41.Bölüm : "Ekle"

20 19 0
                                    

  “Deneme, bir, iki,” diyerek başladım konuşmaya. Muhtemelen konuşma odalarında yalnızca ikisinin olmasına rağmen başkasının konuşmasını duyduklarında sudan çıkmış balığa döneceklerdi. Zülfi Bey’e baktığımda o da alttan alttan gülmeye başlamıştı. Eliyle konuşmaya devam etmem gerektiğini söyledi ardından.
  “Raif Pala konuşuyor. Sesim geliyor mu, tamam.” Dedim konuşma butonuna tekrar basıp mikrofonu devre dışı bırakarak.
  “Efendim, onlar konuşmaya başladıklarında tam olarak ne söyleyeceğim?”
  “Gizem’in durumunu söylesek çok mu ağır gelir? Ya da çok mu telaşa kapılırlar?”
  “Söylemezsek de daha kötü olmaz mı? Sonuçta şu an arkadaşlarının durumunu bilmelerine hakları var.”
  “Doğru söylüyorsun, devam edebilirsin konuşmana.”
  Sesimin biraz çatallı çıktığının ben de farkına vardığımdan ötürü birkaç kez derin derin öksürdüm. Sonra kulaklığımdaki mikrofonu tekrar düzelttim ve ekranın sol alt köşesinde bulunan “mikrofonu aç” düğmesine bastım. Mikrofon yeniden bilgisayarla eşleşti ve söyleyeceklerime devam etmeden önce bana karşı verdikleri bir cevap olmadığından tekrar emin olmak istemiştim sesimin gidip gitmediğinden.
  “Arkadaşlar, ben Rafet Pala. Sesim geliyor mu?” Bir mikrofondan hışırtı ve araba sesleri gelmişti. Konuşma henüz olmamıştı ve mikrofonunu açan kişiyi merak ettiğimden dolayı ekrandan odadaki kişilere baktım. Bunun nedeni, konuşan kişinin yanında açık mikrofon sembolünün bulunmasıydı. Mikrofonundan araba ve cızırtı sesi Efe’den geliyordu.
  “Seni duyuyoruz. Buraya neden ve nasıl girdin? Tamam.” Ardından açık olan mikrofonu hemen kapanmıştı. Muhtemelen onlar da henüz yoldalardı.
  “Söyleyeceklerimi lütfen dinleyin ve mümkünse önemseyin. Takımımızdan Gizem Horgan takip ediliyordu ancak takip eden cihazı şimdilik etkisiz hale getirmeyi başardık. Gizem’in telefonu açık ancak aramalara asla cevap vermiyor ki bu da bir nebze olsun iyi bir şeye işaret. Ancak görüyorum ki özel frekanslı telsiz konuşmasına da katılmamış.”
  “BU bizim suçumuz,” diye ses geldi kulaklıktan. Hemen buy sesin sahibinin kim olduğunu öğrenmek için diğer ekranı açtığımda bunun da Buğra olduğunu anladım. Aslında seslerini az çok biliyordum fakat telsiz aracılığıyla konuşunca anlaşılmıyordu, kimin ne söylediği.
  “Bu da nereden çıktı Buğra?” dedim ismiyle hitap edip bir anlığına soluklanarak.
  “Otoparktan ayrılmadan önce herkesin ayrı ayrı katılabilmesi için özel frekans numaralarını vermiştim ancak Gizem bana nasıl bağlanıldığını sormuştu.”
  “E, ne var bunda?” dedim gerçekten anlamayıp sorarak.
  “Çıkmadan önce geç kaldığımız için onu geçiştirmiştim.” Dedi Buğra, içinde bulunduğu ortamdan sürekli araba korna sesleri geliyordu. Biraz düşünüp bunun için ne yapabileceğimi sorguladım kendi kendime. Mikrofon kapalı şekilde başkana sordum ne yapabileceğimizi.
  “Benim bilgisayarımdan üye ekleyip ya da çıkartabiliriz aslında.”
  “Üyeliğin mi var bu siteye?”
  “Evet, koskoca MİT başkanı olarak, niye şaşırdın ki?”
  “Yok, aslında buna tam olarak şaşırmak denmez.”
  “Ne denir peki?” dedi başkan bacak bacak üstüne atarak.
  “Yalnızca bu bilgisayar üzerinden giriş yaparsak konum gizleyici devre dışı kalır mı, bunu merak ettiğim için düşünüyordum.”
  “Gizem’e en zararsız yoldan ulaşmak için başka bir yolumuz mu var sanki?” diyerek bir kart çıkardı başkan takım elbiseli ceketinden. Büyük bir şevkle masamın üzerine attı. “Üstteki numara kullanıcı adı, alttaki numara da bu kullanıcı adıyla ilişkin şifre. Sisteme bunu yazıp girdiğinde tüm ama tüm kontroller senin eline geçmiş olacak. Başarılar diliyorum.” Bacaklarını normal hale getirip yeniden odasına doğru ilerledi başkan. Havalı biçimde masaya attığı ve üzerinde sisteme girebilmem için bütün bilgilerin olduğu kartı yavaşça kavrayarak çıkış işlemlerine başlayacakken birden durdum.
  “Hemen, şimdi konuşmaya yeniden katılacağım.” Diye bir uyarı yapınca tamamen çıktım sistemden. O sırada konum gizleyici uygulamamın hala aktif olup olmadığını kontrol ettim. Her şey yerli yerinde gidiyordu. Biraz önce sistemden kapattığım oturum açma yerine başkanın az önce masaya fırlattığı karttaki giriş ve şifre numaralarını yazdım. Sağ alt köşeden de bir yandan konum gizleyici uygulamasının çalışıp çalışmadığını kontrol ediyordum.
  Bilgileri doğru biçimde girdiğimde simsiyah bir ekran karşıladı beni. Yavaş yavaş da üzerinde beyaz kutucuklar belirmeye başladı. Bu anda ekran ikiye ayrılmıştı. Bir yanın başlığı “Aktif Odalar” iken diğer başlığın adı da “Süresi Geçmiş Odalar” idi. Aktif odaların başlığına baktığımda yaklaşık on tane olduğunu gördüm. Ayırt edebilmek için tam yerimden kalkıp başkana soracakken kutuların altında son görülme tarihleri belirdi. En son görülen odanın zamanı 17.30’du yani tam iki dakika öncesiydi. Hiç şüphe etmeden kutucuğa bastığımda katılımcılar çıkmıştı. Oturum açmadan az önce katılmıştım. Şimdi de o “katıl” butonunun yerine “ekle” butonu çıkmıştı. İmleci yavaşça onun üzerine götürdüm ve hızlı hızlı atan kalbimle yavaşça bastırdım.

Bölüm Sonu

KIŞLAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin