79. Bulut'un İsteği

268 42 11
                                    

Korkunç görünüyordu. Gülümsüyordu fakat tatlı bir omeganın esintisi gibi değildi. Sanki gerçek bir kurdun çok açken bir anda midesine indirebileceği büyük bir geyik avladığı anki o kanlı dişlerinin arasındaki gülüşü parlıyordu.

Kalabalığın arasından bu vahşi yüzünü saklamaya çalıştı, kimseyi korkutmak istemiyordu. Kendisini dans etmek için bekleyen Yıldırım'ın avucuna elini bıraktı.

Yavaşça bütün olay örgüsü kendisi için işlemeye, zaman kavramı onun için çalışıyorcasına hareketlenmeye başlamıştı. Bulut bunu kullanmak için zirvesinde olduğunu biliyordu.

Dansını sanki büyük bir zaferin, avının etrafındaki küçük bir minnet dansıymışçasına tamamlarken yarın bütün gücünü konuşturmak için her anını mutlulukla geçirdi.

"Hiç olmadığınız kadar mutlu görünüyorsunuz Bulut omega. Neredeyse sebebini kıskanacağım kadar."

Yıldırım'ın sözlerine küçük bir kahkaha verdi. Onu Yıldırım'dan daha fazla mutlu edebilecek bir şey yoktu. Sadece, önünde engel diyebileceği kişi sayısı azalıyordu ve bütün kozlar onun eline geçiyordu.

"Omegan kendisine geliyor alfa."

Ne kadar kötü göründüğünü, ne kadar kan dökeceğini düşünmüyordu artık. Herkesçe bilinen başkahraman olamayacak kadar duygularını kaybetmişti. Kitabını okuduğu baş omega Doğuş'un, Hava'nın ya da güçlü iyi liderlerin hikayesini okumakla zamanını boşa geçirdiği kanısına vardı.

Çünkü o iyi bir lideri canlandırmak için geri dönmemişti. Bulut kendi hikayesini kendi yazacaktı. Belki kendisi isteyerek bu karaktere dönüşmemişti fakat bunu benimsemişti.

"Omegam ne şekilde olursa olsun alfası onun her adımından emin olacak ve peşinden her şeyi yakıp yanına gelecek."

Bulut sözlerine karşılık anlamlı bir bakış attı.

"Bunu mecazi olarak mı söyledin?"

Yıldırım tek kaşını kaldırarak sırıttı. İkisi de mecaz kullanmadıklarını biliyordu. Bulut'un kulağına kulağına yavaşça ve aralarındaki tutkuyu artırırcasına yaklaştı.

"Bence bunun cevabı sadece ikimizin anlayabileceği kadar açık."

-----------

Küçük bir ateşin gölgesi, sarayın bu dar odasını elinden geldiğince aydınlatmaya çalışıyordu ama başarısızdı. Sessizdi. Bulut'un nefes sesi bile çıkmıyordu.

Karanlığa çoktan alışmış koyu mavi gözlerini kurumuş güllerde, tamamen söneli çok olmuş tütsülerin silüetinde gezdirdi. Onu bekliyordu.

Bugün, bir Folio'lunun gelip tanrısına dua etme günüydü ve Bulut gelebileceği en uygun vaktin gece olduğunu düşünerek gelmişti. Deniz kapıyı üstüne kapatmıştı ve saatlerdir odada bekliyordu.

Bulunduğu duvar kenarında Tanrısı ile bol bol konuşmuştu. İçinden, onu bu hale sokanlara kızması gerektiğini ve asla yapacaklarını üstüne almayacağını anlatmıştı. Ailesinin kanını alırken ona kızmaması gerektiğini söylemişti.

En sonunda, kapının kilidinin yavaşça açılma sesini duyduğunda gözlerini yavaşça kapıya çevirdi. Dudağının kenarı içindeki acımasız planları yüzünden istemsizce kıvrılırken nefesi bile teklemedi.

Kaçınılmaz Lanet (2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin