97.Bölüm : Beklenmedik Bir Problem

8 5 0
                                    

97.Bölüm : Beklenmedik Bir Problem

Raif’ten gelecek tek bir haberi bekliyorduk kapının önünde. Hatta daha doğrusu Buğra’yı bekliyorduk kendi kurmuş olduğu planla beraber. Amerika ve İngiltere MİT üyeleri de sürekli uygulamadan yazıp duruyordu. Artık verilecek bir cevap kalmamıştı. Karanlıktı, ortamdan soluduğumuz oksijen miktarı gt gide azalmıştı. Hapşuruklar gelse de tişörtümüzü top yapıp arasına hapşuruyorduk. Hapşurma sırasında da top yaptığımız kıyafeti kendimize doğru bastırarak ortama yayılacak ses dalgasını en aza indirmeyi amaçlamıştık.
“Arkadaşlar, tehlike bir süreliğine geçti. Şimdiki seyrimizi tamamen Buğra belirleyecek ki o da şu an hem sizi duyuyor hem de sizler için canını dişine takarak kazan dairesinden yanınıza yaklaşmaya çalışıyor.”
“Gelmek üzereyim zaten, son üç katım kaldı. Maşallah maratona katılmışçasına koşuyorum. Sen neden tehlike geçti, dedin Raif?”
“Biz izin vermediğimiz sürece odanın kapısında duran müdür içeriye giremeyecek. Kodlardan bir tanesinin sonunu değiştirmeyi başardım. Siz odadan kurtulduğunuzda yeniden eski haline getireceğim.”
“Vallahi ne yalan söyleyeyim, sen bizim yanımızda çalışmasaydın hatta hayatta senin gibi bir insan evladı olmasaydı kim bilir şu an ne hallere düşerdik?” dedim tüm içtenliğimi ve bütün duygularımı cümlenin içine katarak.
“Kim olsa aynı şeyi yapardı. Zaten benim yaptığım hareketleri üç yaşındaki bir çocuğa bile söyleseniz o da eksiksiz yapardı halledilmesi gereken işleri.”
“Öyle deme ama Raif. Kendine haksızlık ediyorsun. EfRa ilişkimiz bir kez daha önem kazandı.”
“Arkadaşlar, konuşmanızı balla kesiyorum fakat dışarıdan zorlama sesleri gelmeye başladı. Kilit kısmına tornavida gibi sert yabancı cisimler sokarak kapıyı kırmaya çalışıyorlar. Şifre girmeden fiziksel yollarla kapı açılabilir mi Raif?”
“Başkanları sanırım koca yürekliymiş.” Dedim bir şey söylemeden.
“Ne alakası var?” diye sorduğunda Gizem’in sesi iyiden iyiye kesildi.
“Bunun bir cezası var. Hele kırma gibi şiddet içeren fiziksel yöntemlerle havaalanına ait bir mala zarar verilirse uzaklaştırma cezası bile alabilir müdür. Kural gereği durum böyle.” Deyip bayağı uzun zamandır havaalanı kamera kayıtlarına bakmadığımı fark ederek en arka planda kalan sekmeyi açıp kısaca göz gezdirdim.
“Olamaz!”
“Kardeşim boş ver, müdürleri sıkı sıkı çalışıp kaybettiği parayı yeniden kazanır. Uzaklaştırmayı da çok takma, müdür yanlışını fark etmiştir artık. Ağır da olsa bir bedel ödeyerek yapmaz bir daha aynı şeyi.”
“Onu mu diyorum Efe?”
“Neyi diyorsun?” Efe, sanki mağaranın içinde gördüğü ayıyı korkutmamak için neredeyse 1dB (1 desibel) tonla konuşuyordu.
“Hani bloke ettiğim havaalanı kamera görüntüleri vardı ya, işte onlar aktif hale gelmiş. Siz en başta temizlik odasına girdiğinizde orayla alakalı bütün teknolojik aygıtları pasif (etkisiz) hale getirmiştim. Onlarda sorun yok fakat Buğra’nın geldiği kazan dairesinden itibaren her şey an be an görüntülenmiş.”
“Has siktir!”
“Raif, bu şimdi mi söylenir?” diye tavrını koydu ortaya Buğra, haklı bir şekilde.
“Ne yapayım ağabey, daha yeni gördüm.”
“Biz o kadar plan kuralım, planın en önemli engeli kamera kayıtları vs. olsun. Sen onları bir kez etkisiz hale getir ve bir daha yüzüne bakma! Olur mu öyle şey? Efe ile lak lak yapmasını biliyordun ama?”
“Ağır ol, Buğra! Bizim elimiz de armut toplamadı herhalde. Hiçbir şeyi boşladığım falan da yok. Yalnızca birkaç dakikalığına kamera kayıtlarına bakmayı unutmuşum, hepsi bu kadar. Asla değişmeyecek ya da bir daha eski haline gelmesi imkansız bir olay gibi görmenin bir manası yok.”
Bu düpedüz benim hatamdı ve ben de zaten bunu biliyor, kabul ediyordum. Fakat onların bilmediği, benim bildiğim bir tık kötü haber vardı.

Bölüm Sonu

KIŞLAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin