekil çağrılar gelirdi. Hele son bir yıldır asla gelmezdi. Geldiğinde de hatırı sayılır olaylar meydana gelirdi. Muhtemelen kullanılmadığı için üzeri toz olmuş hoparlörün kumandasını almak için dev ekranın altındaki çekmecelere eğildi Zülfi Bey.

Eline geçirdiği kumandanın mikrofon tuşuna bastığında onu artık tüm MİT binasının duyduğunu da biliyordu.

"Merkezden güvenliğe, sorun mu var?"

"Başkanım, acilen buraya inmenizi rica ederiz. Kırmızı kodlu, alarm uyarısıdır!" diye bağırdı güvenlik.

"Koş Raif koş!" diye bağırdığında orta kapıdan çoktan çıkmış, kenarlarında korkuluk olmayan sadece bir platformun, MİT binasını en üste bağlandığı demir halatlardan oluşan asansöre binmişti. Burun farkıyla ben de ona yetişmiştim.

Katlar arasında duvar yoktu. Yani asansörün içinde duran kişi tüm MİT binasını görebiliyordu. Pek sallanmadığı için de asansörden düşme gibi bir ihtimal de ortadan kalkıyordu.

İneceğimiz kat, zemin katın iki kat altındaydı ve kata ulaşmıştık. Platformun tam olarak yere inmesini beklemeyen Zülfi Bey, normal sayılabilecek yükseklikten atladı.

"Buraya başkanım!" diye el kol yapmaya başladı güvenlik, muhtemelen uyarı geçen kişi de oydu. Gerçi, bunun bir önemi yoktu. Şu an tek odağımız sorunun ne olduğu ve ortadan kalkabilir olup olmadığıydı.

Güvenlik, bizi gördüğünde önce nereye girmemizi işaret etmiş olsa da ardından kendisi de koşup takip etmesini istedi bizden. Önde giden Zülfi Bey yakasına geçirdiği kravattan tek bir hamleyle kurtulmayı başarmıştı.

İçeriye girdiğimizde odanın bir güvenlik kamera odası olduğunu anlamamız çok uzun sürmemişti. Her yerde kamera kayıtları ve en önde duran masanın önünde yığınla insan olduğunu gördük. Hepsi birden homurdanırken bizim odaya katıldığımızı gördükleri anda boş konuşmayı kesip kenara doğru geçtiler olan biteni daha rahat inceleyebilmemiz adına.  

KIŞLAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin