Sabahın altısından dokuzuna kadar geçen sürede bahçesi ile ilgilenip, biraz da kafasını dinledikten sonra yavaşça kalktı ve gözlerini kendini göstermekten hiç utanmayan güneşin yanındaki beyaz bulutlara çevirdi.
Adını aldığı bu varlık ona oldukça yakın gibi hissettiriyordu ama tabii ki ulaşamazdı.Ellerindeki fazla toprağı çırparak diğerlerinin yanına gönderdi ve o koyu, gök rengi gözlerini kendi büyüttüğü kırmızı güllerine çevirdi. O ailesi gibi çiçek yetiştirme işi ile uğraşıyordu ve paralarını bu sayede kazanıyordu. Hem Folio Bölgesi'nin kuruluş yıldönümü oldukça yakın sayılırdı, bu kırmızı güller hızla satılacaktı. Sadece bir hafta vardı.
Bu kutlama günlerinin ard arda geldiği bu ay kendileri için büyük şanstı. Bolca çiçek satıyorlardı ve birkaç aylık paraları çıkıyordu. Bu ilkbahar tam bir bolluk demekti.
Bulut, bu canlı çiçeklerin koparılması konusuna hâlâ pek ısınmasa da bir şey söylemiyordu. Yiyecek parası buradan çıktığı ve işleri bu olduğu için söylememeye de devam ediyordu.
"Ölü çiçek büyütmek lanet getirir derler."
Alfa babasının sesi tam da yeni ektiği siyah güllerin oradan geldiğinde gülümsedi. Bunu ciddiyetle söylemiyordu, aksine dalga geçiyordu babası. Folio'lu kimse hiçbir çiçeğin lanet ya da kötülük getireceğine inanmazdı. Ama siyah gül yetiştiren yoktu. Çünkü siyah gül kimse tarafından alınmıyordu. Siyah gül'ün diğer adı da ölü çiçekti bu yüzden.
Saçlarının siyah tutamları güneşin altında bütün asilliğiyle parıldarken babasının yanına adımladı ve önünde durdu. Elini babasının elinin üstüne koyup kırmızı gülleri gösterdi.
Ne kadar güzel olgunlaştıklarını ve kokularıyla kendilerini mest ettiğini göstermek için can atıyordu.Almak istediği ifade ve mırıltılarla beraber gülümsemesi genişledi ve kafasını salladı. Okulda da bitki bölümünü okuyordu. Okumak isteyip istemediğini hiç düşünmemişti. Sadece, gerçekten başka bir şansı ya da seçeneği yoktu işte. Folio Bölgesi'nin çoğunluğunu oluşturan bu bölüm onun da kaderiydi.
Nefret etmiyordu ama çok bağlı olduğunu da söyleyemezdi. Tıpkı ev işleri yapmak gibi bir histi, istek dışı ama olması gereken."Bugün saat on iki de Oratio'ya gidiyormuşsunuz Bulut. Ve bütün herkes aynı alanda toplanacakmış. Senden abini yanında tutmanı istiyorum."
Bulut gülümsemesini her zamanki ciddiliğine büründürdü ve babasını onayladı. Neden istediğini biliyordu ve babasına hak veriyordu. Abisi dövüş kulübündeydi ve orası Kahran Bölgesi'nden soruluyordu ne yazık ki.
Abisinin kaç kereler yüzü ya da başka bir yerinin yaralı geldiğine şahit olmuştu.
Kahran'lılardan nefret ediyordu.
Neyse ki abisi artık bu yaz ayında ikinci derece bir dövüşçü olarak bitirecekti okulunu."Yanımda olduğundan emin olacağım."
Bu güven kokan cümleden sonra yavaşça eve adımlamaya başladılar. Bulut ellerini testiden akan su ile yıkadıktan sonra mutfağa geçti ve omegasına yardım etmeye başladı. Sanırım omega babası ile iş yaparken sadece eğleniyordu. Diğer zamanlarda iş ona gerçekten iş olarak görünüyordu.
"Bu tür dersini merak ettim. Tür dediğin üç tanedir; alfa, beta, omega. Bunların özelliklerini de zaten on beş yaşında almıştınız diye hatırlıyorum. Değil mi Bulut?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaçınılmaz Lanet (2)
ChickLit(Omegaverse) Bir bölgenin akıbeti, kurdunun gücü ve kılıcının keskinliğinden geçer. -KAHRAN- Herkes kendi doğrularına sahip çıkarken lanete mi yoksa kurtuluşa mı yaklaştıklarını kimse bilemeyecek. -İliaca'nın devamıdır. Buradan da başlayabilirsiniz...